Ne duruyorsun translate English
685 parallel translation
Ne duruyorsun orada?
! What are you doing there?
- Ne duruyorsun çalsana o zaman.
- Well, will you play it then, hot or cold?
- Ne duruyorsun?
- What's stopping you?
Ne duruyorsun, kıl kuyruk, işe koyul.
Come on, you little scut, get busy.
Ne duruyorsun?
What's slowing'ya?
Ne duruyorsun, onu bana fırlat ya da kendine bir çift bacak al.
Throw it at me, why don't you? Or buy yourself a new pair of legs.
Sen ne duruyorsun öyle put gibi dünya sarsılırken temelinden?
Are not you moved, when all the sway of earth shakes like a thing unfirm?
Sen ne duruyorsun orada? Hadi git!
What are you doing lagging behind?
Ne duruyorsun, sana ateş edemezler.
It's safer that way, they can't shoot back at you.
Ne duruyorsun?
What are you waiting for?
Ne duruyorsun öldürsene?
Why don't you kill him?
Ne duruyorsun matador?
What're you waiting on, toreador?
Hadi, ne duruyorsun?
Why don't you?
Ne duruyorsun?
Go ahead, Andy.
Ne duruyorsun geri zekalı gibi?
What are you standing for, like an idiot?
Burada ne duruyorsun öyleyse?
What are you sitting here for?
Daha ne duruyorsun?
What are you waiting for?
açın kapıyı..... açın kapıyı... açsana kapıyı, ne duruyorsun?
Openthe door... Did you hear me... open the door... Go, open the door, what are you afraid of?
Gelde bir dene, hadi ne duruyorsun?
You just try it, come on you just try it.
Oku haydi ne duruyorsun.
Go ahead, read it out to me, please.
Haydi, ne duruyorsun!
Well, get on with it!
Daha ne duruyorsun?
What worries do you still have?
Haydi, daha ne duruyorsun.Gidip onları getirsene.
- Well don't just sit here, go and get them.
- Herkese haber versene, ne duruyorsun?
- Tell everyone, why don't you?
Ne diye suratını asıp duruyorsun?
What a long face for a sister.
Bana bak, ne konuşup duruyorsun?
Hey you, what's all this about?
Dışarıda ne dolanıp duruyorsun?
What are you hanging around outside for?
Sen ne diye burda duruyorsun?
What are you waiting for?
Ne diye lafı ona getirip duruyorsun?
Why do you keep harping on that for?
- Ne duruyorsun, gitsene!
Go now.
Fakat yanlış yerde duruyorsun Allison ile aranda ne olduysa bunlara önemli değil diyorsan senin Sundown'da sonun geldi demektir.
But that's where you're wrong,'cause no matter what happens between you and Allison, you're finished in Sundown.
Ne sızlanıp duruyorsun?
What are you moaning about?
Sen ne hakla emir verip duruyorsun?
What do you think you are? A general? Always giving orders!
İki gündür sen bana ne yapıp yapmayacağımı söyleyip duruyorsun.
For two days you've been telling me what to do and what not to do.
Ne duruyorsun?
So?
- Ne bağırıp duruyorsun?
- What are you hollering?
Ne koşturup duruyorsun?
What's all the running around about?
Ne diye duruyorsun ki?
What is there to stop for?
Ne bağırıp duruyorsun?
What are you yelling about?
- Ne çalıp duruyorsun zili?
I was starting to worry. Why ring like that?
Ne bağırıp duruyorsun be!
Stop yelling!
Ne zamandan beri, orda duruyorsun?
How long have you been, uh, standing over there?
Topla haydi ne duruyorsun?
Assunta!
Ne konuştuğunu da anlamıyorum, kendi kendine mırıldanıp duruyorsun.
He's a bit slow. He doesn't even understand his own language.
Altay, ne duruyorsun?
- Why are you standing there?
Ne diye bakıp duruyorsun?
Why are you staring at that?
Ne diye duruyorsun burada?
Why are you standing like that?
Geri zekalı, ne diye şu çocuğu korkutup duruyorsun?
Idiot, why do you keep frightening this kid? Shhhh!
- Ne bakıp duruyorsun?
- What's tha staring'at?
Yatakta olman gerekirken ne diye etrafta dolanıp duruyorsun ki?
Why have you been wandering all over when you should've been in bed?
- Pepper, ne mιrιldanιp duruyorsun?
- Pepper, what are you mumbling about?
ne duruyorsunuz 21
ne düşünüyorsun 2039
ne düsünüyorsun 18
ne düşünüyorsunuz 319
ne durumda 48
ne durumdayız 39
ne durumdasın 24
ne düşündün 40
ne duyuyorsun 30
ne duydun 57
ne düşünüyorsun 2039
ne düsünüyorsun 18
ne düşünüyorsunuz 319
ne durumda 48
ne durumdayız 39
ne durumdasın 24
ne düşündün 40
ne duyuyorsun 30
ne duydun 57