Mükemmel olacak translate English
748 parallel translation
Tekrar çalışmaya başlamak mükemmel olacak.
It will be wonderful to get back to work again.
Mükemmel olacak.
It's going to be a natural.
Mükemmel olacak.
It's brilliant.
Mahremiyetime yeniden kavuşmak mükemmel olacak.
When I think of how divine it'll be to have such a thing as privacy once more...
Biz evlenince her şey mükemmel olacak.
When we get married, it's going to be perfect.
Her bakımdan mükemmel olacak.
Everything about it is going to be perfect.
- Mükemmel olacak.
- It'd be perfect.
Mükemmel olacak.
Should go perfectly.
Fakat bu sefer herşey mükemmel olacak.
But this time he is perfect.
Mükemmel olacak.
It will be perfect. Yes.
- Geçit arabası mükemmel olacak.
The coach be? perfect.
Mükemmel olacak, değil mi?
That'd be just perfect, wouldn't it?
Senin için mükemmel olacak.
It's the perfect fight for you.
Bir saat içinde balonlu bir resim için ışık mükemmel olacak.
In about an hour or so the light will be just perfect for a picture with balloons.
Adroid öyle mükemmel olacak ki, kaptanın yerini alabilir.
The android will be so perfect, it could even replace the captain.
Ama Paulet, hayat birlikte mükemmel olacak!
But, Paulette... life will be ecstatic together.
Mükemmel olacak, efendim.
It will be perfection, sir.
Sana da herşey mükemmel olacak.
Aw! Everything's got to be perfect with you.
Bundan sonra, giysilerim mükemmel olacak.
From now on, my clothes will be perfect.
O zaman size bir iş vereceğim ve siz bu işi yapmakla düşmanınızı yok edecek gönlümüzü ve sevgimizi kazanacaksınız. O yaşadıkça bu dünyada bize huzur yok ve ölürse her şey mükemmel olacak.
And I will put that business in your bosoms whose execution takes your enemy off grapples you to the heart and love of us who wear our health but sickly in his life which in his death were perfect.
Şapel mükemmel olacak, Peder.
The chapel's perfect, Father.
Film mükemmel olacak.
The film will be great.
Mükemmel olacak.
It'll be wonderful.
Sakin ol, mükemmel olacak.
Relax. It'll be fine.
Bu balayı mükemmel olacak.
This is the perfect honeymoon.
Mükemmel olacak!
That will be awesome!
Hersey mükemmel olacak.
It's going to be wonderful.
Mükemmel olacak.
It's perfect.
Bir millik yarı çapta kaldığımız sürece kalite mükemmel olacak.
As long as we stay within a mile radius, the reception'll be great.
Mükemmel bir yolculuk olacak.
This makes it a perfect voyage.
Mükemmel bir evlilik olacak.
It will be the perfect marriage.
Bay Journet'in bazı mükemmel şarapları yakında buna çare olacak.
Some of Monsieur Journet's excellent wine will soon remedy that.
Benim en son ve en mükemmel başarım aynı zamanda seninde en mükemmelin olacak.
My last and greatest achievement will also be your greatest.
Bu mükemmel bir hükumet olacak.
This is getting to be a perfect government.
Onun için mükemmel bir eş olacak.
She'll be perfect for him.
Mükemmel bir ayak hastalıkları uzmanı olacak.
He was an excellent pedicure.
Bende o mükemmel Amerikan elektrikli mutfaklardan olacak mı?
And I have one of those wonderful American wraparound electrical kitchens?
Seninle birlikte mükemmel bir geleceğimiz olacak, oğlum.
Lick like a bear. We got a future, boy. You and me, we got a future.
Büyük bir kariyer için mükemmel bir son olacak.
That'll make a find swan song to a big career.
Mükemmel. Çok zamanımız olacak. Rakibimizi salonda bekleyeceğiz.
Fine, we'll wait for the enemy in the lounge room.
Mükemmel bir hurda yığını olacak.
It'll make wonderful scrap.
Senden mükemmel bir menajer olacak gibi görünüyor.
Wow. Apparently you've got the makings of an excellent agent.
Herhangi birinden kurtulmak için mükemmel bir yer... Ama bu küçük bebek bizim kapak konumuz olacak.
A perfect place to lose anybody, but this little doll's our cover story.
Yolculuğun sonu Fransa'da vatandaşlarımız tarafından mükemmel bir şekilde işgal edilmiş bir limanda olacak.
[Sailors Murmuring] Journey's end will be a port in France... Journey's end will be a port in France... occupied gloriously by our countrymen.
Los Angeles Belediye Başkanı bile partide olacak,.. ... bu da partinin, dikkatleri başka yöne çekip, malikaneye giriş imkanı yaratması açısından mükemmel bir fırsat olması demek.
Even the Mayor of Los Angeles will be there, which means the party is the perfect opportunity to create a diversion and gain access to the mansion.
Bunlar en mükemmel çekimler olacak!
These will be the most exquisite shots yet!
¤ Mükemmel bir anne olacak.
¤ She will be the perfect mother, the beloved mother.
Yakında mükemmel olacak.
I have been practicing, too. You ought to get the hang of
İyi bir aileden geliyor ve mükemmel bir koca olacak.
He comes of a very good family and will make someone an excellent husband.
Gemimiz ise bir kar tanesi kadar mükemmel, ve bu karahindiba tohumu kadar organik olacak, bizi rüyalar alemine ve gerçeklerin dünyasina tasiyacak.
Perfect as a snowflake organic as a dandelion seed it will carry us to worlds of dreams and worlds of facts.
Kısmen bildiğimiz ve kısmen öngördüğümüz için. Ama o mükemmel olan geldiğinde kısmen olan bitirilmiş olacak.
For we know in part and we prophesy in part, but when that which is perfect is come, then that which is in part shall be done away.
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
mükemmel 2580
mükemmelsin 34
mükemmeldi 105
mükemmel oldu 24
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
mükemmel 2580
mükemmelsin 34
mükemmeldi 105
mükemmel oldu 24