English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bırakıyorum

Bırakıyorum translate English

6,715 parallel translation
en zor iş gerçekten sana düşüyor seni Catherine'den sorumlu olarak bırakıyorum.
The hardest job, really, is yours. I'm leaving you in charge of Catherine.
Pekala. Silahlarımı bırakıyorum.
All right, I'm putting my pistols down.
Floransalılar! Cumhuriyetimizin kaderini sizlerin ellerinize bırakıyorum.
Citizens of Florence, I put the fate of our Republic in your hands.
Fakat yakında bırakıyorum.
But I'm leaving soon.
Efendim, bu konuyla ilgili Alman turşuları ya da Hess birliğini size bırakıyorum.
Sir, I grant you I care little for sauerkraut or Hessians, for that matter.
İstenmeyen bir olaya karşı bunu size bırakıyorum.
I'll leave you this in case of anything untoward.
- İnsanlar seni aç bırakıyorum sanacak!
- People will think I starve you
Keşişliği bırakıyorum!
I give up being a monk!
"Ölümüm halinde, gezici restoran ve gizli sosun yönetimini Reed Bennet'e bırakıyorum."
"In the event of my death, I leave the food truck and secret sauce to Reed Bennet to manage as he sees fit."
Ve bundan sonrasını size bırakıyorum.
And I'll let you take it from here.
Check yaparak leydime bırakıyorum.
I will check to milady.
Yaratıcın olarak seni serbest bırakıyorum.
As your maker... I release you.
Yaratıcın olarak, Jessica seni serbest bırakıyorum.
As your maker, Jessica... I release you.
- Onu özgür bırakıyorum.
- I'm setting her free.
Pekala, tekrar kötüleşirse diye Grayson'ı burada sizinle bırakıyorum...
All right, I'll leave Grayson here with you... in case she relapses.
Konuşmayı bırakıyorum.
I'm done talking.
Son psikolojik değerlendirmeme girdim, sonrasında bu işi bırakıyorum.
I just have my very last polygraph, then I'm out.
Silahımı bırakıyorum.
I'm taking off my gun.
Size kartımı bırakıyorum.
I'll leave you my card.
Mirasının bir parçası olarak sana bir savaş bırakıyorum.
that I would be leaving you a war as part of your inheritance.
Burada çalışmayı bırakıyorum demek istemiştim.
I meant I'm quitting work here
Ben bir centilmenim yani tercihi bayana bırakıyorum.
I'm a gentleman, so lady's choice.
Ben... kendimi serbest bırakıyorum.
I... Release myself.
- Thornado'yu özgür bırakıyorum.
- I'm setting Thornado free.
Bırakıyorum!
I'm putting it away!
Geride anı bırakıyorum.
I leave memories behind.
Seni özgür bırakmamı istiyorsun ve ben de bırakıyorum. - Sen.
You ask me to release you, and I do.
- Bay Bishop'u serbest bırakıyorum.
( clears throat ) I'm gonna free
Ama o bilmiyor. Bunun kararını sana bırakıyorum tamam mı?
Now he doesn't know but I'm leaving that decision up to you, okay.
Müdür yardımcılığımı bir kenara bırakıyorum.
I'm gonna take off my assistant-manager hat.
O zaman sana bırakıyorum.
Then I'll leave it to you.
Bırakıyorum.
I'm dropping out.
Bırakıyorum.
I quit.
Hayır, Sayın Yargıç. Tanığı serbest bırakıyorum.
No, your honor, I tender the witness.
Ben önüme ne çıkarsa kendimi ona bırakıyorum çünkü yalnız kalmayı gerçekten istemiyorum.
I just throw myself into whatever comes along because... I really don't want to be alone.
Sözü Larry Gergich'e bırakıyorum % 100 yetki sahibi olan adama.
I'm gonna hand things over to Larry Gengurch, who is 100 % in charge.
- Bırakıyorum.
- I quit.
Bırakıyorum, bu kadar.
I quit. That's it.
Bırakıyorum.
- I'm through.
Size kartımı bırakıyorum.
Uh, I'm gonna leave my card.
Emir alıp dışarıda gerçek insanlara yardım edebilecekken bir varsayımdan ötürü tutsak kalmayı bırakıyorum.
I am done taking orders and being a prisoner to a hypothetical cause when I could be out there helping real people. Right now.
Yine de buraya bırakıyorum, belki fikrini değiştirirsin.
Well, I'm just gonna leave it there in case you change your mind.
- Ne yapıyorsun dedim! - Hava yastıklarını devre dışı bırakıyorum.
What are you doing?
- Bırakıyorum.
You quit... - Lina :
- Bırakıyorum.
- Weberman : Wh-what? - Lina :
Bırakıyorum, ben dersimi aldım.
I quit. I learned my lesson.
Seni de rahat bırakıyorum.
Here's your space.
Karşı sokakta yaşıyorum ve bu oğlanlar abajuru hep açık bırakıyor.
I live across the alley, and those boys leave the blinds open all the time.
Ben evim için savaşıyorum. Oradan kaçmak zorunda bırakılan vampirlerin itibarı için.
Me--I'm fighting for my home, for the dignity of the vampires who were run out of there.
Ben de mermim bittiğinde şarjörü serbest bırakıp birisinin boğazına şutlama üzerinde çalışıyorum.
I'm working on a thing where when I'm out of ammo I release my mag and dropkick it straight into someone's throat.
Mecbur bırakılıyorum!
I'm being railroaded!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]