English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bunun gibi

Bunun gibi translate English

10,313 parallel translation
Büyükannem balo için tıpkı bunun gibi bir elbise almıştı bana.
Grandma bought me a dress just like that for my homecoming.
Annen için, eğer bunun gibi bir kart varsa zımbalamak yeterli.
For your mom, if it's a business card like this, it's okay to staple.
Bunun gibi bir teşhir kim bilir kaç insanı bu kapıdan içeri sokacak.
Exposure like this- - it could draw who knows how many people in through these doors.
- Hayır, bunun gibi değil.
Oh, no, not like this one.
Bunun gibi mi?
Like this?
Bunun gibi çok özel bir okul yüzünden mi?
With a feeder school like this one?
Ben de bunun gibi türbede Tanrılara gönderileceğim.
I will be sent to the gods in a tomb such as that.
Bunun gibi daha çok var.
There's more where that came from.
Bunun gibi benim için hiç anlamı olmayan şeyler.
and all kinds of crap which means nothing to me at all.
- Mesela bunun gibi.
- Like this.
Bunun gibi başka bir tane daha ortaya çıktı!
I've never seen anything like this before!
Bunun gibi birine cidden güvenecek misin?
Can you believe it?
Bunun gibi bir çok oda var.
There are very few rooms like this.
Bunun gibi şeyler de var!
Surface-to-air missiles are very effective!
Muhtemelen şehrin her yerin de bunun gibi ordular kurmuştur.
He probably has stockpiles like this set up all over this city.
Bunun gibi bir şeye tahammül etmek hayatımın yarısı aldı.
It has taken me half a lifetime to find the fortitude to do something like that.
Bunun gibi bir şey yapmayacağımı biliyorsun.
You know I could never do something like that.
- Bunun gibi.
Like this one.
Nezaketim bunun gibi sorgularda duygularımı göstermeyi hoş görmüyor ama içten içe kahkaha atıyorum.
You know, decorum forbids me from showing my emotions during an interview such as this one, but I assure you, on the inside, I am doubled over with laughter.
Tıpkı bunun gibi kalabalık bir odadaydım.
See, I was in a crowded room... just like this one.
Calderon denen adamı bulacağız ve Humanich'leri devre dışı bırakacağız ya da bunun gibi bir şeyle.
We'll find this Calderon guy, and we'll shut down Humanichs ourself with... whatever this is.
Birden inşa etti, bunun gibi.
He just built it, just like that.
O yüzden bunun gibi yerlere getiriliyorlar. Çoğu insan günlerini bu tip şeylere kafa yormadan geçiriyor.
( Dr. Vose ) Most people go about their day without giving such things a thought.
Bunun gibi.
Like this.
Ama bunun gibi absürt değil, tamam mı?
But not these absurd one's, alright.
Oyun oynayıp bunun gibi eğlenceli ve güvenli şeyler mi yapacaksın?
You gonna play the name game, do something fun and safe like that?
- Uçağımız bunun gibi bir şey olacak.
Our airplane will look like this.
Ve eğer vatanseverler bunun gibi bir gemiye sahip olasalardı,
To defend this country and keep it safe. And...
Bunun gibi geniş-ölçekli bir operasyon ifşa edilirse çok dikkat çeker, Teğmen.
A large-scale operation like this that goes compromised draws a lot of attention.
Kokusu bana 5 yaşındayken, bunun gibi mükemmel bir günü hatırlattı.
It smells like this one day, when I was 5, this one perfect day...
Bunun gibi.
Sounds like it.
Bunun gibi bir anı bekliyorduk. Ve şimdi yükselişe geçtik.
We've been waiting for a moment such as this and now we have arisen.
- Evet. Bunun gibi bir şey kariyerini bitirebilir, tamam mı?
Something like this can ruin your career, all right?
Bunun gibi.
Like this one.
Ama sizin gibi öğretmenlerden ve bunun gibi taksicilerden çalıp çırpmıyorum.
But I don't mug teachers or cab drivers like him.
- Bunun gibi kaç değişiklik var?
How many hacks are there like this?
Bunun gibi! Senin anahtarların mı?
Your own keys?
Bunun gibi adamlar onun peşine düşmemiz için bize mesaj vermek isterler.
Guys like that think they need to send a message keep us from messing with him.
O yüzden, bunun yerine yeni pazarlama stratejileri geliştireceğiz kitabı kahverengi kağıda sarmak gibi mesela.
So instead, we're gonna try a new marketing strategy- - wrapping the books in brown paper.
Anladığınız gibi, şimdide yaşıyorum, tüm ruhaniler bunun için dua ediyor.
You see, I live in the now, which is what all the gurus preach.
karanlık eylemlerin yüzyılları bunun bedelini alıyor gibi gözüküyor.
It seems that centuries of dark deeds do take their toll.
- Bunun gibi mi?
- This?
Sadece bunun bu kadar çabuk geleceğini düşünmemiştim. Yani hemen şimdi gibi.
I just didn't realize the time would come so soon, you know, like right now.
Bunun karşılığında, senden tek istediğim, bana sirk maymunuymuşum gibi bakmaman.
I know that, and you know I am very thankful for everything you do for me.
Bunun bir kerelik birşey olacağını sanıyordum, tıpkı düz usturayla traş olman gibi.
I thought this was gonna be something that you did once, like manscaping with a straight razor.
Ve sen de benim gibi, kadının Mike'ın bebeğin babası olduğuyla ilgili yalan söylediğini biliyoruz. Bu yüzden bunun üstesinde gelmek için başka bir yol bulmalıyız.
Now, you know as well as I know that she was lying about Mike being the father of that baby, so we have to figure out some other kind of way to get around this thing...
- Evet. Söylediğim gibi bunun için buradayız.
Yeah, that's why we're here, that's what I said.
Sanırım bunun sorumlusu kendisiymiş gibi düşünüyor.
I think she feels responsible.
Bunun bir kaza gibi görünmesi gerekiyor. Bunlarla uğraşacak vaktimiz yok.
This has to look like an accident and we can't afford the time to set it up.
Oh, bunun kıskandığım için olduğunu düşünüyorsan, o zaman egon da karar verme yetin gibi zarar görmüş demektir.
Oh, if you think this is because I'm jealous, then your ego is as warped as your judgment.
Ben ve Barry gibi kimi insanlar bunun için yıllarca uğraşıp duruyor.
Some people like me and Barry, we've been trying for ages, you know.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]