English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Dediğimde

Dediğimde translate English

2,145 parallel translation
Anladın mı? Beş dediğimde... vuruyoruz.
So on the count of five, we shoot.
Kuş beyinlilerden bahsetmişken, sana deli gibi davranıyorsun dediğimde...
You know, speaking of lunatics, when I said you sounded insane,
Ona karadul dediğimde suratının asılması çok ilginçti.
I think it's very interesting of her When I called her a black widow, She got a little pout.
Kocamı seviyorum dediğimde ne görüyorsun?
When I say I loved my husband, what do you see?
Tasha için hayır dediğimde seni incittiğimi biliyorum, Lux.
I know that I hurt you, Lux, when I said no to Tasha.
Ben sıfır yerçekimi dediğimde ağırlıksızlaşmış olacağız.
So when I call "zero g," we'll be weightless
Ayaklar aşağıya dediğimde bacaklarınızı yere doğru tutun.
"feet down" means get your legs under you,
Sabit sürücüden bir şeyler kurtarabilirim dediğimde şifre çözücü algoritmam- -
So when I said, "I can still pull something off the hard drive," my decryption algorithm was supposed to... ( computer beeping )
Ancak ben dediğimde, her şey biter, anlaşıldı mı?
It's over when I say so, you hear me?
Üç dediğimde elektriği açarız ve girişlerden saldırırız!
On three, we turn on the power and we storm the entrances.
Üç dediğimde.
On my count.
Üç dediğimde.
- On my count.
Bir daha devam edelim dediğimde devam edelim.
By the way, next time I say "let's keep driving," uh... let's keep driving.
lkın dediğimde ıkınmalısın.
When I tell you to push, I need you to push.
Sana dur dediğimde beni dinler miydin?
Would you listen if I told you to stop?
"Brown insanları" dediğimde
So when I was id "brown people,"
Gözleri parlıyor dediğimde haklıydım.
I was right when I said she was looking sparkly eyed.
İlk tanıştığımız gün, sokakta çıplak koşmayı tercih ederim dediğimde, yanlış okulu seçtiğini söylemiştin.
The day we met, I said I'd streak on the quad you said you picked the wrong school.
- Üç dediğimde.
On three.
Ah canım, ayrılıyoruz dediğimde boşanıyoruz sanmışsın.
Oh, sweetie, you thought that when I said we were splitting up... No.
Üç dediğimde.
On the count of three.
Kamptayken Daryl haklı olabilir dediğimde beni susturdun. Yanlış anladın.
Back in the camp when I said Daryl might be right and you shut me down, you misunderstood.
Dixon, evet dediğimde, bulaştığın beladan haberim yoktu.
Dixon, when I said yes, I had no idea the trouble that you'd gotten into.
bugün kahramnımsın dediğimde dediğimde ciddiydim.
I meant what I said, you know. You were my hero tonight.
Bence herkes adına konuşmuş olacağım, kadife yumuşaklığındaki Yetişkin Müziği ile bir hafta geçirme fikrini beğenmiyor değiliz, dediğimde ama gençler olarak bize hitap etmesi zor bir müzik türü bu.
I think I speak for all of us when I say it's not that we don't love the idea of spending a week on this silky smooth Adult Contemporary, it's just that, as teens, this isn't the easiest music for us to relate to.
Buraya gelmelisin dediğimde gerçekten taşınacağını düşünmemiştim.
You know, when I said you could move in, I didn't think you'd actually move in.
Üç dediğimde!
On three!
Tamam... Üç dediğimde.
All right, on three.
Ben "şimdi" dediğimde, burnunu kapatmanı ve nefes vermeni istiyorum.
And when I say now, I want you to... Pinch your nose and blow.
Ortadan bir dediğimde Hazır, gönder.
Center post on one. Ready, break.
- Hazır dediğimde.
- Ready, break.
Sana "zıpla" dediğimde. "Ne kadar yükseğe?" Diyeceksin.
When I say "Jump," you say "How high?"
"Manikür lazım" dediğimde, "yuvarlak mı küt mü?" Diyeceksin.
When I say "I need a manicure," you say "Round or square?"
Ben git dediğimde bir süre gidiyordu ama...
He went closer when I prodded him, but...
Hayır, ben sen dediğimde ikinizi kast ediyorum.
No, when I say you, I don't mean you.
Bakın, kimse kımıldamasın dediğimde Size söylüyordum bayan.
Look, when I said nobody move, I was talking to you, lady.
"Top" dediğimde, "lantı." diyorsunuz.
When I say "get to," you say "gether." Get to...
Ben "Baş" dediğimde, siz "lıyoruz." diyorsunuz.
When I say, "get it," you say "started." Get it... All :
Bu tek kristal kafatası bulunuyor olan bir sökülebilir çene sahiptir, ve dediğimde "neredeyse mükemmel insansı" bir şey olduğu eksik olduğu kafada dikişler.
It's the only crystal skull which has a detachable jaw, and when I say "almost perfectly humanoid," the one thing which is missing is the sutures on the cranium.
Ajan Bloom, "sonra" dediğimde aslında " asla demişimdir.
Agent Bloom, when I said "later," I actually meant "never."
Hepiniz bir haftalığına eve gidiyorsunuz dediğimde aslında bir haftalığına parası ödenmiş bir tatile gidiyorsunuz. Emir Bloom'lar dan.
While I would like to send you all home with a one-week severance package, actually I'm going to send you home with a week's paid vacation- - orders from the Blooms.
Evet, "İndir" dediğimde.
Yeah, when I say "take him"!
Ama Bay Callen'la bağlantı kurmayacaksın dediğimde bilmediğin bir lisan kullandığımı hatırlamıyorum.
But I don't recall having used one you're unfamiliar with when I instructed you to not make contact with Mr. Callen.
Ben gitti dediğimde Florida'ya gidip, bir yandan rahatlarken bir yandan da, bayan bir arkadaşıyla kırıştırmasından bahsetmiyorum.
You see, when I say he's gone, I don't mean he's down in Florida taking some RR shacked up with a lady friend somewhere.
Üç dediğimde.
130.
Nate dediğimde ciddiydim.
Nate, you know, um... I was serious about what I said... So, what's this thing that you think I'm missing?
Jack, eğlenelim dediğimde, aklımdaki kesinlikle bu değildi.
Uh, Jack, when I was talking about having fun earlier, this isn't exactly what I had in mind.
Arkadaşım dediğimde...
When I say friend...
Biliyorum bugünlerde her konuda anlaşamıyoruz ama sana "benim bir ilgim yok" dediğimde bana inanmanı istiyorum.
Look, Cheryl, I know we're not seeing eye to eye these days, But I would like to think you believe me when I tell you, I had nothing to do with this.
) Buluşalım dediğimde gelmeliydin, Michael.
Should have met me when I asked, Michael.
"Neden" dediğimde terapistinin baskıcı bir despot olduğumu düşündüğünü söylemiş.
When I asked her why, she said her therapist thought

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]