Президента translate Turkish
4,121 parallel translation
Поэтому сиди тихо и жди президента.
Şimdi sessiz ol ve Başkan'ı bekle.
Почему вы приказали агенту Ларсену убить сына президента?
Niçin Ajan Larsen'e Başkan'ın oğlunu öldürmesini emrettin?
Дело в том, что президент не так давно получил подкрепленное фотографиями доказательство того, что твой парень... прости, твой другой парень... убил сына президента.
Olan şu. Başkan kısa süre önce erkek arkadaşının... özür dilerim diğer erkek arkadaşının Başkan'ın oğlunu öldürdüğüne dair sağlam fotografik kanıta ulaştı.
Сценарий, мрачно схожий с попыткой убийства президента Гранта два года назад.
Yakın zamanda bu ürkütücü senaryonun bir benzerini... bundan iki yıl önce Başkan Grant'in suikast... girişiminde de gördük.
В свете такой бесстыдной атаки на популярного президента, поползли теории заговора... КГБ, Мафия, даже ЦРУ.
Başkan'a yapılan bu küstah saldırıların ardından... işin içinde KGB, Mafya, hatta C.I.A olduğuna dair... komplo teorileri üretilmeye başlandı.
Ваш дневник, там, где вы в мельчайших подробностях описали свой план по убийству президента.
Günlüğünüzde, çektiğiniz ızdıraplardan... dolayı Başkan'ın suikastini nasıl planladığınızı... detayları ile anlatıyorsunuz.
Сказали, что это слишком опасно, и что вытаскивать ее из мозга может быть рискованно для жизни президента, поэтому она там и осталась.
Söylediklerine bakılırsa, onu beyninden... çıkarmak o dönemde oldukça tehlikeliydi. Başkan'ın hayatını riske sokacağından... orada bıraktılar.
Достанете эту пулю из головы мертвого президента и докажите миру, что я невиновен.
Ölen Başkan'ın kafasındaki o kurşunu alabilirseniz... masumiyetimi tüm dünyaya ispatlayabilirim.
"В президента Купера стреляли".
"Başkan Cooper'ı vurdular." dediğini hatırlıyorum.
Кажется, кое-кто в Белом доме волнуется по поводу плана президента прикрыть полдюжины военных баз.
Beyaz Saray'dan birisi, Başkan'ın... yarım düzineden fazla askeri üssü... kapatacağı konusunda epey endişeli görünüyor.
Они волнуются, что время не очень подходящее, смерть президента Купера и все такое.
Başkan Cooper'ın ölümü ve tüm olanların... zamanlaması ile ilgili endişeleri var.
Леонард Карнахен, тот, который покушался на президента Купера?
Leonard Carnahan, Başkan Cooper'a suikast... girişiminde bulunan Leonard Carnahan mı?
Я соблюдала все пожелания президента Купера в планировании его похорон, но некоторые варианты он не заполнил.
Başkan Cooper'in düzenlenmesini istediği... cenaze planlarına sadık kaldık. Fakat açıkta kalan bir kaç husus var.
"Веди нас, господь" очень духовный, и так как вера президента была важной частью его жизни....
"Efendimiz onu bize getir" daima ruhani bulmuşumdur. Başkanın inancının ve hayatının... önemli bir parçası olduğuna inandığım...
Я хочу сказать, что можно многому научиться из политики нашего бывшего президента.
Demek istediğim, eski Başkan'ımızın politikalarından hala öğrenecek çok şeyimiz var.
Пыталась заставить президента хотя бы поговорить с тобой...
En azından Başkan'ın seninle... görüşmesini sağlamaya ve...
А я сейчас должна исполнять роль первой леди, первой леди Соединенных Штатов, чья работа поддерживать своего мужа, президента, и убедиться, что похороны в честь великого человека будут идеальными.
Sence şu an bir First Lady olarak Dünya'nın bana ne ihtiyacı olabilir. Birleşik Devletler'in First Lady'si olarak. Başkan kocasına destek olup... onurlu büyük bir adamın cenaze merasimi ile ilgili... herşeyin mükemmel olduğuna emin olmak.
Грант отклонился от основных консервативных взглядов президента Купера....
Grant, Başkan Cooper'ın çekirdek... muhafazakarları ile ters düşüyor...
Значит, у президента нет своего мнения?
Yani Başkan'ın bu konuda bir görüşü yok mu?
Это огромная возможность для администрации, сэр, осудить убийцу президента.
Bu Başkan'ın suikastçisini mahkum edebilmek için... mükemmel bir fırsat efendim.
Сегодня министерство юстиции предъявит Леонарду Карнахену обвинения в убийстве президента Эдварда Рэндольфа Купера.
Adalet Bakanlığı, Başkan Edward Randolph Cooper... suikasti ile ilgili olarak Leonard Carnahan'ı cinayet suçundan yargılamak üzere bugün başvuruda bulunacak.
- Президента Купера?
- Başkan Cooper'a mı?
Мистер Карнахен был осужден и приговорен к наказанию за попытку убить президента.
Bay Carnahan Başkana suikast girişiminden... zaten suçlu bulunmuştu.
Сегодня утром вскрытие подтвердило, что Леонард Фрэнсис Карнахан действительно ответственен за покушение на убийство, а ныне за убийство президента Эдварда Купера.
Bu gün erken saatlerde gelen otopsi sonucu... Leonard Francis Carnahan'ın Başkan Edward Cooper suikastinden ve cinayetinden.
Наследие, которое с гордостью поддерживает мой муж, особенно с учетом давней приверженности бывшего президента к нашей армии.
Bu miras, kocamın da korumak isteyeceği bir miras olup... Eski Başkan'ımızın askeri konulardaki uzun... süreli bağlılıklar konusuna destek vermektedir.
Сказать, что у нас здесь дочь президента.
Başkanın kızını bulduğumuzu söylemek için.
Я забрала тебя с вечеринки и вернула домой без множества видео с YouTube с пьяной дочерью президента во всех новостях.
Seni o partiden çıkarıp haber bültenlerinde Başkan'ın sarhoş kızına ait binlerce Youtube videosunun gösterilmesine engel olacak şekilde eve getirdim.
Сайрус, разбуди президента.
Cyrus. Başkan'ı uyandırmak isteyebilirsin.
Мы понятия не имеем, какие нынче расценки на секс-видео с дочерью президента, но...
Başkanın kızının seks kasedinin ne kadar edeceği konusunda bir fikrimiz yok ama...
Морганы думаю, что они могут шантажировать президента Соединенных Штатов Америки?
Morgan'lar ABD Başkanına şantaj yapabileceklerini mi düşünüyorlar?
Ну, чтобы мир никогда не узнал, что дочь президента - грязная шлюшка.
Bilirsin, böylece dünya Başkan'ın kızının kirli küçük bir orospu olduğunu asla duymamış olur.
Я могу вмиг позвонить всем газетчикам, и они быстренько сделают историю про богатеньких родителей, которые послали сына заняться сексом с дочерью президента, чтобы они могли шантажировать Белый Дом.
Tüm haber kanalları ve gazetelerin yöneticilerinin numarası hızlı arama listemde kayıtlı, ve sırf Beyaz Saray'a şantaj yapabilmek için Başkan'ın kızıyla seks yapmak amacıyla oğullarını satan zengin ailenin hikayesini yayınlamak için can atıyorlar.
У президента совещание.
Başkan toplantıda.
- Кто отдал тебе приказ убить сына президента! ?
Sana Başkan'ın oğlunu öldürme emrini kim verdi?
Знаете, это напоминает мне слова президента Кеннеди, когда он назначил своего брата генеральным прокурором.
Bana Başkan Kennedy'nin erkek kardeşi Başsavcı olduğu zaman davet edildiğinde anlattıklarını hatırlattı.
Ходят слухи, что у президента уже есть кандидат, которого он поддержит.
Kulağımıza gelen dedikodulara göre Başkan Grant... yerini dolduracak bir adayı çoktan belirledi.
Обычно я работаю, сканирую периметр, защищая президента, как надо.
Zamanım genelde Başkan'ı korumak için... çevrey gözlemlemek ve araştırmakla geçerdi.
Том, мне нужно, чтобы ты сказал мне правду о том, кто приказал тебе убить сына президента.
Tom bana gerçeği söylemeni istiyorum. Başkan'ın oğlunu öldürme emrini kim verdi.
Кто заставил тебя убить сына президента?
Başkan'ın oğlunu öldürmeni kim söyledi?
Если ты скажешь мне правду. Кто приказал тебе убить сына президента?
Eğer Başkan'ın oğlunu öldürme emrini... kimin verdiğini söylersen.
Кто приказал тебе убить сына президента, Том?
Başkan'ın oğlunu öldürme emrini sana kim verdi Tom?
У вице-президента мелкие порезы, и он едет в Белый Дом.
Başkan Yardımcısı ufak bir sıyrık ile kurtuldu. Şu an Beyaz Ev'e doğru yola çıktı.
Столица страны все еще в изоляции, пока ФБР и местная полиция охотятся за теми, кто отвечает за акт терроризма против вице-президента Эндрю Николса возле отеля "Тафт."
Taft Hotel dışında, Başkan Yardımcısı Andrew Nichols'a karşı düzenlenen terör saldırısının sorumlularını bulmak için FBI ve Yerel Kolluk güçleri ülkenin başkentini kilit altına alıp her yeri didik didik arıyorlar.
Скомпрометировал... свою репутацию... свою семью... своего президента.
Tehlikeye attım. Dürüstlüğümü... Ailemi...
Белому дому еще придется дать комментарии, но едва ли это хорошие новости для президента, на которого и так давят по поводу объявления войны западной Анголе.
Beyaz Ev'den hala bir yorum yok. Bu, Batı Angola'ya karşı savaş baskısı ile uğraşan Başkan için pek iyi bir haber değil.
Она, наверное, была свидетелем встречи Элизабет Норт и вице-президента.
Elizabeth North ve Başkan Yardımcısı ile olan gizli toplantıyı görmüş olmalı.
"Уважаемый государственный Секретарь," слагаю с себя обязанности президента Соединённых Штатов Америки. "
" Sayın Sekreter, bu vesile ile Birleşik Devletler Başkanlık Ofisine istifamı sunarım.
Я могу извиниться за то, что нарушил закон. Могу извиниться за то, что опозорил президента.
Yasaları ihlal ettiğim ve Başkanı zor durumda bıraktığım için çok özür diliyorum.
Это страна, которая напала на вице-президента?
Başkan Yardımcısının bombalandığı şehir değil mi bu?
- Охраняйте президента.
- Başkanı güvenli bir yere alın.
Он будет выбором президента?
Başkan'ın seçimi olabilir mi?