English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bunu yapmamalısın

Bunu yapmamalısın translate English

559 parallel translation
Büyüklere bunu yapmamalısın.
You're not supposed to act like that to an adult.
Hayır, bunu yapmamalısın!
"No, you mustn't do that!"
Ama yavrum, bunu yapmamalısın!
But child, you're not supposed to do this!
Bunu yapmamalısın.
You mustn't do that.
Hayır, bunu yapmamalısın.
Oh, no. I say, you mustn't do that.
- Bunu yapmamalısınız. - Neyi yapmamalıyım?
- You shouldn't do that, you know.
Oh Heathcliff, bunu yapmamalısın.
Oh, Heathcliff, you must not do this.
Bunu yapmamalısın.
You mustnt.
Amiral Devereaux, bunu yapmamalısınız.
Really you mustn't. Here.
- Hayır Albay, bunu yapmamalısınız.
- No, Colonel, you mustn't do this.
- Bunu yapmamalısın.
- You mustn't do that.
Bunu yapmamalısınız bayım.
Oh, you mustn't, mister.
Bunu yapmamalısın, hayır.
You mustn't, no.
Joe, Bunu yapmamalısın.
JOE, YOU CAN'T DO IT.
Bunu yapmamalısın...
YOU CAN'T DO IT- -
Bunu yapmamalısın.
YOU DON'T HAVE TO DO THAT.
Bunu yapmamalısın, tek istediğim eğlence sektörüne katılabilmek.
You shouldn't do that, all I want is to get into show business
Demek istediğim iyi bir şey fakat bunu yapmamalısın.
I mean, it's nice, but you shouldn't do it. I'll be back.
Bunu yapmamalısın.
You shouldn't.
Bunu yapmamalısın, o kadar.
Well, you just shouldn't, that's all.
Hadi, bunu yapmamalısın.
Come on, you shouldn't do this to Mississip.
Bunu yapmamalısın.
You mustn't do this.
- Bunu yapmamalısınız!
- You can't do it!
Bunu yapmamalısın.
You mustn't, you know.
Ama bunu yapmamalısınız.
And you're running away.
- İşte tam da bunu yapmamalısın!
- That's exactly what you mustn't do!
Nicholas, bunu yapmamalısın, biliyorsun.
Nicholas, you should not be doing this, you know.
Hayır, bunu yapmamalısın.
No, you mustn't.
Binbaşı, bunu yapmamalısınız.
Oh, Major, you must not.
Baba, bunu yapmamalısın.
Father, you mustn't do this.
Bu çok yanlış Ilsa, bunu yapmamalısın.
It is an evil thing. You must not do it, Ilsa.
Bunu yapmamalısınız.
You mustn't do that.
Hayır, bunu yapmamalısın.
No, you won't do this.
Bunu yapmamalısınız.
You mustn't.
Bunu yapmamalısın...
You shouldn't have...
Bunu yapmamalısın hayatım.
Well, you mustn't do that, dear.
Bunu yapmamalısın.
You mustn't do it.
Hayır, bunu yapmamalısın!
No, you mustn't!
- Hayır, bunu yapmamalısın!
- No, you can't do that.
- Hayır, bunu yapmamalısın.
- No, you mustn't do that.
Hayır ama bunu yapmamalısın.
No, but maybe you shouldn't.
Evet. Helen, bunu bir daha yapmamalısınız.
Now, Helen, you must not do this again.
- Bunu yapmamalıydın.
- That's what you shouldn't have done.
Bunu yapmamalıydınız.Albayın emirlerini biliyorsunuz
You shouldn't have done that. You know the Colonel's orders.
Bunu şimdi yapmamalısın.
None of that now.
Bunu söylemen çok hoş, ama benim hoşlandığım herşeyden sen de hoşlanıyormuş gibi yapmamalısın.
It's sweet of you to say so, but you needn't pretend that you like everything I like.
Bunu her ne sebeple yapıyorsun bilmiyorum ama, bence yapmamalısın.
I don't know the reason behind this, but you shouldn't do it
Bir bıçağı daha iyi tanımalı ve bunu asla yapmamalısın.
You ought to know better a knife and never does that.
Bunu asla yapmamalısın.
You must never do that.
Vaay, bunu yapmamalıydın... ama kızlar açısından iyi oldu.
Gee, you shouldn't have done that... but I'm glad you did, on account of the girls.
- Bunu onlara yapmamalısınız.
- You must not do this to them.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]