English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Aynı senin gibi

Aynı senin gibi translate English

1,274 parallel translation
Onun da sırları var. Aynı senin gibi.
He's got his secrets, just like you.
Derin bir uykudayım, aynı senin gibi.
I'm sound asleep, just like you.
Naruto'da aynı senin gibi aile sevgisi olmadan büyüdü...
Naruto also grew up without knowing the love of his parents.... like you.
Aynı senin gibi.
Just like you.
Aynı senin gibi, ben de astronottum.
I was an astronaut, just like you.
- Pekala. Tanrım ben... - Aynı senin gibi.
Okay, um- - Yo, Lord, I- -
Aynı senin gibi!
Just like you!
Aynı senin gibi. Kim patlama alanının dışında.
Kim is outside the blast radius.
Oğlun Asad büyüyüp aynı senin gibi olmak istiyor.
Your son Asad wants to grow up and be just like you.
Aynı senin gibi zavallıydım, ta ki Seyit'le tanışana kadar.
I was pathetic, just like you. Until I met Syed.
O aynı senin gibi, bir şampiyon.
He's just like you, a champion.
Aynı senin gibi biri için gizlilik içinde yapıldı... Özür dilerim, adın ne?
Forged in secrecy for one like you who... I'm sorry, what's your name?
Aynı senin gibi ben de annemi severdim.
See, like you, I loved my mother.
Saçlarını böyle açık bırakmayı severdi. Aynı senin gibi.
She loved wearing her hair down her back, just like you.
Kirsten de aynı senin gibi makineye koymadan önce bulaşıkları yıkıyor.
Kirsten does the same thing. Washes the dishes before putting them in the dishwasher.
Bu sosisler de aynı senin gibi Hyde.
Well, these hot dogs are like you, too, Hyde.
Aynı senin gibi sadece bir çocuktum.
I was just a kid, just like you.
Korktum. Aynı senin gibi.
I was scared, just like you.
Aynı senin gibi baba.
Same as you, Dad.
Hazineyi kendisi için istedi aynı senin gibi.
He wanted the treasure all for himself, like you.
Bir zamanlar, aynı senin gibi küçük bir kız varmış. Saçları aynı seninkiler gibiymiş, gözleri aynı seninkiler gibiymiş. Sonra küçük kız bir bulutu izlemiş.
Once upon a time, there was a little girl, just like you, with hair just like yours and eyes just like yours, and she followed a cloud and learned how to fly.
Aynı senin gibi.
Neither do you.
Eşim da aynı senin gibi yiyor.
My wife eats just like you do.
Bir alıcıyı temsil ediyor, Nina, aynı senin gibi.
- He represents a buyer, Nina, just like you.
Daha iyi bir kardeş olmak istiyorum, aynı senin gibi.
I wanna try to be a better brother, like you are to me.
Bu Kanan senin vücudunu ele geçirdi, aynı benim ya da başka bir Goa'uld'un yapacağı gibi.
This Kanan took over your body, just as I or any other Goa'uld would have done.
- Ohh, aynı geçen ay yaptığın gibi mi? ... Senin sandviçini tutmak ve siz Kelso ile minibüste o işi yaparken size gözcülük etmek zorunda kaldığım festivaldeki gibi?
- Oh, like you did last month... when I had to hold your corn dog and guard the van while you and Kelso did it at the 4-H Fair?
Aynı senin bana baktığın an seninle geleceğimi bildiğin gibi.
Just like you knew the moment you looked at me that I was coming with you.
- Tıpkı senin gibi, aynı yaşta.
- Like you, at that age.
tamam. o zaman senin onları sevdiğin gibi benide aynı şekilde sevmeni istiyorum.
Okay. Then I demand that you love me the same way that you love them.
Aynı 27. bölümde senin o korkunç ayıları yendiğin gibi.
It's just like in episode 2 7 when you whupped those two grizzlies!
Senin peşindeler çünkü, aynı kraliçe arı gibi kokuyorsun.
They go for me. They're going for you because you smell like the queen bee.
aynı senin gibi.
And you
Senin gibi adamlarla olay hep aynı.
It's always the same with guys like you.
- Senin bıraktığın izin aynı gibi. - Ama değil.
Looks the same, like the print you made
Dawson, babanın boş hayalleri beni çıldırtıyordu. Ama aynı zamanda ona âşık olmamın sebeplerinden biriydi. Çünkü o da senin gibi hayatın çocukken hayal ettiğin kadar harika olduğuna inanıyordu.
Dawson your dad's pipe dreaming, it drove me right up the wall but it was also one of the things that made me fall in love with him because, like you he had the courage to believe life could be as great as you think it could be when you're a kid.
- Ayda üç kez aynı şikayetle buraya geliyor. Ama bir şekilde senin gibi eski dosyalarına bakmayan doktorların ona Demerol vermesini sağlıyor.
- She's in here three times a month and still manages to squeeze Demerol out of Residents like you...
Rory ve ben sadece arkadaşız aynı ben Rory'yle birlikteyken senin onunla arkadaş olman gibi.
Rory and I are just friends, just like you and Rory were just friends.
Aynı senin basketbol oynarken hissetiklerin gibi.
The same way that you feel when you play basketball.
Aynı senin Peyton'la yaptığın gibi.
You know, kind of like you and Peyton.
- Aynı senin planladığın gibi.
- Just like you planned it.
Dedektif Moreland'ın hedefi senin hedefinle aynı gibi.
Det. Moreland's target looks to be the same as yours.
Senin gibi yapamasa da aynı şekilde hissedeceğini düşünüyorum.
Even if she can't do some things like you're able to, I think she feels the same way.
Aynı senin, amcan Ben'i öldüren herifin ölmesini istediğin gibi...
The same way you want the guy who killed your Uncle Ben dead.
Senin gibi yüzlerce kemirgenden aynı iddiayı duymuşumdur ben.
I must've heard hundreds of you rodents make the same claim.
Biz Globo Gym'de "çirkinliği" ve "şişmanlığı" genetik düzensizlik olarak görürüz, aynı kellik ve nekrofilya gibi. Eğer kendinden bunu değiştirecek kadar nefret etmiyorsan senin suçundur.
At Globo Gym we that understand "ugliness" and "fatness" are genetic disorders, much like baldness or necrophilia, and it's only your fault if you don't hate yourself enough to do something about it.
Aynı senin Eun-sung'den hoşlandığın gibi ve benim senden hoşlandığım gibi.
Just like you like Eun-sung and I like you
Senin üzüntünle aynı bunun gibi...
Same with your sadness like this...
Bak, açıklayamam. Aynı, senin 50 yıl boyunca nerede olduğunu açıklayamadığın veya bizlere bu süre boyunca ne olduğunu açıklayamadığımız gibi.
I can't explain it any more than you can explain where you've been for 50 years, or what's happened to us during the time we've been gone.
Dostum aynı senin benim gibi biri işte.
Dude like you and me.
Aynı senin hikâyendeki gibi.
Just like your story.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]