Bırak onu translate English
17,434 parallel translation
- Hayır! Bırak onu!
Let her go!
Bırak onu yere.
Just put her down.
Bırak onu tamam mı?
Just put her down, all right?
Bırak onu.
Let her go.
Bırak onu!
Put that thing down!
- Bırak onu!
- Let go of him!
Bırak onu!
Get off! Get off!
- Bırak onu Pike.
Let him go, Pike.
Bırak onu.
Get off him!
Hey, bırak onu şimdi.
Hey, don't worry about her.
Bırak onu.
Just leave her.
- Emily, rahat bırak onu.
- Emily, leave him alone.
- Bırak onu, Jed.
- Let go of her, Jed.
George, bırak onu.
Hey, George?
James, bırak onu!
James! James, leave him alone.
Lütfen bırak onu.
Please, put that down.
Bırak onu.
Let him go.
Bırak onu biz düşünelim.
Let us worry about that.
Bırakın onu.
Let go of her, man!
Onu rahat bırak.
Leave him alone.
Onu rahat bırakın!
Leave her alone!
Onu rahat bırak.
Leave her alone.
Onu şimdi bırak yoksa kırmızı elbiseli sürtüğü boğarım.
You let her go right now, or I'm gonna drown the bitch in the red dress.
Bırak onu.
Drop it.
Pasta yapıyordum, sonra her şeyi bırakıp onu partiden kurtarmaya gittim.
I was making a pie, and then I dropped everything so I could go and rescue her from that party.
Bırakın onu!
Please... Let him go!
Ya onu orada bırakıp gidecektin ya da öldürecektin.
You should've left her or killed her.
Onu rahat bırak.
Leave her in peace.
Olduğu yerde gayet mutlu, bırakın onu.
She's happy where she is. Leave her be.
Bırakın onu.
Let her be.
Onu kurtarma şansın varken bu hâlde bırakırsan suratına bir daha bakamam senin.
I could not bear to look at your face if you let him remain like that when you could save him.
Onu bırakıcam dedi, bebeğim...
♪ She said I left her, baby ♪
Hey, onu yalnız bırak!
Hey, leave her the fuck alone!
Onu bana bırakın.
Leave him to me.
Rahat bırakın onu, olur mu?
Just leave her alone, okay?
Bırak da onu biz düşünelim.
Let us worry about that.
- Ve onu serbets bırakıyorlar.
- And they're cutting him loose.
Bırak artık Fiona, ben onu bulurum!
Too bad, Fiona, I'll find him!
Florence onu bırak da torunumuzu gördün mü?
But, Florence, have you seen our grandchild? Oh...
Onu rahat bırak, Jimmy.
Leave her alone, Jimmy.
Masaya bırakır mısın onu lütfen?
Just leave it on the desk, would you?
- Onu bırakın, onun işi bitti.
- Leave her. She's done.
Lütfen onu mutfağa bırak.
Please drop that in the kitchen.
Onu rahat bırak.
Leave him out of it.
- Onu rahat bırak!
- Let him go!
Bırakın onu!
Let her go!
Lütfen onu bırakın!
Please, let her go!
Bırakın onu.
Leave him.
Bırakın onu.
Let her go.
Onu bırak.
You leave him be.
Onu seviyorsan peşimizi bırakırsın.
And if you love her, you will leave us alone.
bırak onu gitsin 44
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23