Bunu alamam translate English
366 parallel translation
Bunu alamam, efendim.
I can't take it, sir.
- Bunu alamam. - Israr ediyorum.
- You're not going down again!
Kötü sonla bitiyorsa bunu alamam.
I can't take this if it's got an unhappy ending.
- Bunu alamam.
- I can't take that.
Bunu alamam.
I do not understand.
Ama bunu alamam.
But I can't take it.
Bunu alamam.
I can't take it.
Hayır, bunu alamam -
No, I'm not allowed to - -
- Bunu alamam.
- I couldn't take that.
Bunu alamam.
I can't take this.
Tanrı korusun, bunu alamam...
God forbid, I can't take it...
Bunu alamam.
I don't take that
Murdock, bunu alamam.
Oh, Murdock, I can't take this.
Henüz bunu alamam.
NOT JUST YET.
- Küçük bir şey? - Bunu alamam efendim.
- I wouldn't take that, sir.
Teşekkürler Bebek fakat bunu alamam!
Thanks, Baby, but I can't use it.
- Hayır, hayır, bunu alamam.
- No, no, I can't take this.
- Bunu alamam.
- I can't buy them.
Bunu alamam.
I can't take it,
Bunu alamam!
I can't take it!
Bunu alamam.
I couldn't handle that.
- Bunu alamam, Bernard.
- I can't take that, Bernard.
Forrest, bunu alamam.
Forrest, I can't keep this.
Yıllardır bendeydi. Bunu alamam.
I've had it for many years.
- Bunu alamam. - Tartışmanın faydası yok.
There's no use arguing.
Ama bunu alamam.
But I could never.
- Bunu alamam.
- I can't take this.
Çünkü bu şu anlama gelir, eger extra not için ısrar ederseniz bunu alamamış olmanız gerekir.
because it means you're asking for a grade you shouldn't get.
- Bunu göze alamam.
- I couldn't afford to.
- Almalısınız bunu. - Hayır, alamam.
You're supposed to take this.
Dışarıda görülme riskini göze alamam. Bunu pekâlâ biliyorsun.
I can't take a chance on being found missing.
Bunu kesinlikle üstüme alamam.
I can't take credit for that.
Hayır, bunu göze alamam.
No, I couldn't risk it now.
Sanırım bunu ödünç alamam.
COULD YOU COME FOR DIN N ER TONIGHT?
Yugoslav-Trieste sınırında gümrükten bunu geçirme riskini alamam.
I can't risk taking this through the customs at the Yugoslav-Trieste border.
Bunu göze alamam.
I can't risk that.
Bunu daha fazla alamam.
I can't take this any more.
Bunu kaybetmeyi göze alamam.
I can't afford to lose it.
Olmaz bunu kimsenin bilmesini istemem, onu alamam...
No. Besides I would not want anyone to know about...
- Bunu göze alamam.
I can't afford to.
Senin düşmanınım ama bunu sizden alamam.
I've been your enemy, but I can't take it from you.
Bunu alttan alamam Averill.
I don't have to take that, Averill.
Bunu geri alamam.
I can't undo this one.
Bunu alamam.
I just... Really, I can't.
Bunu alamam.
Why not?
Bunu yolculukta yanıma alamam!
I can't take that on a voyage!
Şu sıralar seni alamam. Bunu karşılayamam.
I can't take you on right away as things are. I can't afford it.
- Ben bunu göze alamam.
I never thought this was a bird course.
- Bunu alamam.
- I couldn't take this, sir.
Bunu göze alamam Bess.
I can't take this, Bess.
Bunu göze alamam.
I can't risk it.
alamam 85
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108