Hiç sorun olmaz translate English
182 parallel translation
Bu durumda, hiç sorun olmaz.
In that case, I don't mind at all.
- O zaman, hiç sorun olmaz, değil mi?
Then it would be all right, wouldn't it?
Eğer Caterina gelip Marty ve benimle yaşamak isterse benim için hiç sorun olmaz.
But I tell you right now, if Caterina wants to come and live here with Marty and me, it's all right with me.
Benim küçük bir maaşım var, bu nedenle kira hiç sorun olmaz
I am a widow with a small monthly pension, so there'll be no question about the rent.
- Hiç sorun olmaz, değil mi Charlotte?
- It's no trouble at all, is it, Charlotte?
Hiç sorun olmaz.
It's okay.
Bir ya da iki haftada iyi satış yapsan hiç sorun olmaz.
You get a week or two of good production under your belt, you'll be okay.
Ailemize servet getireceğini sanmıyorum ama Iwashita'yla evlenirse miras konusu hiç sorun olmaz.
I don't think he'll bring wealth to our family, but, if it's Iwashita, there won't be any inheritance problems...
Her neyse, burada kalmak isterseniz hiç sorun olmaz.
Anyway, it's okay if you want to stay here.
Umarım benimkinde hiç sorun olmaz.
Hope nothing ever goes wrong with mine.
Bu onlar için hiç sorun olmaz.
It doesn't matter to them.
Böylece yol boyu hiç sorun olmaz derdi.
"and you'll have no problem, no problem at all."
- Tabi, hiç sorun olmaz.
- Sure, no trouble at all.
Hiç sorun olmaz, ahbap.
No problem at all, man.
Bu, benim için hiç sorun olmaz!
It will not worry me in the slightest.
Burası bana yeter. Hiç sorun olmaz.
This is good for me.
Önemli olan benim kendime saygım ve eğer çok, çok iyi olursam hiç sorun olmaz.
The important thing is I respect myself, and I will if I ´ m very, very good.
- Hiç sorun olmaz.
- Not a bit.
Gördün işte, hiç sorun olmaz.
You see, it's no big deal.
Cidden hiç sorun olmaz.
Is no trouble really.
Vazgeçebilirsin ve bence hiç sorun olmaz.
You could give it up, and that's all right with me.
Hiç sorun olmaz.
No problem.
Hiç sorun olmaz.
There's no problem there.
Hiç sorun olmaz.
It's not a problem.
Maaş çekini imzalayan adam "Hayır hiç sorun olmaz" diyor.
Oh, it's no bother, said the man who signs his checks.
Eğer zamanında ödeme yaparsanız, aramızda hiç sorun olmaz.
If you pay on time, won't have any problems.
Tabi, hiç sorun olmaz.
Yeah, no problem.
Bir Fiat Uno'nun motorunu delip geçer dostum, hiç sorun olmaz.
That, my friend, will mash up through the engine block of a Flat Uno, no problem.
Evet, çünkü birbirimizi tersleyebiliriz ve bu hiç sorun olmaz. Problem konusu bile olamaz, ne dediğimi anlıyor musun?
Yeah, we are, cos we can snap at each other and it doesn't matter and it's not a problem, it's not an issue, you know what I mean?
Benim çekiciliğim ve senin aklınla, hiç sorun olmaz.
With my charm and your brains, no problem.
Yani, senin için ayağa kalkmak, oraya gitmek ve merhaba demek hiç sorun olmaz.
So it should be really no problem for you to just get up, walk over and say hello to her.
Bu gece burda kalman hiç sorun olmaz.
You're welcome to stay here with me.
Takip edenlerden kaçmak, ne yaptığınızı biliyorsanız hiç sorun olmaz ve bu numarayı daha önce de yapmıştık.
Losing a tail was not that difficult if you know what you're doing, and we had worked this ploy before.
Çünkü istersem seni orada öylece bırakabilirim.. hiç sorun olmaz.
'Cause you know I could just leave you there if - if you want... it's no trouble.
Eğer birbirimize gerçekten âşıksak seninle veya başkasıyla takılmam hiç sorun olmaz.
And if he and I are truly in love, then fooling around with you or anyone else won't matter.
Hiç sorun olmaz.
It's no problem whatsoever.
Hiç sorun olmaz Agatha.
It'll be fine, Agatha darling.
Yo, hiç sorun olmaz.
Be no trouble at all. Woman :
Hiç sorun olmaz.
This ain't no thing, man.
Bizimle çalışmak istersen de hiç sorun olmaz.
If you'd like to work with us, there shouldn't be a problem.
Ayrıca eğer 20 gün önce ekersen Eylül'de fırtınaya da yakalanman sorun olmaz pirinç çabuk yetiştiğinden hiç bir sorun da çıkmaz öyleyse!
Besides if you do your planting 20 days earlier no matter how stormy it gets in early September it's no problem, because the rice is fully grown by then!
Oh, hiç birisi sorun olmaz.
oh, none of them are any bother.
Hiç sorun olmaz.
No trouble.
Akrep en azından bizim tarafta bize sorun olmaz ama Kertenkele tehdit olabilir hala kendini hiç göstermedi!
The Scorpion is our guy No need to mention them Brother Gecko must be somewhere around
Hiç sorun olmaz.
It's no problem.
İnan ki bu hiç sorun olmaz.
- fuck you, David!
Hiç sorun olmaz.
Good.
- Hic sorun olmaz.
- Then it's no problem.
Hiç sorun olmaz.
- Yes, no problem.
Dinleyin, çocuklar... Eğer evde fazladan birkaç gün daha kalmak isterseniz sorun olmaz, hiç dert etmeyin.
Listen, you guys... I want you to know if you want to stay a couple of extra days in the house... that's fine, don't worry about it.
Hiçbir şeyi şansa bırakmayacaksın. Yoksa sana yarım saat nutuk çeker. Onun dediği gibi 2. bir mayo getirirsen, mayon hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir havuz kazasında kopsa da sorun olmaz.
Never give her the opportunity to give you a thirty-minute lecture on how, if you'd brought the second bathing suit like she told you to, it wouldn't have mattered that the first one's strap broke in a freak poolslide incident
hiç sorun değil 240
sorun olmaz 185
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
sorun olmaz 185
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40