O kadar hızlı değil translate English
314 parallel translation
O kadar hızlı değil.
Not so fast.
O kadar hızlı değil.
Not too fast.
Hayır, hayır, hayır. O kadar hızlı değil, kayıp bayan.
Not so fast, lost lady.
- O kadar hızlı değil.
- Not so fast.
ama o kadar hızlı değil... hızlı mı istiyorsun yoksa yavaş mı.Sen yap
But not so fast... You want it slow or you want it... You do it.
O kadar hızlı değil, Kunai!
Not so fast, Kunai!
O kadar hızlı değil, Mr. Spock.
Now, now, not so fast, Mr. Spock.
O kadar hızlı değil.
Not quite so fast.
O kadar hızlı değil, bacım.
Hey, hey, hey. Not so fast, sister.
O kadar hızlı değil, dikkatli ol.
I'll tell you.
- O kadar hızlı değil.
Okay, not so fast.
O kadar hızlı değil Albay. O kadar hızlı değil.
Not so fast, Colonel.
O kadar hızlı değil, Wildjack.
There's enough explosive in here to bury them forever!
Tamam, o kadar hızlı değil, o kadar hızlı değil.
okay, not so fast. Not so fast.
O kadar hızlı değil, arkadaşım.
Not so fast, my friend.
O kadar hızlı değil, Helmet.
Not so fast, Helmet.
O kadar hızlı değil.
Hold on.
O kadar hızlı değil!
Not too fast!
Yavaşla, yavaşla, o kadar hızlı değil.
Ease up, ease up, not too fast.
- O kadar hızlı değil, bayan.
- Not so fast, lady.
O kadar hızlı değil.
Maybe not that fast.
Hey, o kadar hızlı değil.
Hey, not so fast.
O kadar hızlı değil tatlım.
What's happening to that thing?
O kadar hızlı değil.Seninle tanışmak istiyor.
Not so fast. She wants to meet you.
Yavaş ol, o kadar hızlı değil.
Easy now. Not too fast.
- O kadar hızlı değil. Bu ellerle bulaşık yıkayarak Her öğleden sonramı harcamak yerine
Instead of spending every afternoon just getting dishpan hands
O kadar hızlı değil, Frank.
Look up when you're going up. Not so fast, Frank.
- O kadar hızlı değil Dr. Carter.
- Not so fast, Dr. Carter.
Harry, o kadar hızlı değil.
Harry, not so fast.
"O kadar hızlı değil" diyeceğiz.
"Not so fast."
O kadar hızlı değil kurtçuklar Bu birim iş başında.
Not so fast, maggots. This unit's been activated.
O kadar hızlı değil, ahbap.
- Not so fast, old chum. - [Screams]
Sakın beni - O kadar hızlı değil, O kadar hızlı değil!
Just push me... Not so fast, not so fast, not so fast!
- O kadar da hızlı değil, canım.
- Not so fast, little one.
Durand o kadar zeki değil. Hızlı davrandık.
We simply acted promptly.
Uçak daha hızlı, fakat elbette o kadar zevkli değil.
Plane is much faster, but of course, it's not as pleasant.
O kadar da hızlı değil.
Not so fast.
Bekleyin beyler o kadar da hızlı değil.
'Not so fast, men. Wait.'
O kadar da hızlı değil Bay Flint.
Not so fast, Mr. Flint.
Dur ya, o kadar da hızlı değil!
Not so fast.
Ününüz sizden daha hızlı Ve emin olun sizin gizli yolculuk etmeniz o kadar kolay değil.
Your reputation is faster than you, and I assure you it's not easy.
- O kadar da hızlı değil.
- Not so fast.
İşte şimdi ikinizi de öldüreceğim. O kadar da hızlı değil, Megatron.
- Thanks for helpin'me, Optimus.
O kadar hızlı koşabileceğine inanmıyorsun, değil mi?
You're a cable-repair person?
Ve bu inandırıcı değil, karısı o kadar hızlı olamaz.
It's not believable that the wife would get a settlement that fast.
Fakat o kadar da hızlı değil.
But not too fast.
- O kadar da hızlı değil, karşılığını alırım.
- Not so fast, this toll has a fee.
O kadar hızlıydım ki elini bıraktığımı hissetmedin bile, değil mi?
So quick you couldn't even feel it go, could you?
O kadar hızlı değil Zek.
- Not so fast, Zek.
Hızlı hareket etmeliyiz. O kadar iyi değil sanırım?
I guess not great?
Anlarlar ki "hızlı yaşa, genç öl, cesedin yakışıklı olsun" o kadar da övünülecek bir şey değil.
They see that "die young, leave a good-looking corpse" is not all it's cracked up to be.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107