Bak ne diyeceğim translate English
7,765 parallel translation
- Bak ne diyeceğim.
- You know what?
Bak ne diyeceğim, seninle tekrar çıkabilmemin ve.. ... seni korkutacak kadar dürüst olmamın bir yolu var mı?
Well, tell you what, uh, is there any way I could take you out again and, you know, uh, be so honest with you that it scares the hell out of you?
Bak ne diyeceğim.
Um, I'll tell you what.
Bak ne diyeceğim Tom.
You know what, Tom?
Bak ne diyeceğim?
You know what?
Bak ne diyeceğim, Marge.
I'll tell you what, Marge.
Bak ne diyeceğim ;
I'll tell you what.
Bak ne diyeceğim Charlie, bunu mutfağa götüreyim sonra sana yepyeni bir tane yapalım, olur mu?
Oh, you know, I'll tell you what, Charlie, I'm gonna take this back to the kitchen, all right, and we're going to make you, like, a brand-spanking new one. Okay?
Bak ne diyeceğim.
I tell you what...
Bak ne diyeceğim.
Well, you know what?
Bak ne diyeceğim.
You know what?
Bak ne diyeceğim, bırak konuşmayı ben halledeyim.
Tell you what, why don't you let me handle the talking?
- Bak ne diyeceğim?
I love you.
Pekâlâ, bak ne diyeceğim, sanırım görüşmemiz burada sona erdi.
Okay. You know what, Jesus? I think the interview is over.
Alo, dinle bak ne diyeceğim.
Yeah, hey, listen.
Bak ne diyeceğim, sabah gelirim.
You know what, I'll come... get you in the morning.
Bak ne diyeceğim.
I'll tell you what.
Bak ne diyeceğim.
Tell you what-
Hey bak ne diyeceğim?
Well, hey, you know what?
Bak ne diyeceğim...
Listen.
Bak ne diyeceğim... evrakı getirdim.
Listen, I, uh... About that...
Bak ne diyeceğim gitmeden sana öpücük vereceğim.
I'll give you a kiss right before I leave.
Tamam, bak ne diyeceğim.
Yeah, I'll tell you what.
Bak ne diyeceğim. Keyfine bak öküz.
Enjoy yourself, jackass.
Bak ne diyeceğim.
Ah. You know what?
Bak ne diyeceğim. Seni almaya yarın gelirim.
You know what, I'll come get you in the morning.
Bak ne diyeceğim?
You know what? It doesn't matter.
Bak ne diyeceğim, onun için seninle uğraşacağım.
I tell you what, I'll... I'll wrestle you for him.
Bak ne diyeceğim, bagajı aç da, bakalım.
Tell you what, pop the trunk, we'll take a look.
- Bak ne diyeceğim...
- Ooh. I tell you what.
Bak ne diyeceğim, bir daha güneye geldiğinizde hep beraber yemek yiyelim.
Next time you're down south, why don't we all have dinner.
Bak ne diyeceğim.
I'll tell you what..
Bak ne diyeceğim, ben bunu sana böylece söylememeliyim.
You know what, I... I shouldn't be throwing this at you right now.
Bak ne diyeceğim...
I'll tell you what.
Ve bak ne diyeceğim.
And I'm...
Bak, ne diyeceğim. - Şu yaklaşan hava durumu?
Hey, listen, now, how about that weather we got coming in?
Bak sana ne diyeceğim, tüm bu pislikten kurtulmak için bir şeyler almak istersem arkam sağlam, yani dostum olun ve bana izin verin çünkü ben sizin için bunu yapardım çünkü ne yaptığını biliyorum.
So, I'll tell you what, if I want to take something to get remotely rid of all this shit I have got on my back, then just be a mate and let me do it cos that's what I'd do for you cos I know what you're doing.
- Bakın ne diyeceğim?
- You know what?
Bakın ne diyeceğim?
You know what?
Bak sana ne diyeceğim Kathy.
Let me tell you something, Kathy.
Bak ne diyeceğim?
Arrest you if you go back to school right now.
Bakın ne diyeceğim? Hepinizin geçmişine tüküreyim. Benim kıymetimi bilmiyorsan, beni hak etmiyorsun.
Uh... you know what?
Bak ne diyeceğim.
Oh.
sana ne diyeceğim bak.
I'll tell you what.
Bak, ne diyeceğim sana.
You know what?
Pekâlâ, bakın ne diyeceğim, ayrıca onun için de 50 dolar veriyorum.
Well, I tell you what, here's 50 for him as well.
Bakın ne diyeceğim.
You know what?
Tamam, bak ne diyeceğim.
Okay, tell you what.
Ne diyeceğim bak ;
You know what? No.
Pekâlâ, bakın ne diyeceğim hemen gidip değiştireceğiz.
All right. I'll tell you what... we'll change it now.
Bak, sana ne diyeceğim?
And you know what?