Bırak onu gitsin translate English
354 parallel translation
Bırak onu gitsin!
Let her go!
Bırak onu gitsin, Helen.
Let go of him.
- Bırak onu gitsin.
Make her go.
Bırak onu! - Bırak onu gitsin!
Ed thought Owen was part of the same outfit.
Bırak onu gitsin.
You let her go.
Kendime şöyle dedim "Bırak onu gitsin"
"Let him make a run for it" I say to myself.
Bırak onu gitsin.
Let him be!
- Bırak onu gitsin!
Let him go!
Calhoun! Bırak onu gitsin.
Let her go.
- Bırak onu gitsin.
Let her go.
Bırak onu gitsin.
Let her go.
Hayır, bırak onu gitsin!
No, let her go!
- Bırak onu gitsin!
- Let him go!
Beast, bırak onu gitsin.
Beast, let him go.
Hey, bırak onu gitsin!
Hey, Iet go of her!
- Bırak onu gitsin adamım.
- You let her go, man.
Bırak onu gitsin, Johnny!
Let her go, Johnny!
Bırak onu gitsin.
Let Him Go.
Bırak onu gitsin, bırak gitsin
Let him go, let him go
Bırak onu gitsin,
Let him go
- Hey, dinle, bırak onu gitsin.
- Hey, listen, let him go.
- Bırak onu gitsin.
- Let him go. - It's cool, ese.
- Bırak onu gitsin!
- Let her go!
Bırak onu gitsin, ninja.
Let her go, ninja.
Gelmeyin! Bırak onu gitsin!
Don't come over!
Bırak onu gitsin!
Let her go! Let her go!
Bırak onu gitsin
Let the man go.
- Clark, bırak onu gitsin.
- Clark, let him go.
Bırak onu gitsin.
Let him go.
Onu bırak gitsin!
Let her go!
Şimdi onu bırak gitsin.
Let her go now.
Bırakın gitsin ve takip edin onu.
Let her go, and put a tail on her.
Bırak onu giderse gitsin.
Let him go anyway.
Bırak onu gitsin!
Let him go!
Onu bırakın, gitsin, olmaz mı?
Don't you think you could just leave him?
Onu kabullenin ve bırakın gitsin.
Accept it, and let it be.
Onu bırakın, gitsin.
Leave him, let him go.
Onu bırakın gitsin, ben sizi hazineye götürcem
You just have to let her go I'll lead you to treasure
Bırakın onu... gitsin.
Let him... : : : go :
Onu hemen bırak, gitsin.
Let her go now.
Onu bu işin dışında tut, bırak gitsin!
You leave her out of this And let her go!
Bırakın onu gitsin... ve evine dönsün ki, savaşta ölüp nişanlısını başkası almasın.
Let him go... and return unto his house, lest he die in battle... and another man take her.
Bırakın onu gitsin.
Let her go.
Hemen onu yalnız bırak, bırak gitsin...
You just leave her alone, you let her go...
Onu bırak gitsin, biz de işimize bakalım.
You should cut her loose so we can get down to business.
Bırakın onu gitsin!
Hey! Why don't you just let him go?
- Lütfen, bırakın onu gitsin.
Please, let her go.
- Bırakın onu gitsin!
- Let her go!
"Hz.İsa onlara şöyle dedi,'serbest bırakın onu da gitsin."'
"Jesus saith unto them,'Loose him, and let him go."'
Bırakın gitsin, onu tanıyorum.
Let him go, I know him
O-o zorlaştığı zaman, ve-ve-ve inancı korumak can yaktığında, tekrardan kolaylaşana kadar o-o-onu bırak gitsin mi?
That when it gets hard and it hurts to keep faith you let go until it gets easy again?
bırak onu 1012
gitsin 41
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
gitsin 41
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68
bırak şimdi 60
bırakın gitsin 138
bırak artık 86
bırak konuşsun 57
bırakamam 31
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23
bırak şimdi 60
bırakın gitsin 138
bırak artık 86
bırak konuşsun 57
bırakamam 31
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23