Az bekle translate English
402 parallel translation
Bekle, biraz bekle, az sonra öcü sana gelecek bıçağıyla birlikte.
Wait, just wait a little while, soon the bogeyman will come to you with his chopping knife.
Bekle, biraz bekle, az sonra öcü gelecek...
Wait, just wait a little while, soon the bogeyman will come...
- Evet. Az bekle.
- Yeah, just a second.
- Şu ana kadar komik değil, ama az bekle.
- It isn't funny so far, but wait a minute.
Tamam, az bekle.
Yes, all right.
Az bekle.
Wait a minute.
Az bekle.
Hold it.
Az bekle.
Hang on.
Evet, az bekle.
Yeah, hold on.
Az bekle.
Just wait.
Ornshaw Az bekle delikanlı.
Stand up, Ornshaw, lad, stand up ;
Az bekle
Wait.
- Az bekle.
- Wait.
Az bekle, şunu izlemek istiyorum.
Just a moment, I don't want to miss this.
Beni en az beklediğin an, işte o an beni bekle.
When you least expect me, that's when you can expect me.
Beni en az beklediğin an bekle.
Expect me when you least expect me.
Az bekle, Ralph!
- Just wait, Ralph!
Flick, az bekle burada.
Come on, Flick, wait up for me.
He-hey, Joey, az bekle.
- He-Hey. Joey, wait up. What's your hurry?
- Harika. Az bekle bakalım Beş'in Üç'ü.
All right, hang on just a second here, Third of Five.
az bekle. bi bırak.
Wait a second. Just leave it.
Az bekle. Hemen dönerim.
Wait here. I'll be back.
- Az bekle.
- Hold on.
Az bekle, az bekle.
Two seconds. Two seconds.
En azından sabaha kadar bekle.
At least wait till the morning.
- Bekle az.
- Hold it.
En azından Kontes'e geminin yerini söyleyinceye kadar bekle.
Don't scare him off. Wait till he's had a chance to tell the countess where the ship is.
Ama bekle, bunun için çok az istedim.
But wait, you asked too much for too little.
Max, en azından bir gün bekle.
Max, at least wait a day.
- Bekle, az biraz yürürsün.
- Wait, you walk back a few steps.
Kahretsin, Doo, bekle az!
Dadgummit, Doo, wait a minute!
En azından o dönene kadar bekle.
At least wait till he gets back.
Az bekle, Anne.
Hold on a second, Mom.
Az daha bekle.
Just you wait
Bekle Arturo, az sonra geliyorum.
Hold tight, Arturo, I'll be out in a minute.
- Az evvel bitirdim - Bekle!
- I've just ended it, all right?
Azgın bir müşterinin az önce bana ne dediğine asla inanamayacaksın. - Bekle.
You'll never believe what this unruly customer said.
Ama azıcık bekle.
But just wait.
Bekle az.
Wait, wait, wait.
- Başkasının özeline hiç saygın yok. - Bekle az!
You have no respect for privacy.
Bekle az.
Wait.
En azından 140 olana kadar bekle.
At least wait until I get up to 140.
Bekle az. Efendim?
Excuse me, sir.
Azıcık bekle.
Just a moment.
- Az bekle.
Just a minute.
Bak, eğer cidden söylemek zorundaysan, en azından doğru zamanı bekle.
Look, if you absolutely have to tell her, at least wait till the timing's right.
Pekala en azından arabada bekle ve gözcülük yap.
Well than at least stay in the car and look out.
Az bekle, girsene.
Karen. wait a minute. Come on in.
En azından başka bir kızla olana kadar bekle sonra isteğin gibi götürebilirsin.
At least until he gets busy with another girl and then bone all you want.
Ya da en azından benim sormamı bekle!
Or at least wait for me to ask.
Aslında saatin değişmesi için en azından 1 dakika bekle...
You have to wait at least a minute for the time to change, dear.
bekle 9205
bekleyin 1931
beklemek 37
beklerim 153
bekledim 48
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
bekleyin 1931
beklemek 37
beklerim 153
bekledim 48
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekle biraz 541
bekleyemem 97
beklemek istemiyorum 17
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekle biraz 541
bekleyemem 97
beklemek istemiyorum 17