Görünen o ki translate English
4,030 parallel translation
Görünen o ki Jessica Matthews seni kötü etkilemiş.
Seems this... Jessica Matthews has been a bad influence.
Görünen o ki. Çocuğu "emo" olan tek ebeveyn bizler değiliz.
Apparently we're not the only parents who have a child that is "emo."
Görünen o ki çoğu insanın sandığından daha iyi bir oyuncuydu.
Turned out he was a better actor than most people gave him credit for.
Görünen o ki oradan ödeme yaparak Charlie'nin evine gitmişsin!
Yeah, it turns out that you used it to charge a cab ride... to Charlie's building.
Görünen o ki, Pawnee'de kalmak onun canını sıkıyor... Avrupa'da gezip tozarkense gayet mutlu gibi.
Apparently, she can't be bothered to stay here in Pawnee, not when there's Europe to gallivant around in.
Görünen o ki, hristiyan değerlerini taşıdığım ve her şeyde başarılı olduğum için, prestijli Hillford Madalyası'nı ben kazanacağım.
And it looks like I'm gonna win the prestigious Hillford Medal for demonstrating Christian values and being good at everything.
Görünen o ki bir yapı yüz yıldan fazla ayakta kalırsa, onu ulusal bölge ilan ediyorsunuz.
It seems if a building stays upright for more than a decade, you people declare it a national landmark.
Görünen o ki bir süre buradayız.
nuh-uh. so looks like we're gonna be here for a while.
Ama görünen o ki tam konserden önce onun için yapmam gereken bir şeyler var.
But apparently there's something else I need to do for him right before the concert.
Görünen o ki buradakilere göre vefa sadece bir semt ismi.
It seems like no one around here understands the meaning of loyalty.
Görünen o ki silahlı soygunculuğa terfi etmiş.
Looks like he graduated to armed robbery.
Görünen o ki tecavüzcü bir şekilde serbest kalmış.
It seems the rapist somehow broke free.
- Görünen o ki... - Gerçekten mi?
Obviously, I- - Really?
Görünen o ki Atlantic City'deki acımasız bir suç örgütünün üyesiymiş.
It turns out he was part of a violent criminal organization that runs Atlantic City.
Ama görünen o ki bizim ayırt edici özelliğimiz dünyaya karşı bir uyuşukluk ve acıya karşı kayıtsızlık.
But it seems that our one defining trait is a numbness to the world, an indifference to suffering.
Görünen o ki, Chitauri istilasından sonra, içinde Cross ve Whalen'in de olduğu bir düzine gönüllü bulunan bir itfaiye aracını New York'a göndermişler.
It turns out they sent an engine to New York with a dozen volunteers after the Chitauri invasion, including Cross and Whalen.
Görünen o ki biraz maymun iştahlı gibi.
Apparently, he's a little fickle.
- Görünen o ki bu çocuk kiminleyse en azından doğru dürüst beslendiğinden emin olmuş.
It seems like whoever this kid was with at least made sure he was fed properly.
- Evet, görünen o ki bu iş karşılıklı.
Yes, well, apparently, vice versa.
Görünen o ki yıllar seni nazikleştiriyor.
It seems the years have made you kind.
Görünen o ki Hayes, Gary Leonida'dan aldığı istihbaratı... Amerikan insansız hava aracının kontrolünü ele geçirmek için kullanacak.
It looks like Hayes used the intel Gary Leonida gave him to gain control of a U.S. Predator drone over Afghanistan.
Tarafını seç. " Orta Amerika'da ufak bir kasaba ama görünen o ki bir savaş yaşanacak. Efendim, bu haber yapılır ve alışveriş merkezine ilk girenler Xbox alırsa bu durum bizim için kötü bir izlenim yaratır.
Choose side. a war is escalating. it clearly looks bad for our image.
Görünen o ki Microsoft'un PS4 teslimatını engellemesine son verdi.
Apparently, he stopped Microsoft from blockading the shipment of PS4s to the mall.
Görünen o ki tam zamanında geldim.
- It's not over. Looks like I came just in time.
Tom, alışveriş çılgınlığı sona erdi ve görünen o ki Microsoft'un yeni Xbox One ürünü bu yılın gözdesi.
Tom, the shopping frenzy is over, and it looks like Microsoft's new Xbox One is this year's hot item.
Ama görünen o ki çirkin bir boğanın boynuzları arasında ölüp gideceğim.
Now it seems I must perish on the horns of an ugly bull.
Görünen o ki, çalmaktan başka çaremiz yok.
So I guess we have no choice but to steal it.
Görünen o ki her geçen gün sana dünyanın değiştiğini hatırlatmalıyım.
It seems that with each passing day I must continue to convey to you that the world has changed.
Görünen o ki, Hong Kong'daki araştırmalarının bazılarını kurtarmışlar.
Seems they salvaged some of their research from Hong Kong.
Görünen o ki bu işi yapanlar hala Otisville'de yatıyor ama paranın yarısı hala yok.
Looks like the guys who did the job are still locked up at Otisville, but half the cash was never recovered.
Görünen o ki Adnan Salif'in vize başvurusu var.
It seems adnan salif has a visa application in.
Sadece o değil, görünen o ki kurbanlarımız henüz çözülmemiş diğer 26 dosyayı ve delillerini de almışlar.
Not only that, but it looks like our victims took evidence and files from 26 other unsolved murders.
Görünen o ki, bizim ölümsüz muhbir, şehir dışında.
It appears our undead informant is out on the town.
Görünen o ki, bir zamanlar Doğu tarafını yarısının sahipleriymiş.
Seemed like they owned half the Eastern Seaboard at one time.
Sizde güzel bir izlenim bırakmak istedim ama görünen o ki, asıl sorun kıyafetim değil.
Just wanted to make a good impression, but... obviously, my shirt's not the problem.
Evet, ama görünen o ki, Cary'den cevapları almışsınız.
Yes, but it seems you got your answers from Cary instead.
Görünen o ki sıkıntılarının tamamı Grayson Global'in Nolcorp'u devralmasından sonra başladı.
Seems all your hardships began after Grayson Global's acquisition of Nolcorp.
Görünen o ki elindeki kartı oynadın.
And it seems you've overplayed your hand.
Görünen o ki Matmazel Romanis The Paradise'a dönmüş.
Apparently Mademoiselle Romanis has returned to The Paradise.
Görünen o ki, dostumuz mafya gammazıymış.
It turns out that our little friend is a mafia snitch.
Görünen o ki İtalya'ya bayağı ilgi duyuyorsun.
Seems like you're really interested in Italy.
Neyse Wyatt, görünen o ki ne olduysa sonunda iyi bir yere varmış.
Well, whatever happened, Wyatt, it-it sounds like it worked out for the best.
Görünen o ki Henry'nin Nelson adında finansçısı olan adamı tespit etmiş.
Looks like she's identified Henry's money man, a guy named... Nelson.
Görünen o ki Elijah sonunda bu konuda bir şey yapmış.
Looks like Elijah finally did something about it.
Görünen o ki anlıyorum.
I also apparently understand.
Görünen o ki senin için yeterince fötürümsü değilim. Kes şunu. O bendim.
And you're acting like brats just like when you were kids!
Görünen o ki yetişmem gereken şeyler var. Ne dersin Ray?
I just don't want you leaving here, thinking we're getting back together.
Ölüme yakın, görünen o ki.
Close to death, apparently.
Görünen o ki Dr. Max oldukça garip bir adammış.
Sounds like Dr. Max was a pretty odd guy.
Görünen o ki ihtiyar Grunfeld, Streptokok zatürreeden ölmüş.
Looks like old man Grunfeld died of Streptococcus pneumoniae.
Görünen o ki Grunfeld dükkanından nadiren uzaklaşmış.
Looks like Grunfeld hardly ever left his store.