English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bırak artık

Bırak artık translate English

3,201 parallel translation
Bırak artık Amy.
Give it up, Amy!
- Oyun oynamayı bırak artık!
- Stop playing games!
Henry, böyle düşünmeyi bırak artık.
Henry, you've gotta stop thinking like this.
Trip atmayı bırak artık.
You can't give me the silent treatment.
Onu rahat bırak artık.
You need to leave her alone.
Hayali bırak artık.
Drop that thought.
Bırak artık.
Let them go.
Bırak artık bunun peşini.
Let it go.
Bu kadar zayıf olmayı bırak artık lan.
Stop being so weak, man.
Diğerlerini düşünmeyi bırak artık, baba.
Stop looking for benefits in everyone, father.
Onu korumayı bırak artık.
So stop protecting
Bırak artık. Evine döndü.
It's got a little house.
Bırak artık, Coop.
Leave it alone, Coop.
Bırak artık.
Let it go.
Bırak artık.
You'll pull my arm out!
Bırak artık şu söylediğim şeyleri yazmayı.
Stop writing down stuff I say.
- Bırak artık Sagorsky.
- Lay off, Sagorsky.
- Aptalı oynamayı bırak artık.
Quit playing dumb.
Bırak artık aramayı yahu!
Stop calling me.
- Bırak artık! - 57 eksi 19'un cevabi 38..
- Let dasl - 57 verso 19 38.
Wilfy, bırak artık!
Wilfy, let go!
Bitti dedim sana. Bırak artık.
I told you, it's over.
Bırak artık, Wilfred.
Let it go, Wilfred.
Bırak artık şunu çalmayı!
Stop that bell!
Beni ve yaptığım her şeyi yargılamayı bırak artık! Yeter!
Stop just judging me about everything that I do!
Beni rahatsız etmeyi bırak artık!
Stop annoying me!
Çaylak gibi düşünmeyi bırak artık.
Stop thinking like a rookie.
Bırak artık benimle tartışmayı! Gidelim hadi!
Just stop arguing with me!
Bırak artık, Lexie!
Look, let it go, Lexie.
Schwiniak'ı bir kenara bırak artık.
Give it a break with Schwiniak.
Beni artık rahat bırakın, Theo. Tamam mı?
Leave me alone now, Theo.
Tedavi ve durum gibi keimeleri artık bi kerara bırak!
You need to take words like "cure" and "condition" and throw them out the window!
Artık sizi rahat bırakırız, değil mi Faye?
We'll leave you alone now, right, Faye?
- Bırakır mısın artık?
- Can you let it go?
Bu olayı geride bırakıp artık daha dikkate değer geleceğimize döneceğim.
I would condemn such transgressions to distant past, and turn eye toward more deserving future.
Dooku'nun saçma sapan savaşını arkada bırakıp bizimle kalacaksın. Artık emir almayacaksın.
You will leave Dooku's absurd war behind and remain with us, no longer to be ordered about.
Yahu bırak şunu sormayı artık.
Forget it. That's enough.
- Artık peşimi bırak.
- Forget me. - Who's this guy?
Çıkışını kendin bulursun artık, ya da ben köpekleri bırakırım.
You could show yourself out, or I'll release the hounds.
Artık dağa gitmeyi bırak.
You can't go into the mountains anymore.
O saçmalığı elinden bırak da salatayı karıştırmaya başla artık!
Put that trash down and start tossing the salad!
Bırakın artık, tamam mı?
So just stop running, okay?
- Artık o evde yaşamıyor. O zaman seni neden evinden üç blok geride bırakıyorum?
Then why am I dropping you off three blocks from your house?
Bırak artık.
Stop it.
Sapna, Sagar ve amcam için endişelenmeyi bırak teyze... Artık New York'ta sın...
Aunty... no more worrying about Sapna, Sagar and uncle... yöu're in New York...
Bahane üretmeyi bırak da tüttür artık şunu.
Now, stop making excuses and smoke the damn cigar.
Büyüdü artık, Wilfred. Bırak kendisi konuşsun.
He's a big boy, Wilfred- - he can speak for himself.
Bu akşamdan sonra yeminle bırakıyorum artık.
After tonight, I swear I'm going on a cleanse.
Sanki çok biliyormuş gibi davranmayı bırakır mısın artık?
Would you stop acting like such a know-it-all?
- Artık bu işin peşini bırak.
Again? You've got to let this go.
Hayır ve her yere öneri kutuları koymayı bırakın artık.
No, and stop installing suggestion boxes everywhere.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]