English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Б ] / Беспомощный

Беспомощный translate Turkish

175 parallel translation
я такой беспомощный.
Seni mutlu etmek istediğimi söyledim. Ama henüz çok güçsüzüm. Gerçekten çok üzgünüm.
Я всегда такой беспомощный.
Ne çektiğimi sen düşün!
Я как беспомощный ребёнок, который ничего не может сделать, не закричав для этого.
Sadece ağlayan, birşey almayı beceremeyen bir bebek kadar bağımlıyım.
Наверняка вы также нежный и беспомощный.
Eminim, kibar ve savunmasızsınızdır.
Бедный беспомощный Рим!
Zavallı çaresiz Roma!
Тадзаэмон – дурак беспомощный.
Tazaemon artık zavallı budalanın teki.
И, поверите или нет, о братья мои и единственные друзья... ваш преданный повествователь... беспомощный, как грудной ребёнок... вдруг вспомнил, когда и при каких обстоятельствах... он был в этом доме и почему он показался ему знакомым.
İnanabiliyor musunuz kardeşlerim ve biricik dostlarım sadık anlatıcınız kucakta savunmasız bir bebek gibi tutuluyor ve ansızın nerede olduğunu ve kapıdaki "ev" yazısının neden bu kadar tanıdık geldiğini farkediyordu.
- Когда ты беспомощный, то не такой уж несносный.
Çaresizken o kadar iğrenç görünmüyorsun.
.. это мои руки.. бросающие беспомощный карандаш.. .. это наша дешевая комната..
Ve ellerim son ümitsiz kalemi ucuz bir odada düşürürken olduğu gibi.
А ты, бездомный, безмозглый, беспомощный, безнадежный, хочешь, чтобы я вернул тебя туда, откуда подобрал, где ты был?
Sen! Arkadaşı olmayan, beyinsiz, çaresiz, umutsuz. Seni ait olduğun yere, Grönland'a işsiz bir şekilde geri göndermemi mi istiyorsun?
Я был заперт в этой вашей темнице одинокий, беспомощный, доведенный до слез.
Senin şu mahzene tıkılıp kalmışım. Yalnız, yardıma muhtaç, göz yaşlarına boğulmuş olarak.
С этого момента я твой вечный и беспомощный раб.
Bundan böyle, sonsuza dek senin sadık kölenim.
Он совершенно беспомощный, Гилберт.
O çaresiz bir çocuk, Gilbert.
Пока он лежал беспомощный на тротуаре... нападавший выколол ему глаза.
Kaldırımda çaresiz bir halde yatarken... gözlerinden bıçaklanmış.
Кауфман уцепился за канат, как беспомощный малыш.
Kaufman küçük bir bebek gibi iplere asılıyor.
Ты такой беспомощный, что попросту забавляешь Тано.
O kadar önemsizsin ki, Tano için sadece bir komedi malzemesisin.
Ты беспомощный маленький мочитель ковров, правда?
Sen minik bir halı çocuğusun, öyle değil mi?
ИДЕТ ЗАРЯДКА - так же, как и экономика беспомощны
Oh, Ted.
- Вы беспомощны, как ребёнок.
Bir bebek kadar savunmasızsın.
— И мы здесь беспомощны. Мы не можем выкинуть твою мать на улицу, и все-таки она сводит Роду...
Anneni sokağa atamayız, fakat Rhoda'yı öyle zor...
Но мы беспомощны, пока нет реальных улик для обвинения.
Ama aleyhlerinde delil olmaksızın çaresiziz.
Напротив любого проблеска надежды вырастал нацистский танк. Люди были ошеломлены и беспомощны.
Polonyalıların tüm umutlarının karşısında bir Nazi tankı vardı insanlar ise şaşkın ve yardıma muhtaçtı.
Они сами беспомощны.
Onlar da çaresiz.
Эти маленькие глазки так беспомощны и привлекательны.
Çaresiz ve albenili O küçük gözler
Эти маленькие глазки так беспомощны и так привлекательны.
Çaresiz ve albenili O küçük gözler
Ничего... мы совершенно беспомощны, Кинго.
Yapabileceğimiz hiçbir şey yok Kingo.
Я лежал, абсолютно беспомощный, боясь пошевелиться...
Ben orada yatıyorken,..
Мы здесь беспомощны.
Burada elimiz kolumuz bağlıyız.
Потом мы уже были беспомощны.
O andan itibaren çaresiz kaldık.
Мой флот. Они беспомощны.
Filom... çaresiz durumda!
Без них мы слепы и почти беспомощны.
Bunlar olmaksızın kör ve elimiz kolumuz bağlı bir durumdayız.
Вы беспомощны, капитан.
Çaresizsiniz, Kaptan.
В этой ситуации все одинаково беспомощны.
Hiç kimse bu sorunu çözemiyecek, ne dehalar, ne de aptallar!
Их детеныши были совсем беспомощны при рождении. У сумчатых, например, вомбатов, и млекопитающих детенышей нужно было учить выживанию.
Doğan yavrularının hayatta kalabilmesi için, mutlaka anne veya babaya ihtiyacı olan marsupial ya da keseli hayvanlar gibi.
Слушай, мы беспомощны. Я хочу сказать, нас унесло.
İkimiz de çaresiziz, kendimizi olayların akışına bıraktık.
Мы будем беспомощны.
Bütün köylü maazallah ortada kalırız.
Мы не совсем беспомощны.
Tamamen çaresiz durumda değiliz.
Дети беспомощны.
- Bu çocuk değil.
Они беспомощны!
Onun gibiler hep incinir.
На этой высоте без еды мы беспомощны, как котята.
Bu yükseklikte, yiyeceksiz kedi yavrusu kadar aciziz.
Мы беспомощны.
Biçareyiz.
Мы беспомощны.
Elimizdeki en iyi seçenek bu.
Они практически беспомощны.
Neredeyse çaresiz durumdalar.
Я чувствую, как слабы и беспомощны должно быть мои слова,... которыми я пытаюсь утешить ваше горе... от этой безвозвратной потери.
"Böyle büyük bir kaybın kederini dindirmek adına..." "... sarf edeceğim kelimelerin, ne kadar aciz ve nâfile olacağını biliyorum. "
Вы все просто беспомощны!
Bunu bana söyleme.
Мы беспомощны, Господи.
Çaresizim Tanrım.
Перед суровым решением закона, мы беспомощны но кажется, присяжные на нашей стороне.
Uygulanan yasaları dikkate alırsak korunmasız durumdayız ama jüri bizim tarafımızda gibi görünüyor.
Мы беспомощны.
Fırlatıldık... gidiyoruz.
- Мы беспомощны.
- Fırlatıldık... gidiyoruz.
Он... он как беспомощный мальчик.
Küçük bir çocuk gibi.
Без нее малыши беспомощны.
O olmadan bebekler savunmasız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]