English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yapmamalısın

Yapmamalısın translate English

1,338 parallel translation
Bunu yapmamalısın.
You shouldn't do this.
Bunu yapmamalısınız!
You shouldn't do that!
- Hatch, yapmamalısın.
- No, Hatch, maybe you shouldn't!
Tanrı bana, "O tür şeyleri karınla yapmamalısın." diyor
God is telling me, "You shouldn't be doing these things with your wife."
Bakın, öyle yapmamalısınız.
No, you cannot do that.
" Sovyet Sarayı yapmamalısınız.
" Don't build the Soviet Palace.
- Yapmamalısın. Anlamazlar.
- You shouldn't do that.
Yapmamalısın.
You mustn't.
Belki de bunu daha fazla yapmamalısın.
Perhaps you shouldn't do that any more.
Sen de yapmamalısın.
You shouldn't.
Ama yapmamalısınız.
But you shouldn't.
O senin için geldi, Laura. Ses yapmamalısın.
It's come for you, Laura.
Böyle yapmamalısın.
You shouldn't do that.
Leo, bunu yapmamalısın.
Oh, Leo, you can't.
Bence bunu yapmamalısın.
You must ignore. Oliver, please.
- En azından sen böyle yapmamalısın.
Even this, as far as it's gone. You shouldn't be doing this.
- Yapmamalısın.
Oh, Donatien, you mustn't.
- Bence bunu yapmamalısın.
- I don't think you should do it.
Bunu yapmamalısın. Anladın mı?
You know, this should not?
Hele bana hiç yapmamalısın.
Not to me, should not.
İlk 1700 km'de saatte 80'den fazla yapmamalısın.
You're not supposed to go over 50 mph the first 1000 miles...
Hayır, bunu yapmamalısın.
No. You must not do that.
Bence düğününü dışarıda yapmamalısın.
The wedding shouldn't be outdoors.
Her şeyi siz yapmamalısınız.
You really shouldn't have to do it all.
Yapmalısın diyorlar. Yapmamalısın da diyorlar.
They say I should, they say I shouldn't.
Yapmamalısınız.
You mustn't!
Anouk, bunu yapmamalısın.
Anouk, don't do that.
Böyle çatlak espriler yapmamalısın.
You mustn't crack such jokes.
Ona bu şekilde baskı yapmamalısın!
You shouldn ´ t pressure him like that!
Demek oluyor ki, bütün gece üniversite hakkında stres yapmamalısın.
It means you shouldn't stay up all night stressing about college.
Eğer ben yapmıyorsam, siz de yapmamalısınız.
If I don't, you shouldn't.
- Belki de bunu hiç yapmamalısın, espri konusunda biraz talihsizsin de
Maybe you shouldn't do this. You've never had a lot of luck telling jokes.
- Noel, yapmamalısın.
and Seymour. Noel, you cannot do this.
Siz kızlar bunu yapmamalısınız ve sanırım yaptığınız şeyi babana söylemek zorundayım.
I don't think you girls should be doin'this, And i feel obliged to tell him what you're up to.
Yapmamalısın dedim.
I said you shouldn't.
Bunu tek başınıza yapmamalısınız, Kaptan.
You shouldn't do this by yourself, Captain.
Belki de bunu yapmamalısın.
Maybe you shouldn't do that.
Bunu yapmamalısın.
- You shouldn't do this.
Böyle yapmamalısınız Bay Collignon.
You shouldn't do that, Mr. Collignon.
Yapmamalısın.
See, it says you shouldn't do that.
Yapmamalısın. Hiç gereği yok.
You shouldn't.
l, örneğin, artık taksicilik yapmamalısın.
I, for example, should no longer drive a taxi.
Bunu yapmamalısınız.
I won't allow you on the train.
Bunu yapmamalısın. Sen de kimsin?
- Hey man, you shouldn't do that!
Böyle şeyler yapmamalısın.
You can't make stuff like that up.
Tamam. Yapmak istemiyorsan, yapmamalısın.
OK, if you don't want to do it, you don't have to.
Çalmamalısınız, Yalancı şahitlik yapmamalısınız.
Thou shalt not steal, thou shalt not bear false witness.
Yapmamalı mıyım? O doğanın bir mucizesi.
Well, he's a miracle of nature, but I know he's very scary.
Ve kardeşler arasında, sen yanlış yapmamalısın.
And between brothers, you shall do no wrong.
Dawson, bunu yapmamalıydın. Ben seninkini getirmedin. Henüz Noel değil.
You shouldn't have done this. I don't have yours. lt's not Christmas yet.
Birdaha hata yapmamalısın, anlıyor musun?
Just like I said, no more mistakes, all right?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]