English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Я надеялась

Я надеялась translate Turkish

1,873 parallel translation
Я надеялась ты сможешь пойти в дому Джейсона и последить со мной.
Bende, sen benimle Jason'ın evinin etrafında dolanırsın diye düşünmüştüm.
Я надеялась, что ты переночуешь у меня.
Yatıya kalabilirsin diye umut ediyordum.
Я надеялась, с этого момента Вы начнете говорить
Devamını sen getirirsin sanmıştım.
Я надеялась, что он будет похож на Джейме.
Hep Jaime gibi olmasını umdum.
Я надеялась взять отгулы для подготовки.
İki günlük bir değerlendirme.
Я надеялась, что будет лучше.
Tanrım. Daha iyi olur sanıyordum.
Учитывая, что всё будет происходить в 20 шагах от твоей спальни, я надеялась, что ты выйдешь хоть на немного.
Odandan 20 adım ötede olacağından en azından ortalarda bir görünürsün.
Я надеялась, что мы могли бы еще немного поговорить.
Biraz konuşabiliriz diye umuyorum, seninle üzerinden- -
Я надеялась, ты мне кое с чем поможешь.
Senden bir şey yapmanı isteyecektim.
Я надеялась на Белоснежку.
"Snow White" olmasını dilerdim.
Я надеялась, ты знаешь.
Ben de sen bilirsin diye umuyordum.
Я надеялась, что Руби это не передастся, но в 13 лет всё началось.
Annesi av partisi sırasında öldürülene kadar onlardan biriydi. Kırmızı belki anlamamıştır diyordum ama başladığında henüz on üç yaşındaydı.
Я надеялась, что вы поможете мне найти фото меня и Дэниела, которое фотограф сделал на корме яхты в день вашей памятной вечеринки.
Sizin Anma Günü partinizdeki yatta bir fotoğrafçı Daniel ile benim fotoğrafımı çekmişti o fotoğrafı bulmamda yardımcı olabilirsin diye umuyordum.
Я надеялась найти какую-нибудь подсказку, которая помогла бы мне выйти на его врагов.
Belki bir ipucu bulurum demiştim. Düşmanlarının kim olduğunu öğrenmek istedim.
часть меня надеялась, что я беременна
Aslında geçen gün bir parçam hamile olmayı istiyordu.
Ай, я надеялась, мы сможем зайти в салон.
Kuaföre gideriz demiştim ben de.
Я надеялась, что ты сможешь помочь юному Альфреду освоиться.
Genç Alfred'e yolunu bulması için yardım etmeni umuyordum.
Джеф, я надеялась, что ты окажешь нам честь и прочитаешь тост на нашей свадьбе.
Jeff, acaba düğünümüzde konuşma yapma şerefini bize bahşeder misin?
Я надеялась, что ты вернешься.
Geri dönmeni umuyordum.
Я надеялась, что ты видел что-нибудь, что могло бы объяснить, почему он там был.
Ben sadece neden orada olduğunu açıklayacak bir şey görmüşsündür diye umuyordum.
Я надеялась, что это так и есть.
Ben de öyle umuyordum.
Я надеялась, что раз он служил своей стране и она бросила его помирать, вы захотите сделать что-нибудь.
Ülkesine hizmet etmiş ve bu hizmetinin onu mahvetmiş olmasından dolayı yardım etmek istersiniz sandım.
Я надеялась, что поскольку он человек, живущий на улице как животное, то вы захотите помочь ему, но знаете что я вижу - вам все равно!
Sanırım sokaklarda hayvan gibi yaşayan bir insan olduğundan yardım etmek istersiniz diye düşündüm, ama şimdi görüyorum ki umurunuzda bile değil!
Я надеялась, что у нас что-то получится.
Gerçekten birlikte bir şeyler olabileceğimizi sanmıştım.
Я надеялась, мы посмотрим вместе фильм.
Benimle film izlemek istersin diye umuyordum.
Я надеялась, что ты не увидишь его.
Görmemeni umuyordum.
Я надеялась, что это Кевин.
Ben de Kevin geldi sandım.
Я надеялась использовать мое вознаграждение, отвезти тебя в одно новое индийское местечко.
Komisyonumu seni yeni açılan Hint restoranına götürmek için harcamayı umuyordum.
Я надеялась, что она врёт, и мы выясним, что Анджело подкупил ее.
Galiba onun yalan söylüyor olmasını umuyordum. Böylece biz de Angelo'nun ona rüşvet verdiğini ortaya çıkarabilecektik.
Я надеялась, может, она с тобой.
Ben de yanındadır diye düşünmüştüm.
Я надеялась этого избежать.
Bundan kaçınmayı umuyordum.
Я надеялась, что мы отметим по-домашнему, к нам съедутся гости... и вот мы здесь.
Değişiklikleri kutlarız diye düşünmüştüm, misafirleri... Bu yüzden buradayız.
Знаю, это моя первая неделя в общей хирургии, но я надеялась, Вы дадите мне пару выходных.
Genel cerrahide rotasyonumun ilk haftası olduğunu biliyorum ama bana hafta sonu izin verebilir misiniz diye soracaktım.
Я надеялась, может, Вы с ним поговорите?
- Onunla konuşabilir misiniz?
Вообще-то, я надеялась выйти сегодня, пока не поднялся ветер, но... яхта еще не готова, так что...
Açıkçası bugün rüzgar patlamadan yola çıkmak istiyordum ama tekne henüz hazır değil, bu yüzden...
Я-я-я надеялась я была, но я знаю что мы в походе.
Keşke olsaydım ama kamp yapacağımızı biliyorum.
Я надеялась, что ты это скажешь, потому что... Я подготовилась.
- Bunu söylemenizi umuyordum, çünkü... hazırlıklı geldim.
- Нет, но я надеялась, что завтра мы это проверим.
- Hayır ama yarın gidip bakarız diye düşündüm.
Не знаю, почему я надеялась, что они выживут.
Neden, bir şekilde kurtulabileceklerini umut ettiğimi bilmiyorum.
Я надеялась, ты наденешь свои семейники и тоненький галстук.
Paraşüt pantolonlarınla ve dar kıravatlarınla şov yaparsın diye umuyordum.
Знаю, я надеялась, что ты не помнишь.
Biliyorum. Belki hatırlamazsın diye umuyordum.
Я правда надеялась, что будет что-то наподобие... Оттепели между вами.
Şimdiye kadar, ne bileyim buzlar erir diye düşünüyordum.
Но это важное решение, а прошлое лето я провела так, как хотел Луи, и в этот раз надеялась решить сама.
Ama bu büyük bir karar ve geçen yazı Louis'in tarafında geçirdikten sonra kendi istediklerimi yapmayı umuyordum.
Я просто действительно надеялась увидеть моих друзей.
Gerçektenten de arkadaşlarımı göreceğimi zannediyordum.
И я уверена, что некоторая часть вас надеялась, что всё кончено.
Ve eminim bir yanın, bu işin orada son bulacağını umut etmiştir.
Я так надеялась.
Çok heyecanlanmıştım.
Я так надеялась посмотреть новый фильм с Айрин Данн. Тот, где все происходит на корабле.
Aslında ben daha çok Irene Dunne'un yolcu gemisinde geçen yeni filmini görmek istiyordum.
Точнее, я очень надеялась, что ты выберешь меня.
Yani beni seçmeni umuyordum.
Я просто не поняла, что она надеялась попасть на вставку.
Ona çalışmalarını göstermesinin onu umutlandıracağını anlayamadım.
Я не знаю, я думаю, что какая-то часть меня всегда надеялась, что однажды я вернусь обратно.
Bilmiyorum. Sanırım bir yanım hala eski olduğum şeye dönmemi istedi.
Я думаю, она надеялась найти в ней часть тебя.
Sanırım kitapta senden bir parça bulmayı umuyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]