Herself translate English
17,093 parallel translation
Çünkü şu an orada tek başına. Tam olarak olmamasını istediğimiz şekilde.
'Cause now she's in there by herself, which is exactly what we're trying to avoid.
En sonu hariç, bunu bana ya anlatamadı ya da anlatmak istemedi.
All but the very ending, which she was either unable or unwilling to tell me herself.
Polly sonunu bana anlatmayacaktı, ben de bir şey uyduramazdım.
But Polly wouldn't tell me herself, and I couldn't have gone and simply made something up.
Ama çok şey söyledim. Gerisini, başta niyet ettiğim gibi Polly'ye bırakıyorum.
But I've said too much already, and now will leave the rest to Polly herself, as was my intention in the first place.
Şu an kendini buluyor.
She's finding herself.
Çünkü her şeyi hatırlarsa bununla yaşayamayacağını biliyorum.
Because I know if she remembers everything, she's not gonna be able to live with herself.
Kendine zarar verebileceğini mi düşünüyorsun?
Oh, you think she might hurt herself?
Kendinde değil.
She hasn't been herself.
- Evet, kendinden korkuyor çünkü.
- No. She's afraid of herself.
Allison hastaneye yatmak istediğinde epey tedirgindi.
Allison was particularly agitated when she checked herself in.
Bu muhtemelen Geeta'nın son şansıydı.
And this was probably Geeta's last opportunity, to prove herself.
Ya 30 saniye boyunca Naomi'ye puan kazandırtmayacak ya da kendisi puan kazanıp karşılaşmayı kazanacak.
Not allow Naomi to score for 30 seconds, or score herself, and win the match.
Toparlanınca Annalise de söyler.
Annalise can tell you that herself when she's better.
İntihar etmişti atlayıp...
Anyway, she killed herself by jumping off this...
Fakir büyüdüğümü, dayak yediğimi annemin kendini öldürdüğünü mü?
That I grew up poor, was bullied, that my mom killed herself?
Kendine zarar verdiğini duyarsam delireceğimi sanıyorsunuz.
You think I'm going to freak out if I know she hurt herself.
- Baş tanığımız intihar etti.
Our star witness just killed herself.
Tanıklık baskısından intihar etti diyorsan, suç senin benim değil.
If you're claiming that she killed herself because of the pressure to testify, that's on you, not me.
Dayanamadı, canına kıydı.
She couldn't take it, so she hurt herself.
Konunun sadece dava olmasına ya da bu yüzden intihar etmesine.
That this was just about that case or that she killed herself because of it.
Size olan korkusundan intihar etti.
She was so scared of you that she killed herself.
Niye intihar etmenin oğluna zarar vermenizi engelleyeceğini düşünsün ki?
Now, why would she think that, that killing herself would stop you from hurting her son? !
Kendini affetmeyecek.
She won't forgive herself.
Kendine bakmakta zorlanıyor. Ona bakarken.
She has as much difficulty looking at herself as I have looking at her.
O kendini becermeye başlar.
- She can go fuck herself.
Codwell'in yeni bir yazar bulması gerekecek çünkü Iraklı terörist lider Abu Hakim Al Badi'den doğrudan alıntı yaptı, özellikle de geçen Mart'ta Musul'da yaptığı konuşmadan.
You're right, Jack. Codwell needs to find herself a new writer,'cause she just kept dropping lines directly from the mouth of Iraqi terrorist leader Abu Hakim Al Badi... specifically from a speech he gave in Mosul last March.
- Kendi başına mı?
By herself?
Sarışın Juliette hepsini tek başına mı öldürdü?
So this blonde Juliette killed them all by herself?
Şimdi kendisine Eve diyor.
That's what she calls herself now.
Sanki bir kadının kendisini düşünmesi suçmuş gibi. Her şey ikimiz için.
Like it's some kind of a crime for a woman to think about herself.
Bu bir numara mı bilmiyoruz, ya da... ya da bir bağlılık göstergesi, veya belki... veya belki de bu kadın gerçekten kendini yeni Retro Girl ilan ediyordur.
It is unclear if this is a stunt, or... or an homage, or if this... or if this woman is, in fact, declaring herself to be the new Retro Girl.
Hala komplo teorileri peşinden gittiğini biliyoruz, ve herhangi birine ya da kendine zarar vermeden neler olduğunu öğrenmeliyiz.
We know she's off still chasing conspiracy theories, and we need to know exactly what it is she's doing before she hurts someone... or herself.
Kendine ya da büroya zarar vermeden niye bunun peşinde ortaya çıkarmalıyım.
What I want to do is I want to head her off and find out why she's after them before she hurts the Bureau or herself.
Kendin söyledin-- - bu onu mahveder.
You said it herself... this will destroy her.
- Annem kendini öldürdü.
- My mother killed herself.
Kendi başının çaresine bakabilir.
She can handle herself.
Birini şefkatli olduğu ve kendince karar verdiği için yargılıyoruz.
We're trying someone for being compassionate, thinking for herself.
Tahmin edeyim... Bugünü, Pamuk Prenses yüzünden kendine işkence ederek geçiriyor.
Let me guess... she's wasting it tormenting herself over Snow White.
Kadın dönüp bakarak kendini ele verecek.
Our woman will give herself away by looking over.
Onu hergün tek başına ders çalışırken görüyorum.
I see her studying by herself every day.
Kendisinin de gidebileceğini söyledi ama yerinde olsam pek güvenmezdim.
She's okay. She even said she might go herself, - but I wouldn't lay money on that.
Düğüne gelen yüksek rütbeli kişiler yüzünden annem heyecanlanacaktır.
Now with all the dignitaries arriving for the wedding, Mom must be beside herself.
- Belki de onları Cathy koydu.
Perhaps Cathy put them there herself.
O çırpıları oraya Cathy koyduysa hiç şaşırmam.
It wouldn't surprise me if Cathy hadn't put those sticks there herself...
Brakebills hapishanesinden kaçmana yardım etmesinin tek nedeni kendini kurtarmak.
She only helped you get out of Brakebills jail to save herself.
Bir de Mittens var bir zamanlar Kraliçe Victoria'ya aitti.
And then there's Mittens, who once belonged to Queen Victoria herself.
Birazcık beyefendi olabilseydim, kendini bir sokak kızı gibi bana teslim ederdi.
Had I been less of a gentleman, I don't doubt she would have given herself to me like a street girl.
Açıkça görülüyor ki meseleyi kendi halletmek isteyen gururlu ve bağımsız bir kadın.
She's clearly a very proud, very independent woman and wants to deal with the matter herself.
Ama pozisyon alıp, imkansız bir atış yapmış ve her güvenlik kamerasını atlatmayı başarmış.
Yet she managed to get herself into position, take an impossible shot, and avoid every surveillance camera.
Gerçek Eloise Carlisle'ı kimin öldürdüğünü bulmak istiyorsanız kurbanın kendini sorgulayın.
So, if you want to find out who killed the real Eloise Carlisle, why not interview the victim herself?
O zaman Taylor Swift, kraliçenin ta kendisi olan Beyoncé tarafından İlluminati'nin 13 kan bağına alındı.
That's when Taylor Swift was sworn in to the 13 bloodlines of the Illuminati by the queen herself, Beyoncé.
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşeyi 155
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey için teşekkürler 44
herşey iyi 21
herşeyi yaparım 20
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşeyi 155
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey için teşekkürler 44
herşey iyi 21
herşeyi yaparım 20