O kadar çabuk mu translate English
72 parallel translation
O kadar çabuk mu?
As soon as that?
O kadar çabuk mu!
Oh! Not so soon!
Zaman o kadar çabuk mu geçti?
Is it that late already?
Paranı o kadar çabuk mu kaybettin?
You lose all the money so quick?
O kadar çabuk mu?
So soon?
O kadar çabuk mu?
Oh, so soon?
- O kadar çabuk mu?
- That soon?
O kadar çabuk mu?
That quick?
O kadar çabuk mu?
So soon? Why?
- O kadar çabuk mu yerleşmiş.
- I didn't realize she'd get here so soon.
O kadar çabuk mu?
Is it too soon?
O kadar çabuk mu?
Gee, so soon?
O kadar çabuk mu?
So fast?
- O kadar çabuk mu?
- That fast? - Yes.
- O kadar çabuk mu?
- So soon?
O kadar çabuk mu?
That soon?
O kadar çabuk mu?
Already?
- O kadar çabuk mu?
- That fast?
O kadar çabuk mu?
Oh, that sooner?
- O kadar çabuk mu geriliyor?
He's regressing that fast, is he?
- O kadar çabuk mu
- That fast?
O kadar çabuk mu?
So quick?
O kadar çabuk mu? Keşke ben de gelebilsem.
I wish I could come too.
Bizden o kadar çabuk mu ayrılıyorsunuz, Polis?
You're leaving us so soon, Marshal?
- Beni o kadar çabuk mu unuttun?
- And you forgot me that quick?
- Bir gün. - O kadar çabuk mu gidiyorsun?
A day.
O kadar çabuk mu?
- So soon?
- Off, dostum, o kadar çabuk mu?
- Aw, man, already?
O kadar çabuk mu?
Too soon?
O kadar çabuk mu?
Wow. That soon, eh?
O kadar çabuk mu?
That's fast...
- O kadar çabuk mu?
- So fast? No. - Check the keys.
- O kadar çabuk mu?
- As soon as that?
O kadar çabuk mu?
You're really gonna rush off?
- O kadar çabuk mu?
- Already?
- Vay be, o kadar çabuk mu?
- Wow, that quickly? - Yeah.
- O kadar çabuk mu boşandın?
Divorced so soon?
O kadar çabuk mu?
So quickly?
O kadar çabuk mu vazgeçtiler?
They lost interest that quickly?
- O kadar çabuk mu yayıldı?
- Went viral?
Belki Alyona İvanovna'yı öldüren de o Napolyonlardan biridir? Bu kadar çabuk mu gidiyorsunuz?
Maybe it's one ofthose Napoleons who killed Alyona Ivanovna?
O kadar çabuk mu?
Well, she is part Klingon.
- O kadar çabuk mu.
AND THEY'RE COMING TOMORROW.
- O kadar oldu mu? Sanırım toprağı eşeleyen bir solucansan zaman çabuk geçiyor. - Evet.
- That long?
- O kadar çabuk mu?
That quick?
Etrafa yaydığım ışığı, o cismani ellerinle bu kadar çabuk mu söndüreceksin yani?
Would you so soon put out, with your worldly hands, the light I give?
Tüm o boş zamanlarını bu kadar çabuk harcama, olur mu?
Don't get too used to all that free time, all right?
- O kadar çabuk mu yahu?
That quick?
- O kadar çabuk mu?
- That quick?
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107