Hiç param yok translate English
1,040 parallel translation
Hiç param yok.
I don't have any money.
Bana gelip " Hiç param yok.
He came in saying :
İstediğiniz paraysa, hiç param yok.
I don't have any dough if that's what you want. What is this, a stick up?
Sorun şu ki ; hiç param yok.
The trouble is I haven't got any money.
Hiç param yok.
I don't have to pay in cash
Hiç param yok.
I haven't any.
Oh, hiç param yok.
Oh, I ain't got any money.
- Hiç param yok.
- I have money.
Hayır, hiç param yok.
No, I haven't got any money.
Hiç param yok çünkü?
Because I have no money?
Korkarım, hiç param yok.
I'm afraid I haven't any.
Hiç param yok.
I haven't got a dime.
Sana söyledim, hiç param yok!
I told you, I have no money!
Şimdi aklıma geldi de hiç param yok.
I just remembered I do not have money.
- Hiç param yok!
- I haven't any money
- Hiç param yok.
I don't have any.
Hiç param yok. Sana bin dolar teklif etmiştim.
I offered you a thousand dollars, then $ 5,000.
- Hiç param yok.
- I haven't got any money.
Benim hiç param yok.
I have no money.
Hiç param yok da ondan.
Well, I've got no money.
Her şey temizleyicide ve hiç param yok. Ceketim yok.
I don't have my jacket.
-... benim hiç param yok.
I don't have any money.
- Ama hiç param yok.
- But I've no money.
Hiç param yok.
I haven't got any money.
Ne yazık ki şuan hiç param yok.
Unfortunately, I've no money at this time.
Hiç param yok.
Oh, uh, I ain't got no cash.
- Nesine? - Hiç param yok.
- I haven't got any money.
Hiç param yok.
I haven't got any.
Onları yetiştirmene yardım ederim ama hiç param yok.
I can help you raise them, but I've got no money.
Hiç param yok, bir fenik bile.
I don't have anything. Not a pfennig.
Bildiğin gibi, dünden beri hiç param yok.
As you know, I've had no money since yesterday.
Sana söylemek isterim... benim hiç param yok.
I wanted to tell you... I don't have any money.
Hiç param yok.
I ain't got nothing.
Hayır, hiç param yok.
No, I ain't got no money.
Hiç param yok!
Nada dinero!
Hiç param yok.
I ain't got no money.
Ben de pişmanım ama hiç param yok.
I regret too, but I don't have any money.
Seni nasıl ikna edeceğim, dostum? Hiç param yok.
How can I convince you friend... that I haven't got even one dollar.
- Benim hiç param yok.
- I don't have any money.
Hiç paramız yok ve saat 12.30'da Terni'de olmak zorundayım.
We're broke, and I have to be at the Terni prefecture by 12.30.
Hiç paramız yok, ama... çocuğu satarız.
We have no money, but... we will sell the boy.
Öyleyse hiç paramız yok, değil mi?
We didn't have any money then, did we?
Zira hemen hemen hiç paramız yok.
Yet we have little money, practically none.
- Hiç param yok.
- I don't have it.
Hiç paramız yok, gazetemiz fakir insanlar için çıkıyor.
We don't have any money, our newspaper is for poor people.
Maalesef hiç bozuk param yok.
Uh-uh. I never make change.
Telefon etmek için, 5 peseta gerekiyor ve bizim hiç paramız yok.
To telephone, you need five pesetas, and we don't have any pesetas.
- Karşılığını ödemelisiniz. - Hiç paramız yok.
- We want a reward
Hiç paramız yok... Bu ikinci sınıfa bile yetmez.
We haven't a penny... lt's not enough even for second class.
Hiç paramız yok.
We have no money.
Ama hiç paramız yok.
But we have no money.
hiç paramız yok 25
param yok 109
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
param yok 109
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37