Daha fazla translate English
68,989 parallel translation
Daha fazla ürün eklemek tüm operasyonun güvenirliğini tehlikeye atacak.
Adding more product will threaten the reliability of the entire operation.
Ancak şu bir gerçek ki, yaptığın şeyin bana sandığından çok daha fazla yararı oldu.
But the fact remains that your actions benefited me more than you can know.
Kim, bir şeyi anlaman gerek sanırım bu senin katıldığın ilk disiplin duruşması olacak. Barolar Birliğinin delil kabul etme şartları senin alışık olduğundan çok daha fazla yumuşak.
But, Kim, you should be aware... because I believe this will be your first disciplinary hearing... uh, the Bar Association's standard of proof is far more lenient than what you're used to.
Sana da daha fazla zahmet vermek istemi...
I don't want to put you out any more than I already - - please, let me.
Umarım önümüzdeki süreçte çok daha fazla çalışacağını fark etmişsindir.
And I hope you realize this means a whole lot a work comin'your way.
Keyif kaçırmayı hiç istemem ama daha fazla detaylanmadan önce bilmeniz gereken bir konu var.
I hate to be a buzzkill, but there is something you need to hear before we get any deeper in.
Çok parası olur. Dikiş makineleriyle kazandığından çok daha fazla hem de.
He'll make money, a lot more than with his little sewing machine.
Hapların değerinden çok daha fazla.
Way more than they're even worth.
Bu konuda Salamancalar'dan daha fazla korkman gereken kişiler var.
There are more people than the Salamancas to worry about here.
- Yani o daha fazla mı alacak?
Does that mean that she gets more?
Daha fazla başınızı ağrıtmayayım.
Well, I'll get out of your hair.
Tamam... Hatcher'ın bulunması haberlere çıktığından beri, APB yazılımının indirmesinde artışlar yaşadık, ve daha fazla suç bildirisi almaya başladık.
Okay... so since the takedown of Hatcher hit the news last night, we have had a spike in the downloads of the APB app, and we've had a bunch of incident reports coming in.
Ama bence ev daha fazla tutar.
But I think we'll get more for the house.
Daha fazla B tipi korku filmi çekmem.
No more "B" horror movies.
Mühendisler Birliği Ordusu'ndan daha fazla faciayı önledim.
I've managed more disasters than the Army Corps of Engineers.
1970'te kadınlar erkeklerden altı milyon daha fazla olacak.
By 1970, there will be six million more women than men.
Daha fazla yapamayacağım Mamacita.
I don't think I can do it anymore, Mamacita.
Bu senaryoya daha fazla özenmediğin sürece sadece bizim vaktimizi harcıyor olursun.
No, Bob, until you put some more thought into this script, you are just wasting our time.
Daha fazla kavalyeye ihtiyacı yok mu?
Shouldn't she have more beaus?
Yapımı daha fazla erteleyerek ne kazanacağını sanıyorsun ki?
What can you possibly hope to gain by delaying production any further?
Yıllar geçtikçe daha fazla şüphelenmeye başladım.
It was only years later that I began to suspect that there was something more to it.
Artık daha fazla zaman kaybedemeyiz.
We can't waste any more time.
Daha fazla adam lazımsa, bana bildirin.
If you need more bodies, let me know.
Ön tibiaların dilimlenmesi... bize daha fazla zaman verecektir.
Slicing the anterior tibial... will give us more time together.
Ona paradan daha fazla şey ifade ediyorsun, Carlos.
Well, you meant more to him than money, Carlos.
Biliyor musun, senin mastürbasyon yapmandan daha fazla fantezi bu, Reggie.
You know what, I think that's more a fantasy from your wank-bank, Reggie.
Daha fazla bir şeylerin olması mümkün mü?
Could it ever possibly become something more?
Lütfen, Tanrım, daha fazla Quentin Tarantino alıntısı yapma.
Please, God, no more Quentin Tarantino references.
Sinema yerine inşa edecekleri şey daha fazla iş imkanı sağlayabilir.
Whatever they build in the place of the drive-in could mean more jobs...
Ama senden olduğundan daha fazla dahil olmanı istemiyorum.
But I don't want to get you any more involved than you already are.
Benden daha fazla.
More than I do.
Betty... Ebeveynlerin Jason ve Polly hakkında yalan söylediyse muhtemelen yalan söyledikleri daha fazla şey vardır.
Betty... if your parents lied about Jason and Polly, there's probably more that they lied about.
Ebeveynlerin Jason ve Polly hakkında yalan söylediyse muhtemelen daha fazla yalan vardır.
If your parents lied about Jason and Polly, there's probably more that they lied about.
Daha fazla dene!
Try harder!
Belki de daha fazla berbat etmemeyi denemelisin.
Maybe try not sucking so much.
Her şeyden daha fazla.
More than anything.
20 Taliban üyesi, belki daha fazla.
20 Talis, possibly more.
Daha fazla düşman geliyor.
Got more incoming enemies.
Daha fazla soru sormamız için bizimle geliyor.
She's coming with us for more questioning.
- Biraz daha fazla oldu.
A little over that, actually.
Ve östres belirtileri gösteriyorsa daha fazla riske girip daha çok insana zarar verebilir.
And if he's showing signs of euphoric stress, it could fuel him to take more risks and hurt more people.
Onun için daha fazla üzülmeni istemiyor.
He doesn't want you to grieve him forever.
Düşündüğümüzden çok daha fazla iş vardı ve birbirimize yardım edelim dedik.
It was way more work than we anticipated, so we decided to help each other.
Daha fazla konuşamadığımız için üzgünüm.
I'm sorry we didn't get to talk more. That was stupid.
Çünkü hepsini bana verirsen çok daha fazla iş yapabiliriz evlat.
Because we could certainly do a lot more business if you hand all of them over to me, son.
Bir asır önce belki de daha fazla.
No one knows, A hundred years, maybe more.
Özgürce veririz ve daha fazla düşmanı kaldıramayız.
We give freely and we can't afford more enemies.
Sorular yalnızca daha fazla soruyu doğurur, otlar gibi.
Questions only breed more questions, like weeds.
Yalnızca hızlı gitmek istedim. Daha fazla yeri gezmek için.
I was only wanting to go faster, get more done like.
Biraz daha alan bırakacağız size Bayan Wexler ama fazla uzaklaşmayın.
We'll, uh, give you some leeway, Ms. wexler, but don't stray too far.
- Hatta daha da fazla.
Even - harder. Okay. Come on.
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazla dayanamadım 19
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazla dayanamadım 19