Bir anlaşmamız var translate English
405 parallel translation
Bir anlaşmamız var.
We've got an agreement.
Yeni bir anlaşmamız var, bir sürü heyecan yaşadık ve bu gece kasabaya gidiyoruz, sadece ikimiz. İlginç.
Well, we've got a new contract, we've had a lot of excitement, now we're going out on the town tonight, just the two of us.
- Bir anlaşmamız var.
- We have a treaty.
Bir anlaşmamız var, unutmuş gibi görünüyorsun.
We have an agreement you seem to have forgotten.
Bir anlaşmamız var.
We have an arrangement.
- Komiser ile olan bir anlaşmamız var!
The captain and I have an agreement.
- Bak, bir anlaşmamız var.
- Look, we had a bargain.
Bir anlaşmamız var.
We had this contract.
Aşikaga'daki patron Shotaro ile bir anlaşmamız var.
We have an arrangement with Boss Shotaro of Ashikaga.
Umarım Morgan Allen'in aptallığı yüzünden bizi suçlamıyorsunuzdur... çünkü onun dışındaki bizlerin sizinle bir anlaşmamız var.
I hope you're not going to blame us for Morgan Allen's stupidity... because the rest of us here have an agreement with you.
Aslında, üretici firma ile şöyle bir anlaşmamız var.
Actually, we have this agreement with the manufacturer.
- Bir anlaşmamız var mı yok mu?
- Do we have a deal or not?
Bizim bir anlaşmamız var.
We're all in agreement.
- Sanırım bir anlaşmamız var.
- I guess we have a deal.
Bir anlaşmamız var.
We got a little deal.
Başka bir anlaşmamız var.
We gotta deal somewhere else.
Bir anlaşmamız var :
We got a deal :
Ne olmuş yani, bizim bir anlaşmamız var?
So what, do we have an agreement?
Bizim Çinlilerle bir anlaşmamız var.
We got an arrangement, a treaty with these Chinese.
Bir anlaşmamız var Bay Dalton.
We have an agreement, Mr. Dalton.
Bir anlaşmamız var.
We have a bargain.
Bu gece The Bay'da bir anlaşmamız var.
We're having a dealing tonight at The Bay
Şu an bir anlaşmamız var.
We have an arrangement now.
Bunu önledik ve yapılacak bir anlaşmamız var.
We have containment and we have a deal on the table.
Bizim bir anlaşmamız var.
We have an agreement.
Hayır, bir anlaşmamız var
No, we have a deal.
- Doğulularla bir anlaşmamız var.
- We have a deal with the Orientals.
Maalesef komutanınız AshIey-Pitt ve benim bir anlaşmamız var. Korkarım sizi kurşuna dizilmek üzere geri yollayacağım.
Well, unfortunately, your commanding officer Major Ashley-Pitt and I have an understanding, and so, I'm afraid, you'll be sent back to face the firing party.
Ama şimdi bir anlaşmamız var, ve yardım edebilecek pozisyondayız.
But now that we have a treaty, we're in a position to help.
Japon generalle bir anlaşmamız var sizi durdurmak için
We've an agreement with the Japanese General. To suppress you.
Şempanze, bizim bir anlaşmamız var!
Chimp, we've an agreement!
- Bir anlaşmamız var.
We have a bargain.
Eleanor ile bir anlaşmamız var.
Eleanor and I have an arrangement.
Bir anlaşmamız var.
We've got a deal.
Tony Taylor ve benim bir anlaşmamız var.
Toni Taylor and I have an arrangement.
Seninle bir anlaşmamız var.
I have a contract with you.
Bir anlaşmamız var ve onu yerine getireceğim.
We have a contract and I shall fulfill it.
Bir anlaşmamız var.
We had an agreement.
Bir anlaşmamız var, unuttun mu?
Hey, we have a deal, remember?
- Gerçekten bir anlaşmamız var.
- We absolutely have an agreement.
- Onunla bir anlaşmamız var.
- We have a deal with the man.
Konsey ile bir anlaşmamız var.
We have an agreement with the council.
Bir anlaşmamız var.
We have an understanding.
Bir anlaşmamız var.
We have a deal.
- Şimdi hatırla... bir anlaşmamız var, değil mi?
Now remember, we have a deal, right?
Bizim bir anlaşmamız var.
We got a deal.
Dolayısıyla bir ortaklık anlaşmamız var gibiydi.
Thus, it appeared we had a great deal in common.
Ve bizim de Stalin'le bir barış anlaşmamız var.
Just so. And we've got an alliance with Stalin practically sewed up.
Marty ile anlaşmamız... Bir sıkıntın mı var?
( Sharon ] The deal with Marty is... ( Coughs )
- O zaman Viktor'un parası da sizde. Bizim anlaşmamız için sizin sadece yarım bir 100 dolara ihtiyacınız var.
If that's true, then you also have Viktor's money and all you need is half a hundred dollar bill then you and me are in business.
Eğer iş yapmak istiyorsan ki seninle bir iş anlaşmamız var. Bu iyi değil.
If you wanna business, if we got a business deal here, this isn't good enough.
bir anlaşmamız vardı 48
anlaşmamız vardı 26
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
anlaşmamız vardı 26
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir ay içinde 20