English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Görüsmek

Görüsmek translate English

10,680 parallel translation
Konuşmak görüşmek güzel olurdu.
Yeah, it'd be great to talk, catch up.
Bu sırada efendim, onunla bir kez daha görüşmek istiyorum.
In the meantime, sir, I'd like to take another run at him.
Bir müşteri beni çağırdı ve sonrasında "Buranın yöneticisiyle görüşmek istiyorum." demedi mi?
Wait, a customer asked for me and didn't follow it with, "I'd also like to see the manager"?
Ya da şu anda aradığım kadınla görüşmek için kullanıyordur.
Or for the woman that I'm calling right now?
Çeviri : serinu 4. sezonda görüşmek üzere. ^ - ^
Görüşmek üzere.
Toodles.
Sizinle görüşmek için sabırsızlanıyoruz.
See you in a month.
Üzerinde çalıştıkları bir cinayet hakkında seninle görüşmek istiyorlarmış.
They want to talk to you about a homicide they're working.
Ben de Sherlock'a gittim. Onunla görüşmek isteyen biri olduğunu söyledim.
So I went to him, said I knew someone who wanted to talk to him.
Görüşmek üzere dostum.
See you around, pal.
Ajan Taffet benimle tekrar görüşmek istiyor.
Agent Taffet wants to talk to me again.
Yüz yüze görüşmek istedim.
I needed to see you in person.
Martin'le görüşmek istiyordum.
'I'm looking to speak to Martin.'
- Bir doktorla görüşmek için ısrar ediyor.
She insists on talking to a doctor.
Eugene Là © và © que evi terk etti, muhtemelen Elise Mayer Eugeneinn beklediği Avusturyalılar ile görüşmek için.
Eugéne Lévéque has left the apartment, perhaps to meet the Austrians that Elisée Mayer is waiting for.
Görüşmek üzere.
Bye.
- Tamam, görüşmek üzere.
Okay, bye-bye, now. Yeah!
İçeri girebilmek için işin içinde olan tek bir kişiyle görüşmek yeter.
All we need is a single line to get inside.
Yıllardır bir sürü röportaj programı benimle görüşmek istediler.
I have over the years been approached by all the various interview shows.
- Görüşmek üzere.
Talk to you soon.
O yüzden bir de Michael Struck ile görüşmek için New York'a gittik.
So, we went down into New York City to have a meeting with Michael Struk.
Regina'yla görüşmek istemiyorum.
I don't want to see Regina.
Biriyle görüşmek için bri odada bekliyordum.
I'm in an office waiting to interview someone.
Kraliçe Elizabeth seninle görüşmek istiyor.
Queen elizabeth would like to lay eyes on you.
Merhaba, Audi'mi tamir eden kişiyle görüşmek istiyorum.
Hello. I know if repaired Audi.
Benimle görüşmek istiyor.
He wants to meet me.
Bugün görüşmek için zamanın var m?
Do you have time to meet today?
Menajerim benimle görüşmek istedi.
My agent wanted to meet with me.
Konuşmak için beni çağırıyorsun, sonra görüşmek istemiyorsun, şimdi de buraya geliyorsun.
You invite me to your talk, but you don't want to meet, and now you come here.
Benimle görüşmek istedi.
Because she wanted to meet me.
Demek Freddie yüzünden benimle görüşmek istedin.
So you wanted to meet me to get to Freddie.
Yarın görüşmek üzere.
We'll see you tomorrow.
Belki de ortak DNA'ya sahip biriyle görüşmek istemiştir.
Maybe she just wanted to meet somebody with her own DNA.
Avukatlarla, bugün görüşmek istiyor.
Some attorney. They want to meet us today.
Sekreter Oh, Başkan'la görüşmek için çalışma odasına girdi az önce.
Right now, Secretary Oh has gone into the office to see the Chairwoman.
Tehdit telefonu aldıktan sonra, onunla görüşmek için yoldayız.
After receiving threat call, we are on our way to meet him. Location...
Seninle görüşmek için denizi yüzerek geçmiş.
She swam across the ocean in order to meet you.
Benimle görüşmek için denizi yüzerek mi geçmiş?
You crossed the ocean to meet me?
- Neden benimle görüşmek istedin?
Why did you want to see me?
Seni onunla görüşmek için benim gönderdiğimi söylememeliydin.
You should never have gone to see her without telling me.
O gece kocası öldürüldü ve bizzat ben görüşmek istiyorum.
And I want to interview her myself.
Peki, Douglas sizinle görüşmek istemiyor.
Okay, Douglas has no interest in speaking with you.
Şey, belki pek uygun olmayacak ama bir sorunum var. Ve sizinle görüşmek istedim.
Well, maybe it's out of order, but I have a problem I wanted to discuss with you.
Kaçak için yaptığımız aramaları geliştiriyoruz, ve ben de Amiens'e gideceğim, bir gelin adayı ile görüşmek için.
We're expanding the search for the fugitive, and I'll be making a trip to Amiens, as well, to meet a potential bride.
Görüşmek üzere.
Toodle-oo.
Bayan Florrick'i bir süreliğine telefonda valiyle görüşmek üzere alıkoymak zorundayım.
I need to get Mrs. Florrick on the phone with the governor just for a moment.
- Bilmiyorum ama her neyse madem bizimle görüşmek istiyor istediğini verelim derim.
Well, whatever it is, he's got a pair, I'll give him that.
McCauley ile görüşmek için bunu alabilirsin.
You can take this to the meeting with McCauley.
Planet'ten önce onunla görüşmek istiyorum.
Oh, I want a sit down with her before the Planet.
Sophia Tsaldari, bir grup seçkin iş lideriyle görüşmek için New York'ta.
Sophia Tsaldari is here in New York to meet with a select group of business leaders.
Onunla görüşmek için hazır mısın?
So, are you ready to meet him?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]