English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Durduramıyorum

Durduramıyorum translate English

572 parallel translation
Kendimi durduramıyorum. Kendimi bunca yıl hep tuttum.
I've been holding this in.
Onları durduramıyorum.
I can't stop them.
Durduramıyorum.
I can't help it.
Konuşmamı durduramıyorum.
I can't stop talkin'.
Durduramıyorum.
I can't stop now.
Ama kendimi durduramıyorum.
Yet I can't stop.
- Durduramıyorum ki!
- I can't stop them!
Başlayınca kendimi durduramıyorum.
I just get going and I can't stop.
Durduramıyorum! Cardiff mühim değil! O gezegeni yırtıp açacak!
Never mind Cardiff, it's gonna rip open the planet.
Şu düşünmemi bir türlü durduramıyorum.
I simply cannot stop thinking.
Durduramıyorum.
I can't stop.
Böyle olunca kendimi durduramıyorum.
I can't stop when I get like this.
Isınmayı durduramıyorum.
I can't stand this heat.
Etki altındaki ekibim, Omicron Kolonisi'ne katılmak için gemiyi terk ediyor. Onları durduramıyorum.
Under their influence, my crew is deserting to join the Omicron colony, and I can't stop them.
Gitmek istemiyorum ama kendimi durduramıyorum.
I don't want to go, but I can't help myself.
- Ölüyor. Durduramıyorum.
- He's dying and I can't stop it.
Üzgünüm, M-5 müdahalesini durduramıyorum.
Lieutenant? I'm sorry, sir. I can't override M-5 interference.
Kendimi durduramıyorum.
I can't stop myself.
Buradaki kanamayı durduramıyorum.
I can't stop that bleedin'down there.
Tamam ama kanamayı durduramıyorum.
Yeah, but I can't stop this bleeding.
Buradaki kanamayı durduramıyorum.
Two years of constant disappointment have made skeptics of us all.
Tamam ama kanamayı durduramıyorum.
What good is a deaf priest?
Ağlamayı durduramıyorum.
I can't stop crying.
Onları durduramıyorum Kiona.
I can't stop them, Kiona.
Titrememi durduramıyorum.
I can't stop shivering.
Ama ben onları durduramıyorum.
But I am unable to restrain them.
Durduramıyorum ki.
I can't help it.
Şu mide bulantısı ve kusmayı durduramıyorum.
Listen, I just can't stop throwing up.
- Kanı durduramıyorum,
- I can't stop that blood, man!
Scotty, durduramıyorum. 65'in altına düşmüyor.
Scotty, I can't stop her! She won't go below 40.
Onları durduramıyorum.
I can't control'em any more.
- Hayır, durduramıyorum!
- No, can't stop!
Müzik duyunca, ayaklarımı durduramıyorum.
When I hear music, I can't make my feet behave.
Kanamayı durduramıyorum.
I can't stop the bleeding!
Titrememi durduramıyorum.
I can't stop shaking.
kendimi durduramıyorum gidelim... onun kimlerden olduğunu biliyormusun?
Felt a oneness in him... Know whom you are chasing?
Durduramıyorum!
I can't... I can't stop it!
- Atları durduramıyorum!
- I can't stop'em!
Arabayı durduramıyorum!
Ich kann den Wagen nicht halten.
Durduramıyorum.
I can't stop this.
Durduramıyorum!
I can't stop it!
Onu durduramıyorum.
I can't stop her.
# Deveyi durduramıyorum!
But I can't stop the camel!
Kumun akışını durduramıyorum.
I cannot stop the sand.
Saldırıyı durduramıyorum.
I can't stop the attack.
Durduramıyorum.
I can't stop it.
Durduramıyorum!
I can't get it to stop!
Kendimi durduramıyorum, kendimi durduramıyorum.
I can't help it, I can't help it.
Durduramıyorum, Mac.
I can't override, Mac.
- Durduramıyorum!
I can't stand this! I can't!
Başladı mı durduramıyorum.
Once it begins, I can't stop!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]