Ondan hoşlanmıyorum translate English
420 parallel translation
Ama hala ben ondan hoşlanmıyorum!
Still, I don't like her!
- Ben de ondan hoşlanmıyorum.
- I don't like that guy either.
- Ondan hoşlanmıyorum.
- I don't enjoy it.
Ondan hoşlanmıyorum, Majesteleri.
I don't like him, Your Majesty.
Ondan hoşlanmıyorum.
I don't like him.
Ben de ondan hoşlanmıyorum. Ama işlerimizi bozacağını sanmam.
I don't like him around, but I don't see how he can gum our game.
- Sadece ondan hoşlanmıyorum.
- Well, I don't like him.
- Ondan hoşlanmıyorum.
- I don't like him.
Ondan hoşlanmıyorum.
I detest him.
- Ondan hoşlanmıyorum.
I don't like him. That's because you don't know him well.
Ama artık ondan hoşlanmıyorum.
But I don't like him anymore.
Ondan hoşlanmıyorum.
I don't think I like him.
Sen hastasın. Ondan hoşlanmıyorum.
I don't like that.
- Ondan hoşlanmıyorum.
I don't like him.
- Ben ondan hoşlanmıyorum.
- I don't like him.
Hala, ondan hoşlanmıyorum.
I still don't like it.
Ondan hoşlanmıyorum, hepsi bu.
I just don't like him.
Ondan hoşlanmıyorum.
Oh, I don't like him.
Ondan hoşlanmıyorum işte.
I just don't like him.
Bende ondan hoşlanmıyorum.
I don't like him either.
Peter da arkadaşımız ama ondan hoşlanmıyorum, o yüzden onunla gitmedim.
Peter's another friend. Only I don't like him, so I didn't go with him.
Ondan hoşlanmıyorum ve onunla gitmeyeceğim!
I don't like him and I won't go with him!
Ondan hoşlanmıyorum.
I don't love him.
Ondan hoşlanmıyorum.
Not bad, eh? I don't like her!
Ama ondan hoşlanmıyorum.
But I don't like her.
Ve hayır, ondan hoşlanmıyorum.
And no, I don't like him.
Sadece ondan hoşlanmıyorum.
I just don't like him.
Aslında ondan hoşlanmıyorum.
And I really don't like him.
Ondan hoşlanmıyorum.
I just don't like him.
Bana onu andırıyorsun ve ondan hoşlanmıyorum.
You remind me of him. And I don't like him.
Bizi Kertenkelelere sattı ve ondan hoşlanmıyorum.
He sold us out to the lizards, and I don't like him.
- Hayır, artık ondan hoşlanmıyorum.
- No, him I like.
Anthony! Zaten ondan hoşlanmıyorum.
I don't like him at all.
Ondan hoşlanmıyorum.
I don't like her, Marty.
Ondan hoşlanmıyorum.
I do not like.
Ondan hoşlanmıyorum.
i don't like him.
Ondan hoşlanmıyorum.
Well... I don't like him!
- Ondan hiç hoşlanmıyorum.
- I don't like him.
Ondan hiç hoşlanmıyorum.
I just don't like him.
Senden hoşlanmıyorum, ondan da, sizden çift olarak da hoşlanmıyorum.
I don't like you, I don't like her, and I don't like the both of you together.
Ondan hiç hoşlanmıyorum.
I don't like him much either.
Ondan hiçbir şekilde hoşlanmıyorum.
I don't think I like any part of him.
Ondan hoşlanmıyorum :
I don't like that :
Ondan hiç hoşlanmıyorum!
Never to the likes of him!
Ondan kesinlikle hoşlanmıyorum.
I sure don't like him.
Ondan hiç hoşlanmıyorum!
I don't like that guy
Ondan ben de hoşlanmıyorum.
I don't like him either.
Hayatım, ondan hoşlanmıyorum.
Honey, I don't like him.
"Ondan ilk gördüğün andan beri hoşlanmıyorum."
"I have disliked her from the first moment of seeing her."
Ondan hoşlanıyorum ve o benden hoşlanmıyor.
I like him a real lot, and he doesn't like me. Okay?
Ondan hiç hoşlanmıyorum.
I don't like her at all.
hoşlanmıyorum 33
ondan 152
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan 152
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19