English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Daha çok var mı

Daha çok var mı translate English

1,786 parallel translation
- Veya daha çok parlak fikrin var mı?
Or do you have any more brilliant ideas?
Ateşe alerjim var ve bu silah da posta çantasından çok daha hafif.
I'm allergic to fire and this gun is a lot lighter than a mailbag.
Ama benim daha çok zamana ihtiyacım var.
I need more time than the others.
Tanrım. Siz insanlar unutuyorsunuz, sanırım. Evde çok daha büyük bir sorun var.
Yes, you people seem to be forgetting that there's a somewhat bigger problem back at home.
Tamam ben burada bir mola veriyorum Lesser comedyenleriyle birlikte birlikte striptizci sakası yapmak için daha çok şansım var.
Okay, I'm gonna call a quick timeout here while the lesser comedians of the group have a chance to make their own stripper abuse joke.
Zamanımı ezik Barnabeez'in ezik bir çalışanıyla geçirmektense yapacak çok daha önemli şeylerim var.
I have much better things to do than... than spend my time being in a relationship with some loser guy from loser Barnabeez.
Üst katta yapmam gerek daha çok küçültme var. Bu yüzden, sana yardım edecek vaktim yok.
I've got some more downsizing to do upstairs so I've got no time for hand-holding.
Evet, "yangın" dahil, daha bir çok şekilde bağırmışlığım var.
Yes, I shouted "fire." I shouted many things.
Çok komik aslında, burada bir satışçımız daha var Dwight Schrute, her zamanki gibi bir sirküler geçti.
It's funny, actually. There's another salesman out here,
Evet, daha çok erişime ihtiyacımız var.
YEAH, WE NEED MORE ACCESS.
Ama daha çok poğaçalardan çıkardım. Akciğerinde parazit var mı diye bakın.
Scope her for worms in the lungs.
Okuldan daha çok başka şeylere merakım var.
I'm more interested in other stuff than school.
- Daha çok bilgiye ihtiyacımız var.
We need more info.
şimdi esrarkeşin gitmesiyle % 30 daha çok şansımız var.
Now we have 30 % chance with the junkie gone.
Eğer sınırlanmasaydı, çok daha fazlasını vermeye hazır olan destekçisi var mıydı?
And if it wasn't limited by law, Did horn have any supporters that would be willing to go the extra mile?
Bu adamın ölmesini isteyen daha çok kişi var mı demek şimdi bu?
You mean there's more guys that want this dude dead?
Ayrıca benim daha çok ağrım var.
I have been in much pain.
Onu gözaltına almakla hata yaptık... eğer onu sağlam bir kanıt olmadan tutuklarsak.. insan haklarındaki insanlar çok büyük bir olay çıkartacaklar... sana şimdikinden daha fazla ihtiyacım var.
We've made a mistake once by detaining him... if we arrest him this time without foolproof evidence... the human rights people will create a huge scene... that's why I need you even more than before.
Çünkü elimde onun için özgürlükten çok daha önemli bir şey var. Bu dünyadaki her şeyden daha önemli. Kendimi sağlama almak için yıllar önce ondan almıştım.
Because I have something she desperately needs more than her freedom, more than anything else in this world... a little insurance policy I took out years ago.
Daha çok silah ve cephaneye ihtiyacımız var.
- Okay. - We need more arms and ammo.
Ve herkese söylemeye çalıştığım : Yaptığınız şeyin çok daha fazlasını yapmak için gereken güç sizde var.
What I'm trying to tell everyone is have the power to do what they're doing
Ve sanırım olan şuydu hayatta insanların bir şeyler okumaya başlamasını ve daha fazla spor yapmaların sağlayan pek çok şeyde aslında farketmediğimiz terslikler var.
And I think what happened is, like many things in life, that are sometimes things that go unnoticed, do not really see, people begin to take readings, beyond sport
Al bakalım. Geldiği yerde bundan daha çok var.
Here you go, and there's more where that came from.
Hey, burada çok daha önemli sorunlarımız var.
I wish you didn't have to go in.
Buluşmak için daha çok zamanımız var. Yaşlıyım ve takatim yok.
Lots of time for date night when I'm old and feeble.
Bir sonuca varabilmek için daha çok bilgiye ihtiyacımız var.
We have to get more facts before we can make a picture.
Ama şimdi, bunun gibi işler için daha çok zamanım var.
And now I have more time to do other stuff, like this.
Evet Erica, elimizde başka bir tane daha çok satan var mı?
So, Erica, do we have another bestseller on our hands or what?
Sanırım, daha öğrenecek çok şeyim var.
I guess I have a lot to learn.
Bu sefer çok daha dikkatli davranıyoruz. - Lütfen, yardımına ihtiyacımız var.
We're being a lot more careful this time.
Peki kiminle daha çok ortak noktan var, seninle sevişmek için sırada bekleyen iş arkadaşlarınla mı?
Oh, so who do you have stuff in common with, all those badge bunnies lining up to blow you?
Çok daha fazla adama ihtiyacımız var.
- I want you to start recruiting more men. - Hmm!
Tam emin değilim. Ama daha önce içtiğimizi düşünüyorsan çok yanılıyorsun çünkü işte şimdi bayağı bir içeceğiz. Var mısın?
I'm not entirely sure, but if you thought we were drinking before you were dead wrong, because now we are gonna do some drinking.
Daha çok kana ihtiyacımız var.
We need to move faster.
Onun sayesinde fark ettim ki, şu anda bol pantolonlardan bile daha çok "kabul edilmeye" ihtiyacım var.
Thanks to him, I'm starting to realize That what I need right now, even more than looser pants, Is acceptance.
Bir çok harika fikrin var, neden biri daha sana yardım etmesin?
But you have so many great ideas... no reason you shouldn't have some help pushing them through.
- Tanrım, kitap partilerindeki kadınlardan çok daha güzel kadınlar var burada.
- There's a lot of good-looking women... much better than at book parties.
Çocukları ve karımı idare etme konusunda öğreneceğim daha çok şey var.
- still so much to learn about handling the kids and the wife.
Çocukları ve karımı idare etme konusunda öğreneceğim daha çok şey var.
Still so much to learn about handling the kids.
Diş ağrısı boğulmaktan daha çok acı verir. Var mısın iddiaya?
You want to bet that a tooth hurts more than drowning?
Daha çok zamanım var.
I have plenty of time.
Dünyamızı sarsan bu güçlerle nasıl yaşamamız gerektiğini öğrenmek için daha çok bilgiye ihtiyacımız var.
We are learning more about the forces that drive our Earth and how to live with them.
İzlanda'ya yapacağın yolculuk iptal olduğu için üzgünüm. Belli ki, elimizde çok daha önemli bir sorun var.
I'm sorry your trip to Iceland was scuttled, but obviously we have a far more important problem on our hands.
Şimdi yaşadığımız zamandan, çok daha ilerde bir gelecek var.
There's a future out there that's a much present future than the present that we're living in right now, to be sure.
* Uzun süredir bu kasabadayım * * Şehre daha çok var * * Ivır zıvır ve güneşin batışıyla uyumluyum *
* i've been in this town so long * * so long to the city * i'm fit with the stuff and sunny down snuff * * i'm all right
Daha çok duymak istediğin bir şey var mı?
You wanna hear more of anything?
Senden daha çok hayranım var diye kıskanma.
Don't be bitter because I have more fans than you.
Yinede daha çok bilgiye ihtiyacım var.
I still need more proof.
daha çok balkabağına ihtiyacımız var.
we need more pumpkins.
İstediğinden çok daha fazla sorumluluğa sahip olmak nasıl bir şey, bir fikrin var mı?
Do you have any idea what it's like to begiven way more responsibility than you ever... asked for?
Ve geldiklerinde daha çok kesinti ve işten çıkarma olacak. Ve her birinizin öne çıkıp lider olmasına ihtiyacım var.
When they do, more cutbacks and more layoffs, and I need each and every one of you to step up and be leaders.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]