Nasıl geldin buraya translate English
1,020 parallel translation
Nasıl geldin buraya, hı?
How did you get loose, huh?
- Tanyuşka, nasıl geldin buraya?
- You'll stifle - Tania, how did you get here?
Baba, sen nereden çıktın? Nasıl geldin buraya?
How on earth did you ever get here, father?
Nasıl geldin buraya?
How did you get here?
- Hocam! Nasıl geldin buraya?
How'd you get here?
- Buraya nasıl geldin?
- How did you get here?
Nasıl oldu da buraya geldin?
How come you came here?
Buraya nasıl geldin?
How did you get here?
Buraya nasıl geldin?
Ηow'd you ever get here?
- Margot, buraya nasıl geldin?
Margot, how did you get here?
Buraya nasıl geldin?
How'd you get here?
Buraya nasıl geldin sen?
Where...? How did you get back?
Herhalde işleri nasıl halledeceğimi göstermek için geldin buraya.
I suppose you came out here to show me how to run things, too.
Buraya nasıl geldin?
How'd you get down here?
Buraya nasıl geldin?
How did you wind up here?
Buraya nasıl geldin?
How did you get out here?
Sevgilim, buraya bu kadar çabuk nasıl geldin?
Darling. How did you get here so soon?
Buraya bu kadar çabuk nasıl geldin?
How did you get here so quickly?
Anne, buraya nasıl geldin?
Mami, how did you get here?
Buraya bu kadar çabuk nasıl geldin?
How did you get here so fast?
Buraya nasıl geldin bilmiyorum ama memnun oldum.
I don't know how you got here, but I'm glad.
- Buraya nasıl geldin?
- And how did you get here?
Buraya nasıl geldin?
How come you're here?
Buraya nasıl geldin çocuğum?
How is it you came here, my son?
- Buraya nasıl geldin tatlım?
- How did you get here, dear?
Peki buraya nasıl geldin?
And how did you get here?
Buraya nasıl geldin?
How did you happen to come up here?
Sen buraya nasıl geldin?
How come you are here?
- Buraya nasıl geldin?
- How'd you get here?
Buraya nasıl geldin?
How'd you get here anyway?
Buraya nasıl geldin?
How come you are here?
Buraya nasıl geldin?
All right, Harry.
Buraya nasıl geldin?
How did you get in here?
Buraya neden ve nasıl geldin?
How camest thou hither and wherefore?
Söylesene, buraya nasıl geldin?
But say, how'd you get here?
Buraya nasıl geldin çocuğum?
How is it that you came here, my son?
- Buraya nasıl geldin?
- How'd you get here.
- Buraya nasıl geldin hayatım?
- How'd you get here, honey? - Oh, boxcar.
Buraya nasıl geldin?
- Someone brought me here. - Is it yours?
- Buraya nasıl geldin? - Affedersin?
- How did you get here?
Buraya nasıl geldin?
- Sorry? How did you get here?
Buraya nasıl geldin?
How do you come to be here?
Hey, buraya nasıl geldin?
Hey, how'd you get here?
- Nasıl oldu da geldin buraya?
What on earth made you come down here?
Baruch'tan buraya nasıl geldin ve neden?
So, how'd you get from Baruch to here? And why?
"Nasıl oldu da buraya geldin?" dedim.
I said, "How did you happen to come here?"
Hey, buraya nasıl geldin sen?
Hey, how'd you get here?
Buraya nasıl geldin?
How'd you come into this place?
- Buraya nasıl geldin?
How did you get here? I drove myself.
Buraya nasıl geldin?
How did you get in here? !
Buraya nasıl geldin?
How'd you get up here?
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya kadar 304
buraya geldin 19
buraya gelin 820
buraya neden geldin 73
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya kadar 304
buraya geldin 19
buraya gelin 820
buraya neden geldin 73
buraya getir 71
buraya koy 29
buraya gelsene 50
buraya gelip 69
buraya gelebilir misin 28
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya geri gel 39
buraya kadar geldik 26
buraya oturabilirsin 16
buraya koy 29
buraya gelsene 50
buraya gelip 69
buraya gelebilir misin 28
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya geri gel 39
buraya kadar geldik 26
buraya oturabilirsin 16