Gelmeyeceğim translate English
1,115 parallel translation
Gelmeyeceğim.
I'm not.
- ve asla bir daha geri gelmeyeceğim.
- And I will never return again
Bir daha asla gelmeyeceğim.
I'll never do it again. I promise.
Artık seni ziyarete gelmeyeceğim!
You're off my visiting list!
Bir daha gelmeyeceğim.
I won't be coming anymore.
Eğer yapmazsan, bu kilisede benim iyiliğime bir şey yok diyeceğim. Sonra da gidip bir daha gelmeyeceğim.
And if you don't, then I say there ain't nothin'good for me in that church, and I'm gonna leave it flat.
Geri gelmeyeceğim.
I shan't come back.
Kilisenize bir daha gelmeyeceğim.
I shall never come to your church again.
- Seninle gelmeyeceğim!
- I'm not going, Mama!
Ama burada kalmazsan, geri gelmeyeceğim.
But if you don't stay, I'm not comin'back.
Evet, bu gece eve gelmeyeceğim.
Yes, I won't be coming home tonight.
"Hayır, gelmeyeceğim."
"No, i'll not come."
Gelmeyeceğim.
I am not.
Ben şimdi gelmeyeceğim.
I won't get in.
Sen gözlerini kapatana kadar oraya gelmeyeceğim.
I'm not coming out there until your eyes are closed.
Gelmeyeceğim.
I'm not coming.
Gelmeyeceğim.
I'm not going.
Sanırım ben gelmeyeceğim.
I, uh, think I'll pass.
Kusuruma bakma ama bu sene gelmeyeceğim.
Forgive me, but I won't go this year.
Sen Tokyo'ya giderken istasyona gelmeyeceğim.
When you leave for Tokyo, I won't come to the station.
Sunuculuk yaparak Emmy kazanabi - lirim, ama seninle gelmeyeceğim.
Undoubtedly I could win an Emmy as a hostess, but I'm not going with you.
Bir daha asla buraya gelmeyeceğim diye söyleyen birine göre, kesinlikle buradasın.
Boy, you sure are back in here for somebody who said they were never coming back in here.
Ve bir daha sizi görmeye gelmeyeceğim!
And I'm never gonna come see you again!
Bu gece gelmeyeceğim.
I'm not gonna be home tonight.
Yarın gece de gelmeyeceğim.
I'm not gonna be home tomorrow either.
Galiba dansa seninle gelmeyeceğim.
And I guess I don't have a date for the dance.
Hafta sonu gelmeyeceğim.
I won't be down at the weekend.
- Marisa, yemeğe gelmeyeceğim. Tamam mı?
- I won't be back for lunch.
Dinleyin beyler, öğle yemeğine gelmeyeceğim.
Listen, guys.
Dökülen kıllarını ve kayıp lenf nodlarını anlatan tümörlü sıkıcı biri haline gelmeyeceğim.
No! I won't be just another tumorous bore talking about his hair falling out and his lost lymph nodes.
Kapıyı çalmadan asla gelmeyeceğim.
I'll never come in without knocking.
Ben gelmeyeceğim.
I not be there.
- Cenazene gelmeyeceğim.
- And I ain't going to your funeral.
Steve eve gelmeyeceğim diye tehdit etseydi, ben çok endişelenirdim.
Well, I'd be worried if Steve threatened not to come home.
Benim. Gelmeyeceğim.
It's me.
Dönebilirsem bir daha gelmeyeceğim.
I think, when I get back, I'm never leaving it again.
Peşinden gelmeyeceğim! - Bilmiyorsun!
I'm not coming after you.
Düğüne gelmeyeceğim, bir şartla.
I won't come to the wedding, provided one thing.
Gelmeyeceğim!
I am not going!
- Dışarı çıktığımda da gelmeyeceğim. - Kapa çeneni!
I am not coming even when I'm out.
Oyuna gelmeyeceğim.
I won't be tricked.
Kusura bakmazsan ben gelmeyeceğim.
I'd rather not, if you don't mind.
Paranın kölesi haline gelmeyeceğim.
I'm not gonna be a slave to the almighty dollar.
Bunu kabul edemem, bir de muhtelemen izlemeye gelmeyeceğim.
I can't take that. And I probably won't go to the play, either.
Bir daha asla ölümle yüzyüze gelmeyeceğim.
I will never have to face death again.
Roma'ya gelmeyeceğim.
I won't be... returning to Rome.
- Elbette gelmeyeceğim.
- Of course I won't.
Sakin ol Yadwiga, bir daha gelmeyeceğim.
Calm down, Yadwiga. I won't come again.
- Gelmeyeceğim.
- No.
Yalnız gelmeyeceğim. Saro'yla geleceğim.
I'll come with Saro.
Yemeğe gelmeyeceğim.
I won't be home for dinner.
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmelisin 44
gelmek ister misin 244
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmelisin 44