Ondan translate English
73,504 parallel translation
Ondan nefret ediyorum.
I hate him.
Çünkü sen ondan korkuyorsun.
Because you're afraid of him.
Ama benden duymuş ol ondan nefret etmeye devam edersen ben tükenirim.
But take it from me, if you hold on to hating him, it will eat at you.
Ve ondan pençelerini çekeceğine... söz ver... kalıcı olarak.
Then promise me you'll keep your grubby paws off her soul... permanently.
Ondan daha kötü tek kişiyi düşün.
Think of the only person worse.
Bizi terk ettiği için ondan nefret ettiğini sanıyordum.
I thought you hated him for leaving us.
Ondan haber aldığım için mutlu bile oldum.
I was... I was actually glad to hear from him.
Hayatını çok... iyiye kullanabilirdi, ama sen ondan bu şansı aldın.
She might have turned her life around, but you didn't give her the chance.
Ondan bahsetmişken, onun yanında olman gerekmiyor muydu?
Speaking of which, shouldn't you be by her side?
Bunu yapan kişinin de ondan eksik kalır bir yanı yok.
Whoever did this is no better than he was.
Birisini ondan çalarsa kalanlar da çalabileceklerini düşünürler.
You know? One person steals from him, everyone else thinks they can, too.
Büyük ihtimalle profesör panzehirleri ondan alıyordur.
There's a good chance the professor got the antidotes from him.
Hayır ondan daha fazlası.
No. It's more than that.
Ondan da emin değilim.
I'm not real sure about that either. I, um...
Ondan ne yapmasını bekliyorsun?
So you expect one of them to... to what?
Ondan çalmakla ilgili ne söylüyordu?
What did he mean about somebody stealing from him?
Ondan uzak dur!
Get away from her!
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok ondan direk söyleyeceğim.
There's no easy way to say it, so I'm just gonna say it.
Silah geliştirmek ve büyü işleri ondan sorulur.
Weapons development, spell work, that sort of thing.
Evet güneş bir saate batar ondan acele etmeliyiz.
Yeah, the sun'll be down in an hour, so we should move fast.
Ondan başka var mı?
Got another of those?
Kurt adamlar dört jenerasyondur dolunay zamanı, ondan önce ve sonra dönüşebilen, daha az vahşi safkanlar oldular.
"Werewolves that are turned up to four generations " from pureblood are less feral and can transform before, during, and after the lunar cycle. "
Daha önceleri ondan Kara William diye bahsediyorlarmış.
Back then, he was called "black William."
Ondan sonrada durmayacak.
And he's not gonna stop there.
Ben ondan emirlerimi alıyorum.
I, um... I was getting my orders.
Ondan uzak dur.
You stay away from her.
Ketch ile çalışması ondan hoşlandığı anlamına gelmiyor.
You know, just'cause she works with ketch doesn't mean she likes him.
Ondan nefret ettiğimi fark edemedim.
Never realized I hate it.
Eve dönüş yolunda bile ondan kurtulamadığını söylemişti.
She said she couldn't escape me, even on the way home.
Ondan olmalı. Buna eminim.
It's from him.
Sarah'la yine birbirimize girmiştik. O sizden, siz ondan nefret edince durmayıp erken ayrılmıştı.
Well, I'd had a row with Sarah, cos she hates all of you, and you hate her, and she'd gone.
Ondan gitmemesini istedim.
I've asked her not to.
Ondan ne elde etmeyi bekliyordun?
What did you expect to get from him?
Lordum yemin ederim bir daha ondan hiç haber almayacaksınız.
Yes. Lord, I swear, you shall never hear from him again.
Eminim ondan bahsetmemelerinin bir sebebi vardır.
I'm sure they had a good reason for not telling us about Monty.
Ondan daha öteydi.
He was more than that.
Ondan korkuyorsun, değil mi?
And she's currently unavailable.
Tomak'ın kalbini ondan aldım. Masum bir çocuk.
I took Tomak's heart from him.
Her zaman burada. Ondan kaçamazsın.
You can't escape her.
Ah bir olsaydı ondan.
A hit record ain't what I got.
Ondan veya benden bir şey sakladığına inanırsa sana olan bağlılığının sona erdiğine karar verecek.
If he believes that you are holding back from him or me, he'll consider himself released from his commitment to you.
Ondan istemem yeter.
Simple as asking him.
Bu makamın gördüğü en iyi savcıya yakın olmak ondan bir şeyler öğrenmek ve kötü adamları kümese tıkmak için.
To be close to the best prosecutor this office has ever known, learn from him, and to actually put the bad guys in the goddamned hoosegow.
- Dün değil ondan önceki gün Christian neredeydi?
- Christian's whereabouts the day before yesterday?
- Canım sıkılıyor da ondan!
- Because I'm fucking bored!
Ondan sonra da her şey olabilir.
And then- - goddamn, everything's on the table.
Ondan arkadaşlık istediğimi mi sanıyorsun?
You think it's friendship I want from her?
Ondan daima beklediğim tek şey saygıydı.
It's the only thing I have ever wanted from her.
Yok, yok. Ondan daha fazlası gerekli Bobby.
No, no, no, there's got to be more than that, bubble.
Tamam ondan bir mesaj aldım.
Okay, well, I got a text from him.
- Evet, ondan.
- I said day.
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan hoşlandın mı 32
ondan hoşlanıyorum 76
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan hoşlandın mı 32
ondan hoşlanıyorum 76