Dediğinde translate English
1,653 parallel translation
Pazar gecesi Nigel arayıp "Geliyor" dediğinde birden...
Sunday night they called me and said inside, he returned.
Sen "maymun kıyafetli biri araba kullanıyor" dediğinde benim aklıma "kıyafetli bir maymun araba kullanıyor" geliyor.
You say "Monkey in suit driving a car", I think "Monkey in suit driving a car".
Bana "üzgün bayan Snook" dediğinde bu beni gerçekten çok şaşırttı, ama şimdi anlıyorum ki sen de üzgün olduğun için bendeki üzüntüyü fark ettin.
When you called me "sad Miss Snook", it really honked me off, but now I realize that you recognized sadness in me because you had it in you.
Yani şimdi bu herif size gelip biri beni soydu, yüzüme de yumruğu indirdi dediğinde ne düşündünüz?
What were you thinking when he said : "Someone fucked me and hit me in the face!"
"Bütün arkadaşlarım torun seviyor" dediğinde anneme ne diyeceğiz peki?
What are we gonna say to my mom when she's all, " All my friends have grandchildren.
Biliyorum saçma ama... İlk başta ciğerlerin patlayabilir dediğinde,
I know it's silly, but... beforehand when you said, your... your lungs could explode...
... dediğinde var.
"Oh, you do half - assed takes and settle for it."
Canavar dediğinde, bunun bir benzetme olduğunu varsayıyorum, doğru mu?
When you say "beast," I'm assuming that's a figure of speech, right?
İnsanlar tecavüze "ruh cinayeti" dediğinde tuhafıma giderdi.
I used to think it was strange when people called rape "soul murder."
Peki firavun hayır dediğinde?
And when Pharaoh said no?
Birisi "konuşmamız gerek" dediğinde bu bazen değişen duygular hakkında bir konuşma olur.
Well, when someone says, "We need to talk," sometimes it's a lead in to a discussion about feelings that have changed.
Tüm bunlar Amanda'konuşmamız gerek'dediğinde başladı.
This all began when Amanda said we needed to talk.
Bana her gerzek dediğinde içimden bir parça kopuyor, biliyor musun?
- When you call me moron, that hurts.
Birisi çıkıp da ; "Anayasada vergi ödemenizi gerektiren birşey yazmıyorsa... vergi ödemek zorunda değilsiniz" dediğinde... nasıl davranacağımı öğrenmek istiyorum.
I'd like to learn how to do that thing where if somebody tells you it's in the Constitution that you don't have to pay taxes, then you don't have to pay taxes.
Genelde şöyle bir şey dediğinde zamanı geldiğini anlarsın.
Usually, the signal is when he says something like,
Jen'in düşüncesi dediğinde gülmeye başladım.
I started laughing after "Jen thinks."
"N ile başlayan kelime" Bu saçma bi şey. Çünkü "N ile başlayan kelime" dediğinde dinleyenin aklına "Nigger" ı sokmuş olursun.
They found a way to say nigger, "N-word", it's bullshit because when you say "the N-word" you're putting nigger in the listener's head.
Grupça dışarıda birçok kez takıldığımız oldu ve Genny "Şimdi şuraya gitmeliyiz" dediğinde herkes çantasını toplayıp onunla gidiyor.
'Cause there's been a lot of times where we've been hanging out as a group, and if Genny says, "Hey, we need to be there now," everyone's like, picks up their bags and we go.
Ortağım numarayı izle dediğinde numarayı izlemeni öneririm.
When my partner says run the number, I suggest you run the number.
Babam, plankton zekasına sahipsin dediğinde sevinirdim.
My dad said I had the IQ of plankton and I was pleased.
Ama bir Müslüman şöyle dediğinde onu biraz anlayabiliyorum : Olan oldu, artık çok geç, bu bir trajedi. Siz batılılar gerçeği kendinize ifşa ettiniz şimdi de bize dayatıyorsunuz.
But, I have a certain sympathy for a Muslim who says ëwell yeah, the catís out of the bag, itís too late, itís a tragedy, you in the West have exposed truths to yourselves, and now youíre forcing them on us, that the
Aman Tanrım. Aman Tanrım. Tek ihtiyacımız olan şey sevilmekken sonunda birisi "seni seviyorum" dediğinde insanlar neden korkar ki?
my God. people just run scared. whether you like it or not.
Bu gece işim yok, dediğinde yani.
You know, about doing nothing tonight.
Bana son kez amigo dediğinde dört ayımı hapiste geçirmiştim.
Last time you called me amigo I caught a four-month bid in county.
Her iki saatte bir birinin öleceğini söyledi, on saat sonra hepsinin birden değil 10 saat dediğinde sanmıştım ki- -
He said one will die every 2 hours, not all five in ten. When he said 10 hours, i just assumed- - it's a chess game, he's 2 moves ahead.
Ne zaman Derek atla dediğinde, kendini atmaya başladın.
Since when does he say "jump" and you jump?
Bana böyle dediğinde neler hissettiğimi biliyorsun.
You know how I get when you call me that.
Çünkü bir erkek sana, seni seviyorum dediğinde sen de ona inanıyorsun, öyle değil mi?
Because if he says that he loves you, then you'll believe it, right?
Bir köle "dur" dediğinde durmak zorundasındır.
When a submissive says "stop," you have to stop.
Her gece bilgisayarda görüşmemiz gerekiyor dediğinde biraz çatlak olduğunu anlamıştım ama son sevgilim yüzünden polis aramak zorunda kalmıştım.
I knew you were a little crazy when you said we needed to get on the computer every night, but I had to call the police on my last boyfriend.
Temel olarak büyük bir uzaylı bilgisayar ama sen "Bay Smith" ve başka bir şeyler daha dediğinde ve dışarı çıkıyor.
He's basically this big, alien computer... SINISTER WHISPERING CLYDE CONTINUES TALKING
Pazar gecesi Nigel arayıp "Geliyor" dediğinde birden...
Yeah. You and everybody else.
Scrabble dediğinde işi bitirmiştim.
It was what you said about Scrabble.
Patron bir şey dediğinde...
Whatever your boss says...
Bir doktor size "sanırım böbreğinizi almak zorundayız" dediğinde,
When a doctor says, "I think your kidney has to come out",
Yalnızca Eppsy dediğinde.
Only when you call me Eppsy.
Ben bile babam burayı temizle dediğinde bu kadar sinirlenmiyorum.
Good thing I don't make such a fuss every time dad asks me to clean the inn!
Anne, yatırımcılar listesine beni de yaz dediğinde beş dakikada bir yardımsever sorularınla ortaya çıkacağını düşünmemiştim.
Mom, when you said you'd underwrite me I didn't think it meant that you'd be popping by every five minutes with helpful suggestions.
"Merhaba tatlım, ben geldim" dediğinde...
He comes in, hi honey I'm home...
Geleceğini düşünüyorum, dediğinde anlamalıydım.
When you said thinking about your future, I should've known.
Tom bunu dediğinde bunun anlamı, "Bugün senden ne koparabilirim?" dir.
When Tom says "thinking about your future." that means "What can I screw you out of today?"
June biriyle çıkana kadar kimseyle çıkmam dediğinde, onu engel görmüştüm.
When you told me you weren't dating till June had someone in her life... I did see her as an obstacle.
Biri "Her yerde adamımız var" dediğinde abarttığını düşünürsün.
When someone says we got people everywhere, you expect it to be hyperbole.
# Öyleyse ne demek istiyorsun dediğinde #
So what do you mean when you say
"Ching, buradan gitmeliyiz" dediğinde, kötü birşeyler olmuş.
"Ching, we have to leave here." And then something happened.
'Konuşunca seni dinleyeceğim.'dediğinde yalan söylüyordun.
You're lying when you say you'll listen if I talk.
Poposu düşük Lord Arnold dediğinde çok kızdı.
It was when you called him Arnold the Butt Wipe, that he really got mad.
Yani bir dahaki sefere puştun biri gelip "Böyle düşünmek için hakkım var" dediğinde, "Hadi ya?" "Benim de hakkım olan bir düşüncem var ve bu da senin böyle düşünmeye hakkın olmadığıdır." deyin.
So the next time some asshole says to you, "I have a right to my opinion," you say, "Oh yeah? Well I have a right to my opinion, and my opinion is you have no right to your opinion."
Bu iş bittiğinde, onu görüp bana deli dediğinde haklı olduğunu söylemeni istiyorum.
When it's over you need to see her, and explain to her that she was right when she said I was mad.
Bilirsin, birisi seni seviyorum, dediğinde, karşılık vermek zorunda kalıyorum.
Hey, Barb, how great is this?
"Ben hür olmalıyım." dediğinde, bunu anladım.
I understood when you said you had to be free.