English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kendime geldiğimde

Kendime geldiğimde translate English

240 parallel translation
Ve kendime geldiğimde Bayan Mina giyinmiş ve terasa çıkmıştı.
And when it cleared away, Miss Mina was up and dressed and out on the terrace.
Kendime geldiğimde giysilerini alıp arabasını çaldım.
When I came to, I borrowed this suit and pinched his car.
Bana bir taksi çarpmış, kendime geldiğimde bir eczanedeydim.
I'd been knocked down by a taxi and came to in a chemist's shop.
Kendime geldiğimde sanki bütün otel üstüme çökmüştü.
When I came to, it seemed as though the whole hotel was on top of me.
ve ben kendime geldiğimde... cebimde bunu buldum.
And when I came to myself... I found this in my pocket.
Kendime geldiğimde bir kruvazördeydim ve ellerim yoktu.
When I came to I was on a cruiser, and my hands were off.
Kendime geldiğimde... Deli Odası'ndaydım.
Well, I came to in the Crazy House.
Ama kendime geldiğimde,
But when I came to,
Kendime geldiğimde, Milena'nın ortadan kaybolduğunu fark ettim.
When I came to, I discovered Milena had disappeared.
Kendime geldiğimde garip bir duyguya kapıldım.
I had such an odd sensation when I came to.
Kendime geldiğimde, elimde bir silah vardı.
When I came to, there was a gun in my hand.
Kendime geldiğimde etraf aydınlıktı.
Next thing I know, it's daylight.
Kendime geldiğimde, yok olmuşlardı.
When I came to, they were gone.
Kendime geldiğimde, hatanede idim.
When I came to, I was in the hospital.
Haftalarca komada yattım. Kendime geldiğimde...
THE ALCH EM IST HAD DISAPPEARED.
Kendime geldiğimde kocam ölmüştü.
When I recovered my senses, he was dead.
Kendime geldiğimde etrafımdaki her şey kapkaranlıktı.
When I came me, it was all black as it breu to my return.
Kendime geldiğimde, korkunç bir hata yaptığımı anladım.
When I came to, I realized I had made a terrible mistake.
Arthur, kendime geldiğimde seni ararım.
Arthur, I'll call you back when I'm more awake.
Kendime geldiğimde etrafta kimse yoktu.
Come to all by my lonesome.
Üç gün sonra bir ABD sahra hastanesinde kendime geldiğimde sizin doktorlardan birinin, kılıcımı bir karton sigaraya aldığını gördüm.
You see when I woke three days later in a US field hospital... I could see one of your medical corpsmen trading my sword for a carton of cigarettes.
Tekrar kendime geldiğimde...
When I could finally see again,
Kendime geldiğimde yakası açılmadık küfürleri yağmur gibi saydırdığımın farkına varmıştım.
I became conscious that a steady torrent of obscenities... and swearing of all kinds was pouring out of me as I screamed.
Kendime geldiğimde tıpkı bir tavuk gibi bağlanmış ve bir ağaca asılmıştım.
When I came to, I was trussed up like a chicken and hanging from a tree.
Kaydım ve başımı küvete çarptım. Kendime geldiğimde, bir şey keşfetmiştim. Bir hayal.
I slipped, hit my head on the edge of the sink, and when I came to, I had a revelation, a vision, a picture in my head, a picture of this.
Tek hatırladığım... kendime geldiğimde küçük çocuklar etrafımı karla kaplamışlardı.
ALL I REMEMBER... I WOKE UP AND THE LITTLE CHILDREN HAD BUILT SNOW ALL AROUND ME.
Kendime geldiğimde, beni kaçırdığını söyledi. onu tanıyabileyim diye.
When I came to, he said that he had kidnapped me so that I could get to know him.
Kendime geldiğimde morluklar, ezilmiş meyveler ölüp ölmediğimi görmek için başımda dikilen tanımadığım tiplerle karşılaştım.
Then come to covered in bruises and crushed fruit, and strangers standing over me waiting to see if I was dead.
Neyse kendime geldiğimde bir de bakayım önümde kim var?
Now I'm coming around, and who do I see in front of me?
Kendime geldiğimde o kollarımdaydı...
When I came to, she was in my arms.
Kendime geldiğimde, seni değişmiş olarak gördüm.
When I came to my senses, I noticed that you had changed.
Kendime geldiğimde, suyun üzerinde yapayalnız uçuyordum.
When I came to, I was flying all alone right down on the water.
Kendime geldiğimde, bir drenaj borusuna sürüklenmiş... ve bir galon nehir suyu kusuyordum.
When I came to, I was being washed toward a drainage pipe and throwing up a gallon of river water.
24 saat sonra kendime geldiğimde kruvazör gitmişti.
When I came to, 24 hours later the cruiser was gone.
Kendime geldiğimde El Mairo Hapishanesine doğru yola çıkmıştım.
When I come to, I was on my way to prison in Elmira.
Herneyse, yanan bir çöp kutusunun içersinde tekrar kendime geldiğimde... farkına vardım ki, A, perşembe geceleri artık "bayanlar gecesi" ve B, evsizlerin yanan çöp kutularını nasıl söndürdüğünü bilmek istemeszin.
Anyway, when I regained consciousness in a burning trash can I realized, A, Thursday nights is now ladies'night and B, you don't wanna know how a bum puts out a trash-can fire.
Kendime geldiğimde hemen buraya geldim.
Once I came to, I had flown here.
Kendime geldiğimde, Odo çoktan beni bir mekiğe koymuş ve oradan kaçmıştık.
When I came to, Odo had already put me on a shuttle and we had escaped.
Kendime geldiğimde ben de yapacağım.
I'll build you a dream home once I get on my feet.
Kendime geldiğimde düşman askerlerinin tamamını öldürdüğümü fark ettim.
I came to my senses, and I realized... I had killed an entire V.C. Squad.
Şey, kendime geldiğimde, her yerim kan olmuştu.
Well, when I woke up, I was covered in blood.
Kendime geldiğimde kendi ailemi katlettiğimi gördüm.
When I came to, I saw I had butchered my own parents.
Herneyse kendime geldiğimde gitmişti.
Anyway I come to and he's gone.
Hepsi bu. Kendime geldiğimde, tepemde bir ilk yardım görevlisi duruyordu.
When I woke up a paramedic was standing over me.
Kendime geldiğimde... uçuyordum.
When I came to... I was flying...
Kendime geldiğimde uçuyordum.
When I came to... I was flying...
Buraya geldiğimde tek yapabildiğim Güvenli Odada öylece oturabilmekti... ve hergün... her saat... kendime aynada bakıp... şunu söylüyordum...
When I got here, all I could do was sit in my safe room... and every day... every hour of every day... I would look at myself in the mirror... and I would say to myself...
Eve geldiğimde ona her şeyi anlatmalıydım, bunu itiraf etmeliydim, çünkü şimdi karım bana hiç güvenmiyor, bunun için onu suçlayamam çünkü ben de kendime güvenmiyorum.
I should have just come home and told my wife everything, admitted the truth,'cause now my wife doesn't even trust me anymore, and I don't blame her because I don't trust me, either.
Ne kadar sürdü bilmiyorum ama kendime geldiğimde -
I don't know for how long, but when I finally came to...
Buraya geldiğimde, kendi kendime derim ki Bir gün buraları terk etme imkânım doğacak.
When I stand here I start to think that someday I'll get out of this city and never come back.
Kendime geldigimde, yere basacak ayaklarim yoktu!
When I came to my senses, I found the ground was gone under my feet!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]