Bunun için üzülme translate English
49 parallel translation
- Bunun için üzülme.
- Don't feel so badly about it.
Bunun için üzülme, lütfen.
DON'T WORRY ABOUT IT, PLEASE.
Bunun için üzülme.
You don't have to be sorry.
Bunun için üzülme.
After Gertrude Patterson leaves, that is.
Bunun için üzülme.
Never mind.
Bunun için üzülme, tamam mı? Paranı haketmeye çalış, anladın mı beni?
Go to the kitchen and have the noodles... ready for serving
Bunun için üzülme.
Don't worry about it.
Bunun için üzülme.Onlar hiçbir şey.
Don't worry about it. They ain't nothin'.
- Bunun için üzülme.
- Don't worry about it.
Bunun için üzülme beni görmiycek.
Don't worry about it. He won't see me.
Yapma... bunun için üzülme.
Don't... don't worry about it.
Data, Bunun için üzülme.
Data, don't worry about it.
- Tamam, tatlım, bunun için üzülme.
- OK, sweetheart, don't worry about it.
- Oh, bunun için üzülme.
- Oh, don't worry about that.
Bunun için üzülme.
Don't get so upset about it.
Bunun için üzülme.
Don't pay that any mind.
Tabiiki göreceksin, bunun için üzülme sakın
Of course you will, you never have to worry about that, ever
- Henry bunun için üzülme.
- Henry. - Please don't worry about this.
Bunun için üzülme.
Don't worry about that.
Bunun için üzülme.
I said don't sweat it.
Tatlım bunun için üzülme.
Sweetie, don't worry about it.
Sen bunun için üzülme.
Don't you worry about that.
Bunun için üzülme o zaman.
Don't worry about it then.
Bunun için üzülme bak.
Don't be sad.
Ama, bilirsin, bunun için üzülme.
but, you know, don't - don't worry about it.
Bunun için üzülme. Herkes öyle.
It's going around.
Bunun için üzülme.
Don't you worry about that.
Bunun için üzülme, dostum.
Don't worry about it, man.
Bunun için üzülme patron, ben iyiyim.
Don't worry about it, boss. I'm okay.
- Bunun için üzülme..
- Vex... don't do anything drastic...
Bunun için üzülme.
Well, d... don't be upset about it.
Hayır bilmiyordum, bunun için üzülme.
No don't-don't be sorry.
Bunun için üzülme, Louis.
Don't take heart from this, louis.
Bunun için o kadar üzülme.
Don't get too upset about it.
Bunun için üzülme, bebeğim.
Don't worry about it, dolls.
Bunun için asla üzülme.
Don't ever be sorry about that.
Bunun için fazla üzülme.
So, don't look so sad...
- Tabii ki de, bak bunun için üzülme.
Sure, look, don't worry about that.
Bunun için üzülme.
She took that Tiffany necklace you gave me.
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun için 111
bunun için teşekkür ederim 20
bunun için endişelenme 65
bunun için özür dilerim 49
bunun için buradayım 33
bunun içinde ne var 30
bunun için zaman yok 17
bunun için zamanım yok 26
bunun için çok üzgünüm 39
bunun için 111
bunun için teşekkür ederim 20
bunun için endişelenme 65
bunun için özür dilerim 49
bunun için buradayım 33
bunun içinde ne var 30
bunun için zaman yok 17
bunun için zamanım yok 26
bunun için vaktim yok 19
bunun için çok geç 46
bunun için buradayız 21
bunun için geldim 19
bunun için zamanımız yok 31
bunun için vaktimiz yok 17
bunun için mi 29
üzülme 577
üzülmeyin 92
bunun yanı sıra 41
bunun için çok geç 46
bunun için buradayız 21
bunun için geldim 19
bunun için zamanımız yok 31
bunun için vaktimiz yok 17
bunun için mi 29
üzülme 577
üzülmeyin 92
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun adı ne 18
bunun anlamı ne 159
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bunun yanında 90
bunun 274
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun adı ne 18
bunun anlamı ne 159
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bunun yanında 90