Elimden bir şey gelmez translate English
466 parallel translation
Onun için elimden bir şey gelmez.
"I can do nothing for her - - - -"
Ne yazık ki, telafi etmek için elimden bir şey gelmez.
The pity of it is, there's nothing I can ever do to repay you.
Onun için elimden bir şey gelmez.
There's nothing I can do to help her.
Elimden bir şey gelmez, anlamıyor musun?
Don't you see how helpless I am?
Elimden bir şey gelmez.
But I'm afraid I can't oblige them, kid.
Elimden bir şey gelmez.
There's nothing I can do about it.
Başka birinin yaptığı şey için elimden bir şey gelmez.
I can't help what... What someone else does.
Elimden bir şey gelmez.
I can't help that.
Elimden bir şey gelmez.
There's nothing I can do.
Sanırım, elimden bir şey gelmez.
It'll break my heart of course.
- Bu konuda elimden bir şey gelmez.
- There's nothing I can do about it.
- Elimden bir şey gelmez.
- I can't help that.
Ama elimden bir şey gelmez.
But I can't help it.
Çok isterdim, ama elimden bir şey gelmez.
I'd like to help, but there's nothing I can do.
Elimden bir şey gelmez.
I can't tune you out.
Elimden bir şey gelmez.
There's nothing more I can do.
Elimden bir şey gelmez.
I can't help what they do.
Haklı olabilirsiniz ama elimden bir şey gelmez.
Perhaps you're right, but there's nothing I can do.
Hayır, elimden bir şey gelmez.
No, there's nothing I can do.
Elimden bir şey gelmez.
What else can I do?
Hayatım, burada kalmayı bu kadar istediği sürece elimden bir şey gelmez.
My darling, I'm completely helpless... ... as long as he remains here so willfully.
Benim elimden bir şey gelmez.
It's not my fault.
Bu konuda elimden bir şey gelmez.
There's nothing I can do about that.
- Elimden bir şey gelmez.
There is nothing I can do about it.
Burada olduğum sürece de elimden bir şey gelmez.
Anyway, there's nothing I can do over here.
- Bu konuda elimden bir şey gelmez, ayrıca bundan hoşlanmıyorum! Neden hoşlanmıyorsun?
- Do you always enjoy being a captain?
Elimden bir şey gelmez teğmen.
There's nothing I can do about it, lieutenant.
Elimden bir şey gelmez.
Very well.
Elimden bir şey gelmez.
I can do nothing.
Elimden bir şey gelmez.
Couldn't be helped.
- Tamam, tamam. Müdür yasak olduğunu söyledi elimden bir şey gelmez.
- I just follow orders.
Elimden bir şey gelmez.
Don't count on me, I can't help you.
Onları vurduğumda ölmüyorlarsa, elimden bir şey gelmez.
I can't help it if things won't die when I shoot them.
Elbette hayır, ama elimden bir şey gelmez!
From where I should know, that she / it does something similar!
Elimden bir şey gelmez.
Can't be helped.
Ağlıyor, benim elimden bir şey gelmez
Can't help but cry.
Elimden bir şey gelmez.
I'm sorry, there's nothing I can do.
Binbaşı Fincham, adamlarınızı hemen dağıtmazsanız, elimden bir şey gelmez.
Major Fincham, unless you dismiss your men now, it will be out of my hands.
Elimden bir şey gelmez.
But I haven't been able to do anything.
Elimden bir şey gelmez.
Sorry.
Biliyorum. Kusura bakma ama elimden bir şey gelmez.
Sorry, but there's nothing I can do.
Yalnız tek başıma elimden bir şey gelmez!
But I know that I won't be able to do a lot alone
Elimden bir şey gelmez.
I have nothing to do with it.
Bu konuda elimden bir şey gelmez.
Now I had no control over that.
Bu gece elimden bir şey gelmez. Sabah onu bulurum.
There's nothing I can do tonight, I'll find him in the morning.
- Elimden fazla bir şey gelmez.
- There's not much left that I can do, kid.
Böyle bir şey elimden gelmez.
I am absolutely incapable of such an act.
Elimden bir şey gelmez.
I cannot help that.
Korkarım o konuda elimden fazla bir şey gelmez.
WHAT I MEAN IS, YOU SHOULD LOOK PRACTICALLY THE SAME.
Bazen aptalca bir gurur, ama elimden bir sey gelmez.
Sometimes silly proud, but I can't do anything about it.
Yanıldığımı düşünmekten başka bir şey gelmez elimden.
I could only pretend that nothing happens.