English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Birazcık daha

Birazcık daha translate English

1,265 parallel translation
Sadece birazcık daha duyarlı olmayı dene.
Just try to be a little more sensitive.
Çünkü senden birazcık daha iyi bir ruh halindeyim.
.. but I think I'm in a little better mood than you are. - l am perfectly capable of driving.
Size birazcık daha yer açabilmek için, ileri doğru gideceğiz, doğru mu? Herkesi oraya sığrırabildiğimizden emin olun.
We're gonna move forward to give you a wee bit of leeway, right.
İstediğim birazcık daha az iş.
I only want a bit less work.
Tek istediğim, sizden birazcık daha ağırlıklı ortağınız olmak.
All I ask is to become your slightly-more - than-equal partner.
Birazcık daha çıkartma.
A little bit more, don't take it out! Don't take it out!
Birazcık daha beklemen gerekecek.
You have to wait a little bit longer.
Yani bir yazar sabaha karşı uykuya dalmış bile olsa sizden sonra, birazcık daha fazla uyuyamaz mı ha...
So that the poet could not sleep more than you, just a little more than you even though he had felt asleep in the morning!
Peki, Ama birazcık daha..... sabırlı olmalıyız.
Fine. - Groo!
Parmaklarını tuttuğunda..... sol eli her zaman daha sıkı..... ve birazcık daha güçlüydü.
The way he'd hold on to your fingers his left hand always squeezed just a little bit tighter.
Bu son seferki birazcık daha...
This last batch just seemed so much more....
Belki de birazcık daha endişelenmen gereken bir konu vardır.
But maybe there is something you could be worrying a little more about.
Birazcık daha.
Just a little more.
Hadi birazcık daha.
Come on, just a little more.
- Sonra birazcık daha krema.
Then a little bit more custard.
Bakın işte tarihteki en kötü oyuncu. Eğer ondan birazcık daha iyi olabilirsem, başım dik gezebilirim.
If I could be just a little better than him, I can hold my head high.
Birazcık daha zamana ihtiyacım var.
I just need to buy more time.
Ama Holly birazcık daha iyi bir aşçı olabilir. O nedenle devreye girmesini rica ettim.
It's just that Holly might be a slightly, slightly better cook, so I asked her to step in.
Birazcık daha sabret.
Huh. Just you wait.
Ama haberin olsun, hatta belki işine bile yarayabilir, tavırların birazcık daha uzlaşmacı, sevgi dolu olsaydı, beni aldatmana ve saçmalıklarına katlanabilirdim.
But just for the record, or it might even interest you to know... that I might actually have gone on with your cheating and your bullshit... if your attitude around here had been even the least bit loving... cooperative, interested.
Onun birazcık daha zamana ihtiyacı var.
He just needs a little time.
İnsanlara birazcık daha güvenmelisin, tamam mı?
You got to be more trusting of people, okay?
- Birazcık daha?
- Just a little longer?
Şu Almandan birazcık daha akıllı olmaya çalış. Sen de oyle. Şuna ne dersin :
But since you're determined to get yourself killed... try to be a bit more clever than the German guy.
tamam, sorun yok birazcık daha
Put it right in, no problem. A little bit more, don't take it out!
- Birazcık daha kal.
- Stay just a little more.
Birazcık daha açılalım, sonra döneriz.
Just a bit further then we'll go back.
Birazcık daha sonra telaffuzun çok daha iyi olacak.
Only a little while and your pronunciation will be better.
Bu mutlu insanların kızgınlığını yatıştırabilir ama ben seni birazcık daha görerek kar etmeye çalışmıyorum.
That might placate the shiny happys but I'm working with a little more investment.
Birazcık daha derinleri eşele.
Drill a little deeper, Hoss.
Paris ve Nairobi birazcık daha uzun sürer.
Paris and Nairobi a little longer.
Birazcık daha sol tarafa gel.
Do it just a little to the left.
Birazcık daha ileri.
Just a little further.
Birazcık daha dikkatli olmak zorundayız.
We're just gonna have to be more careful.
Psikolog yolda bayım. Birazcık daha bekleyeceksiniz.
The counselor's on his way, sir.
Savaş boyunca beni taşıdınız şimdi birazcık daha taşımanızı istiyorum beni... eğer mümkünse.
You two carried me through that war and now I need you to carry me just a little bit further... if you can.
Savaş boyunca beni taşıdınız şimdi birazcık daha taşımanızı istiyorum beni... eğer mümkünse.
You two carried me through that war... and now I need you to carry me just a little bit further... if you can.
Çocuklar lütfen, birazcık daha.
You guys, just, please, a little bit longer.
Birazcık daha zengin oldum!
I'm slightly richer!
Birazcık daha dayan!
Just be patient for a bit, okay?
Şimdi birazcık daha hızlan ve sağa dön.
Now, just give it a bit more juice and hang a right.
Belki siyah insanlar basketbolda birazcık daha iyi olabilir.
And just maybe, black people are a little better at basketball.
- Birazcık daha sürecek.
- Shouldn't be much longer.
Bunun için biraz daha uğraşmamız gerekiyor, birazcık daha.
For that we'll have to fight a little longer and dig a little deeper.
Birazcık daha.
Just a little longer.
Birazcık daha, aşkım.
A little more, darling.
Haydi birazcık daha.
Come on, a little more.
Birazcık seksi Ama daha çok rahatsız edici
It's a little sexy But m-more disturbing
Birazcık daha izin ver.
Will Truman turns around and litigates, sucka!
Birazcık daha işim kaldı.
Oh well, it'll all end in just a little bit.
Birazcık daha.
A little more.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]