English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ З ] / Заметил

Заметил translate Turkish

6,157 parallel translation
Потом я заметил кадило, лежащее рядом с ним на полу.
Ardından buhurdanın * yerde, yanında olduğunu gördüm.
Думаешь, я не заметил, что на пресс-конференции ты пожертвовал слоном?
Basın toplantısının acınası fili feda etme hamlesi olduğunu fark etmediğimi mi sandın?
Извини, друг. Не заметил тебя.
Kusura bakma dostum.
Хозяйка поместья не может приходить и уходить так, чтобы никто не заметил.
Evin hanımı insanlar fark etmeksizin ortadan kaybolamaz.
Я заметил эту юную девушку вчера и подумал, что я... мог бы получить небольшой предварительный показ перед главным событием.
Bu genç kızı dün fark ettim ve ana gösteriden evvel ufak bir ön gösterim alabilirim dedim.
Ну, я не заметил, чтобы Бог спустился в этот туннель, чтобы мне помочь, или чтобы это сделал ты.
Ne senin ne de Tanrı'nın tünele inip bana yardım ettiğini görmedim.
Послушайте, мистер Залман, чего бы это ни стоило, благодаря вам я заметил её в своих.
Bakın, Bay Zalman, buna değer mi bilmem benimkini erkenden yakalamama yardım ettiniz.
После драки и этой пьесы я заметил, что у меня спёрли ключи.
Tiyatro oyununda çıkan kavgadan sonra anahtarlarımın cebimde olmadığını fark ettim.
Ты заметил, что я не спрашиваю тебя о твоей интимной жизни?
- Orada değildi.
Вы разыскали свидетеля, которого никто не заметил.
Kimsenin görmediği tanığı gördün hemen.
Кто-то заметил таракана.
Hamamböceği basmış da binayı.
Я должен поверить, что вы провели свое собственное расследование, и никто из нас этого не заметил?
Hiçbirimiz fark etmeden yalnız başına soruşturma yaptığına inanmamı mı bekliyorsun?
Ты меня тревожишь постоянно. А ты заметил, чтобы я зажигал спичку?
- Seni de çoğu zaman öyle bulurum ama elimde kibritle göremezsin beni.
Ты не заметил?
Fark etmedin mi?
Как Марси вообще вынесла это из конторы так, чтобы никто не заметил?
Marci kimse fark etmeden bunları nasıl Landman Zack'ten çıkarmayı başarmış?
Мы ругаемся из-за неё месяцами, и теперь ты решил, я намеренно не пригласил её на нашу свадьбу, что ты каким-то образом не заметил!
Bu ay onu savunmak için benimle kaç kere tartıştığını düşün ve şimdi de benim bilerek onu düğüne davet etmediğimi düşünüyorsun ve nasıl oluyorsa farkettirilmeden büyülenmiş gibisin.
Я заметил.
Anladım.
Что-то еще, что заметил цепкий взгляд и о чем мне следует знать?
O keskin gözler, bilmem gereken başka bir şey görüyor mu?
- И что? - Заметил пьянчугу.
Batı Harlem rıhtımının yakınında.
Вчера вечером, по пути в морг, я кое-что заметил. Что ты видел?
Dün gece morga giderken bir şey gördüm.
Эшворт заметил их.
Ashworth kameraları kapatmış.
Помню момент, когда Дэнни заметил меня, выглядывающую из окна. И он бегал в его желтой рубашке.
Dan, beni pencereden onları izlerken görmüştü ve sarı tişörtünün içinde koşup geliverdi.
И, как я заметил, в каждом случае детективу Санчезу был сделан строгий выговор.
Ve aynen belirttiğim gibi, her bir olayda, Dedektif Sanchez ciddi biçimde kınanmıştır.
Ты это заметил?
Fark ettin mi?
Если у меня не выйдет успокоить её и вернуть домой, пока никто не заметил, в опасности окажется не только она, но и всё наше уголовное дело.
Kimse öğrenmeden sakinleştirip, evine yollayamazsam sadece kendini tehlikeye atmakla kalmayacak, dava da mahvolacak.
Киран заметил.
Kieran da çektiğini görmüş.
Я заметил.
Fark ettim.
Ее легенда была раскрыта через восемь дней после того, как один из ваших оперативников из УМБ Грайс, заметил ее.
Shaw'ın gizli kimliği senin ISA ajanlarından Grice onu sahada gördükten 8 gün sonra ifşa oldu.
Могло бы стать его работой, если бы Киллгрейв не заметил его раньше.
Kilgrave yüzünden aşırı dozdan ölmezse ikinci kariyeri bu olabilir.
Ага. Я вроде как заметил.
Evet, anladım onu.
Они не двигаются, не подают сигналов, вот что я заметил.
Ancak hareket etmiyorlar ve hiçbir şey göstermi- -
Кто-нибудь из вас заметил разницу между двумя этими снимками?
İkinizden biri bu fotoğrafla diğeri arasındaki farkı bulabildi mi?
- Да, я заметил, что на тебе фартука нет.
Evet üzerinde önlüğün olmadığını görünce anladım zaten.
Я тоже это заметил.
Ben de fark ettim.
Заметил, что я молчу как рыба?
- Ne kadar sessiz olduğumu fark ettin mi?
Да уж, заметил.
- Evet, fark ettim.
Вероятно, водитель заметил его слишком поздно, и бам.
Sanırım sürücü görmekte geç kaldı ve küt.
Слушай, по пути я заметил, что этот гараж примыкает к каналу Гованус.
Buraya gelirken bu garajın Gowanus Kanalı'na dayandığını fark ettim. - Evet.
Лукас заметил переломы правой ключицы и лучевой кости.
Lucas sağ köprücük ve ön kol kemiğindeki kırıkları not almış.
Если ты заметил, я преподаю, Я провожу занятия и иду домой.
Öğretmen olduğumu, gündüzleri çalışıp eve gittiğimi biliyorsun.
Кольцо заметил.
Yüzüğün.
Кстати, ты не заметил кого-то кого разрывает от гнева?
İçerideyken öfkesini bastıran biri gözüne takıldı mı? - Morris.
Если бы мистер Хендрикс не нанял мистера Данна или если бы не выдвинули этот иск, я бы, возможно, и не заметил нарушения.
Bay Hendricks, Bay Dunn'ı işe almasaydı ya da işe aldığı için ona ısrar etmeseydiniz bu hak ihlalini fark edebileceğimi sanmıyorum.
Но в итоге я его заметил.
Fakat ısrar ettiniz ve ben de fark ettim.
Только на днях, я слышал как лорд Каслри заметил, что вы, по настоянию Веллингтона, использовали в Испании черную магию.
Ancak geçen gün Lord Castlereagh Wellington'un ısrarı üzerine İspanya'da kara büyü yapmış olduğunuz söylendi.
А, так ты заметил.
Fark ettiniz demek.
Вы должны достать их, но чтобы никто вас не заметил.
Öyle bir alacaksın ki yeni sahibi istihbaratın orada olduğunu anlamayacak.
Я всё вспомнил. Я заметил велосипед Тома на подъездной дорожке.
Yolda Tom'un üç tekerlekli bisikletini gördüğüm anda her şey geri geldi.
Я не заметил.
Gördüğüm kadarıyla hayır.
Кто-то заметил, что меня там нет? Они подошли, я сказал, что ты отошла в уборную.
Orada olmadığımı fark eden oldu mu?
Что ты заметил, Генри?
- Ne görüyorsun Henry?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]