Gelme translate English
6,822 parallel translation
Yoksa yarın gelme.
Or don't bother to come from tomorrow.
Bara gidip sarhoş olabilmek için sergiyi geçmeleri gerekecek ki asıl gelme amaçları bu, herneyse...
They'll have to walk through the exhibit to get to the bar to get drunk, which is what they're coming for, anyway...
Anna, daha gelme.
Oh, Ana, don't come in yet.
Şimdi git, lütfen, ve artık buraya bir daha gelme.
So, leave, please, and don't come back here anymore.
Seni korumak amacıyla Arsenal'in paralel bir evrene gidip gelme gücü var.
In order to protect you, Arsenal shuttles excess power into a parallel dimension.
Buraya gelme amacımı gerçekleştirince olur.
When I get what I came here for.
Üstüme gelme, Jane.
You got to cut me some slack, Jane.
Kısaca, babandan aldığın genler, senin dopamin sorunlarıyla karşı karşıya gelme olasılığını arttırıyor.
Ha ha ha! So, basically, the genes you got from your dad make you more likely to have trouble with, um, dopamine regulation, and that's why you need to kind of watch out for addictive stuff.
Oleg, sen de dün işe gelme zahmetini bile göstermediğin için maaşından kestiğimi göreceksin.
And Oleg, you'll notice I docked your pay'cause you didn't even come in yesterday.
Ama sakın bu tişörtle gelme.
I'll see you at 8 : 00 but not in that T-shirt.
- Gidip gelme işi olacak.
It'd be a back-and-forth thing.
Buraya gelme sebebimiz buydu.
This is why we came this far.
Pekala, % 2 kesinlikle kıza zarar gelme ihtimali var mı diyorsun yani?
Right, so you're saying there's a 2 % chance that she will definitely be harmed?
Ailenizin bir araya gelme işi iyi gitmediğini üzgünüm.
I'm sorry your little family reunion didn't go as planned.
Buraya gelme sebebimiz Bay- -
BRIGHAM : Marty!
Bilirsin, tam da şöyleydim : "Buraya bir daha gelme, yoksa ağzını yüzünü dağıtırım,"
You know, I was like, "Never come back, or you're gonna get a face full of knuckles,"
Chronicle'ın sahibi, Louis Black, hepsi de Rauls'dan gelme.
Louis Black, who runs the Chronicle... All those people were Raul's.
Bu sanatçıların buraya gelme sebebi burada hiçbir şeyiniz olmadan da yaşayabiliyor olmanızdı.
Reason why all the artists moved here in the first place was because you can move here and live on basically nothing.
Ofisime bahanelerle gelme. seni korkak...
Don't come into my office with excuses, you cowardly piece of...
Ve buraya gelme sebebimiz olan yükseltici de Jo'nun elindeymiş.
And we learned that the Ascendant, I.E. The only reason we flew our asses out here in the first place, is actually with Jo at Whitmore 5 minutes from where we started.
Saatler boyunca dinler dururdu. Geri gelme şansım ortaya çıktığında da bu fırsatı kullanmamı sağladı.
She listened for hours and hours and hours, so when the opportunity presented itself for me to come back, she made sure I took it.
Buraya gelme sebebinize göre değişir.
Well, that depends - - on why you're here.
Eğer bu senin için anlamsızsa,... bu gece buraya gelme tamam mı?
- No. If this is just nothing to you, then don't come by here tonight, okay?
Ayrıca git ve bir daha geri gelme.
And also go away and don't come back.
Dünyaya gelme sebebimiz bu.
It's why we were born. We were born because our coven decided that Jo wasn't strong enough to beat Kai. No.
Dünyaya gelme sebebimiz meclisimizin Jo'nun Kai'yi yenecek güçte olmadığını düşünmesi. Ablamız psikopat kardeşimizi yenecek güçte değil diye biz neden ölelim ki?
Why should we have to die because our sister's too weak to defeat our psychopath of a brother?
Artık ailemin yeniden bir araya gelme vakti geldi.
Time for a little family reunion.
Burada olan biten her şeyi unut. Virginia'yı terk et ve bir daha geri gelme.
Forget everything that happened here, leave Virginia, and never come back.
Hiç korkuların üstesinden gelme ile ilgili bir araştırma yaptın mı?
You ever done any research on overcoming fears?
Aslında, gelme sebebimiz silahlar.
Actually, the guns are the reason we're here.
Sakın gelme.
No, don't come.
- Gelme!
- Don't come!
Sakın yanıma gelme.
Don't come any closer.
Bu yüzden arkamdan sessizce gelme. Güvenle yanımda yürü.
Don't hide behind me, and walk proudly while matching your steps with mine.
Bir daha da gelme.
And don't come back.
Yıkanmadan eve gelme.
Don't come home without taking a bath.
Buraya gelme cesaretini nereden buldun?
You got some nerve showing'up here.
Ve tüm gece çalışacağım, yani kesinlikle odama gelme.
So I'm just gonna do that all night, and definitely don't come in my room.
Tedavi olursan yüzde 70, 80 yeniden bir araya gelme şansımız olabilir.
Maybe there's an 80 to 70 % chance of us getting back together if you get fixed.
Ve buraya gelme sebebi de...
And she has come here...
Üstüme gelme hemen be!
Just give me a fucking break!
Fakat madem hepiniz malum tek bir konuyla ilgilisiniz üssü gezmeyi bir kenara bırakıp buraya gelme nedeniniz üzerine yoğunlaşalım.
But since all of you are only interested in one thing, we will forgo a proper tour of the base and focus on what you came here for.
Pilotluktan gelme bağlantılarımı kullandım.
I used my connections as a pilot.
Dostum, ben hiç gelme olduğunu görmedim.
Man, I didn't see that coming at all.
- Gelme sebebimi biliyorsun.
You know what I'm here for.
- Cloe. Gelme demiştim.
I told you not to...
Bu gece gelme demiştim sana.
I told you not to come back tonight.
Lütfen buraya görev için gelme.
Please, do not come here out of duty.
Buraya gelme izni nasıl aldın?
How did you get permission to come here?
İşler yolunda gitmezse ağlayarak bana gelme.
Well, don't come crying to me if it goes wrong.
New York'a gelme sebebin bu ama.
But that's why you came to New York.
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmem 23
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmem 23