Böl translate English
10,271 parallel translation
Uzun vadede getirisi bol olacak, görürsün.
It'll pay off in spades long after, you'll see.
Bol şanslar.
All the best.
Bol şans!
Best of luck!
Bol aksiyonlu şeyler. Bugün vardı.
Some "gnar-gnars."
- Teşekkürler. Güle güle, bol şans.
Good bye.
- Cin tonik, toniği bol olsun.
- Um, gin and tonic, hold the tonic.
Nancy kendine zengin koca buldu artık bol miktarda o kediden yardım alacağız.
Nancy landed herself a rich cat, we're gonna be living off a hefty kitty support.
Tamam, o zaman bunu düşünmek için uçakta bol bol zamanın olacak.
Okay, well, you're gonna have a lot of time on the plane to think it through.
Ben bol kaynaklı bir adamım.
I'm a man of considerable resources.
Davada bol şans.
Good luck with the case.
Bir yarış köpeğinin bol bol antrenman yapması lazım.
A racing clog needs a lot of training.
Bol şans.
Good luck with that.
Motorların besleyicilerinden bol proteinli yemek erzağı elde etmeyi başardığımı duyunca mutlu olursun herhalde.
You'll be chuffed to'ear I've found a way ter convert the engine's residual byproducts into a nutritious, protein-rich meal supplement.
Bol şans, Jimmy!
Good luck, Jimmy!
Bol kadın, bol votka işte.
Too many women, too much vodka.
Senin için bol odalı, iyi ve verimli bir yer.
It is fine and fertile with plenty of room for you.
Bol şanslar.
Good luck.
Kâğıt oyununuzda bol şans.
Good luck with your... hate-cards?
Lily, Stella'nın göbeğini bol bol okşamayı unutma sakın.
Lily, don't forget to give Stella lots of belly rubs.
Bol çeşnili Noel içeceklerinden biri gibi.
It's like one of those drinks at Christmas with too much spice.
Av bol muydu?
Good catch?
Bol miktarda kan, belki de kasaplık ve kesilmiş uzuvlar.
Lots of blood, probably some butchering, severed limbs.
Stajyerini sikmede bol şans.
Good luck fucking your intern.
Ama beni seviyor değil bir kim o bana erkeklerin bol getirmek Bu beauty- -.
This beauty... it bring me plenty of men, but not one who loves me.
Bol şanslar Barrow.
Very good luck to you, Barrow.
Bol şans dilerim sana, gerçekten.
Well, I wish you well, I do, truly.
- Bol şans Bay Barrow.
- Good luck, Mr Barrow.
Hoşça kal Barrow. Bol şans.
Goodbye, Barrow, and good luck.
Evet ama hepsini bir anda yapmak istedim ve enerji versin diye bol bol kokain ve meth aldım.
Right, but I wanted to get them all done at once, so for energy, I did way too much cocaine and meth.
- Yeni ev bulmak için bol şans.
Good luck finding a place to live. - ( Bonnie scoffs )
Bol şans.
Good luck.
Akçaağaç pekmezim az kaldı ama bol bol ahududu reçeli var. Çoğu insan onu tercih eder.
I'm a little low on maple syrup, but I got plenty of raspberry jam, which, you know, a lot of people prefer.
Hepsi bende PTSD, TBI, ya da bol harfli başka bir bok var sandılar. Sanki mekanlarında ona buna ateş edeceğim.
They all think that I've got PTSD, TBI, or some other alphabet soup that's gonna have me shooting up the place or something.
Tabi, sana bol şanslar.
Yeah, good luck with that.
Retina HD ekranlı,... 8 MP iSight kameralı,... gümüş rengi iPhone 6,... Verizon'ın sınırsız dakika ve 4G LTE ağı üzerinden SMS'li "Hepsinden Bol Bol" tarifesi ayrıca ses yalıtımlı LG Tone kablosuz kulaklık almışsınız.
We have the silver iPhone 6 with HD retina display, eight mega pixel eyesight camera and charger and you got the Verizon "More Everything" plan with unlimited talk and text on the 4G LTE network, and you also got the LG Tone wireless headset with ambient noise reduction.
Bol bol vaktim var.
That's plenty of time.
Toprağı bol olsun.
May she rest in peace.
Prosedürle ilgili bol şanslar, ama bu zaman aralığında hiç kimsenin benim mülküm etrafında sorular sorup rahatsızlık vermesini istemiyorum çünkü burası özel bir mülk.
Good luck with your procedures, but in the meantime, I don't want anybody, you know... snooping around my property asking questions because this is private property.
Bol şans.
Good luck, girl.
Elimizde bol miktarda olan element nedir?
And what is the one element that we have in spades around here?
Ve bol miktarda büyü gerekti.
And a whackload of magic.
Bol acılı.
Painfully.
Bol şans, kaplumbağalar ve iyi kurtulmalar.
Is nice. - Good luck, Turtles, and good riddance.
Alan bol şans.
Alan... good luck.
Güneşin parlak, paranın bol, erkeklerin aptal olduğu bir yere.
Somewhere the sun is bright, the pot is strong and the men are stupid.
Bol sarımsaklı o zaman.
If it's big on garlic.
- Bol şans.
Good luck.
Bol şans!
Thank you very much!
Sadece ben ve bol bol güneş ışığı.
Just me and a whole lot of sunshine.
Patterson'larda para bol. Yani avukatları da fazladır.
Pattersons got a lot of dough, which means they got a lot of lawyers too.
Ve bol bol da para öder.
And shell out big-time units for it.
bologna 19
bol şans 369
bölüm 137
bol şanslar 63
bölümü 16
bölüm 2 32
bölüm 3 28
bölümün sonu 16
bölge 121
bölüm 1 42
bol şans 369
bölüm 137
bol şanslar 63
bölümü 16
bölüm 2 32
bölüm 3 28
bölümün sonu 16
bölge 121
bölüm 1 42
bölüm 5 16
bolland 25
bolivya 30
bölük 130
bolonya 19
böldüğüm için özür dilerim 27
böldüğüm için üzgünüm 45
bölge savcısı 19
bolie 36
bolland 25
bolivya 30
bölük 130
bolonya 19
böldüğüm için özür dilerim 27
böldüğüm için üzgünüm 45
bölge savcısı 19
bolie 36