English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Нервный

Нервный translate Turkish

669 parallel translation
Агнес! Вызови мне врача. Кажется, у будет нервный срыв.
Agnes, bana bir doktor çağır, sinir krizi geçireceğim.
Он пишет, что Дэвид его старый друг. Он много и тяжело работал в городе... и с ним едва не случился нервный срыв.
David'in eski bir dostu olduğunu ve çok ağır şartlar altında çalıştığı için bir ruhsal çöküntünün eşiğinde olduğunu yazmış.
Бедолагу уволили, у него был нервный срыв,..
- Basit. Zavallı işini kaybedince çıldırmış ve polisi vurmuş.
Доктор, пожалуй, это нервный срыв.
Doktor, ben buna sinir bozukluğu derdim.
- Это не просто нервный срыв.
Bu normal bir çöküntü değil.
Даже, если она попадет в суд. Преступление, по страсти, нервный срыв. Эти заголовки убьют её.
Mahkemede, aşk cinayeti, anlık cinnet diyerek kurtulsa bile, gazete başlıkları onu öldürürdü.
Он уже давно такой нервный.
Son zamanlarda çok gergin...
Наверное, нервный день.
Gergin bir gün geçirmiş olsa gerek.
Какой-то нервный тик в пальце, мускульный невроз.
Parmakta bir seğirti, bir sinir ya da bir kas.
Пусть он неказистый, нервный и застенчивый.
Biraz heyecanlı, utangaç ve terliyor.
Она меня любит, потому что я добрый, нежный и заботливый и неказистый, и нервный, и застенчивый!
Beni seviyor çünkü ben kibar, nazik ve tasalıyım ve heyecanlı ve utangaç ve şefkatliyim!
У меня начался нервный смех.
Ağlamayla karışık bir kahkaha attım.
Конечно, он раздражительный, немного нервный, не спускает с меня глаз, иногда даже через чур пристально следит за мной, но, если его узнать получше, он милый.
Kuşkusuz, o sinirli, bie şekilde oldukça gergin, Beni hep gözünün önünde istiyor, bazan beni çok yakından izliyor, fakat onu tanıdığında tatlı biri.
- Он просто нервный.
- Çok heyecanlı bir adam.
- Нервный?
Oturun. - Heyecanlı mı?
Еще какой нервный.
Kesinlikle heyecanlıyım!
Я человек нервный.
Ben oldukça heyecanlı biriyimdir.
У вас нервный тик?
Sinirsel bir hastalığınız mı var?
Я очень нервный человек.
Ben sinirli bir adamım.
У тебя был такой нервный клиент.
Müşterin çok sinirli görünüyordu.
У вас нервный срыв, полковник.
Yapmayın Albay. Bence siz çok heyecanlısınız.
С какой стати? – Ты какой-то нервный.
Pete, çok heyecanlısın.
- Так он нервный.
- Bu cesaret gerektirir.
- Дорогая, если он не выспится, то будет нервный.
Çok tatlı. - İyi ama, uyuması lazım.
У тебя снова был нервный срыв, но... тебе не о чем беспокоится.
Söylediğim gibi sinirlerini yatıştırdık, ama... endişelenmeye gerek yok.
Он какой-то нервный.
Çok gergindi.
Нервный стресс был настолько сильным, что она не выдержала.
Sonra korkunç bir şey oldu.
Правда я немного нервный.
- Sadece psikolojik bir şey. - Jan, ben ciddiyim.
Нервный газ, используемый клингонами.
Theragen? Klingonların kullandığı sinir gazı.
Какой ты сегодня нервный.
Çok hassassın bugün.
Возможно экстренная, а может просто нервный пассажир.
Olası acil durum. Şüpheli bir yolcumuz olabilir.
- У нее нервный срыв.
- Sinir krizi geçirecek.
Когда Майк пошел служить на флот,... у нее был нервный срыв, она ходила сама не своя, пока не попала под автобус.
Mike askere gidince sinir krizi geçirmişti... ve o kadar üşütük davranıyordu ki sonunda bir otobüsün altında kaldı.
Нет никакой гарантии, что мы все останемся здесь к весне. Кто-то из нас может получить нервный срыв. Я думаю нам нужно начать изучать нервные срывы.
İlkbaharda hepimizin burada olacağının garantisi yok... bazılarımızın sinirleri bozulacak... sanırım sinir bozukluğu konusunda da inceleme yapmalıyız.
среди лунатиков, стариков, глухонемых в беретах, надвинутых на уши, пьяниц, кашляющих маразматиков, которые пытаются сдержать нервный тик, крестьян, потерявшихся в большом городе, вдов, проныр, состарившихся мальчишек.
Uyurgezerler, yaşlılar berelerini, kulaklarına kadar indiren sağır ve dilsizler ayyaşlar boğazlarını temizleyip kasılmalarını kontrol etmeye çalışan bunaklar büyük şehirde kaybolan köylüler dullar, sinsiler, eski topraklar.
Возможно это повлияло на меня, я немного нервный.
Bugünse, sinirli yapımın altında bu gerçeğin yattığını düşünüyorum.
У нее был нервный срыв после смерти ее матери.
Annesi öldükten sonra bir sinir krizi geçirdi.
Но он не мог от меня оторваться, а мне надо было думать о своём ребёнке, и у меня был нервный срыв.
Ama ellerini benden ayıramazdı ve düşünmem gereken bir çocuğum olduğu için ben de ruhsal bir çöküntüdeydim.
Может потому, что ты несчастлив и очень нервный?
Hepiniz mutsuz ve sinirlisiniz.
- Ты, кажется, какой-то нервный.
- Biraz gergin görünüyorsun.
- Нет, просто я нервный.
Yok. Pek çok kere gerginlik yaşadım.
Мейсон писал тебе, что у меня нервный срыв и ты решила, что я окончательно спятил.
Elbette, Mason da devamlı olarak, benim üşüttüğümü yazdığı için... sen de tamamen delirdiğimi düşündün.
Иначе у меня будет нервный срыв.
- Sinirlerim çok bozuldu.
- У тебя нервный срыв.
- Bir sinir krizi geçiriyorsun.
Этот человек поддержал тебя, когда у Теда был нервный срыв.
Ted'in ölümünden sonra yanında bulunan adamdır bu.
Мы не виноваты вы все время нас дразните, оскорбляете а Джура очень нервный...
Durmadan bizi tahrik ediyor, aşağılıyor, alay ediyorsun. Djura da asabi bir tip. Gel, seninle bir kahve içelim.
Он очень нервный.
O çok asabi birisi.
А что, он с начальством такой же нервный?
Ne yani, müdürlerine karşıda mı sinirli? ... öyle mi?
Я говорю, он и с начальством такой же нервный?
Müdürlerine karşı da böyle sinirli mi? diye sormuştum.
- Чего это ты такой нервный, а?
- Neden bu kadar gerginsin?
Нервный и взволнованный?
Görüşürüz esmer çocuk. Gergin ve sinirli mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]