English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Onu bulacaksın

Onu bulacaksın translate English

437 parallel translation
Onu bulacaksın!
You will find him!
Onu bulacaksın.
You'll find her.
Polis karakolunda onu bulacaksın.
You'll find her at the police station.
Onu bulacaksın.
You'll find it.
Pek çok deneyimli tırmanıcılar orada yaşamlarını yitirmişlerdir. Onu bulacaksın, değil mi?
Mrs. Ballister, the Schwarzhorn is one of the most dangerous ascents in the world.
Onu bulacaksınız ve kim olursa olsun... sonu korkunç olacak.
You shall obtain it, and whoever the murderer may prove... it will be terrible.
Onu bulacaksın.
You'll find him.
Sana verdiğim adreste onu bulacaksın.
You'll find him at the address I gave you.
Onu bulacaksın.
You'll be able to find her.
- Bu koşullarda, eyer hala canlıysa onu bulacaksınız.
With those conditions, if she's still alive, you'll find her.
Madem buraya geldin, onu bulacaksın, değil mi?
Now that you're here, you'll find him, won't you?
Sen de onu bulacaksın.
You'll get her back.
Henüz adımız yazmıyor ama onu bulacaksın.
There's no sign over it yet, but you'll find it.
- Onu bulacaksın.
- You'll get her.
Eminim onu çok ilginç.. ... bulacaksınız.
I'm sure you will find it most... interesting.
Onu çok daha rahat bulacaksınız.
I think you'll find it more comfortable.
Onu buraya bir yere saklanmış bulacaksınız.
You've got him hidden in there somewhere.
Onu laboratuarda bulacaksın. Conover'ı da.
You'll find him the laboratory.
- Onu bir hayli yumuşamış bulacaksınız.
I think you'll find him quite forgiving.
Onu da ötekiler gibi bulacaksınız, bir ceset.
You'll find him like the others, a corpse.
Onu çekici bulacaksın.
You'll find her charming.
Onu elde etmenin bir yolunu bulacaksın.
I think a way to get it.
Aç onu, bir çanta bulacaksın, al ve buraya getir.
Open it. You'll find a bag, bring it here.
Büyük ihtimalle onu doğu yolu üzerinde bulacaksın.
You'll likely find him on the east road.
Onu bıraktığım oturma odasında bulacaksınız.
You'll find him in the morning room where I left him waiting.
Onu çok gerekli bulacaksın, sevgilim.
You'll find it quite essential, my dear.
Bence onu olgunlaşmış bulacaksın.
HE'S MUCH OLDER NOW. I THINK YOU'LL F IN D THAT HE'S MELLOWED.
Sanırım onu otelde seni beklerken bulacaksın.
I think you'll find him waiting for you in your hotel.
- Muhtemelen onu evde bulacaksınız.
- You'll probably find him at home.
Ben onu gizlemeye çalışırken siz bulacaksınız.
Try to find it while I try to hide it.
Onu sen bulacaksın.
That's your job.
- Onu nasıl bulacaksın?
No. - Then how will you find it?
Onu nasıl bulacaksın?
How you gonna find him?
Onu evinde bulacaksın.
You'll find him home.
- Onu nasıl bulacaksınız?
But how are you going to find him?
Eğer onu nerede arayacağınızı biliyorsanız, bulacaksınız.
If you know where to look for it, you will fiind it.
Onu benim için bulacaksın.
You're going to find her for me.
Onu nasıl bulacaksın?
How are you going to find it?
Onu çok değişmiş bulacaksınız.
He will have changed a lot.
Aşağıda. Onu aşağıda bulacaksınız.
It's down there!
Nasıl bulacaksın onu?
How will you find her?
Onu istediğiniz yerde bulacaksınız
You'll find him where you want him
Ve eminim onu çok yararlı bulacaksınız.
And I'm sure you will find it most helpful.
Onu birinci mevkide bulacaksınız.
You'll find him in a first-class compartment.
Söz veriyorum, onu siz bulacaksınız.
You will find it, I promise you.
Mona şekerden yapılmış beyaz bir dağ. Onu kurtların peşinde bulacaksınız.
The Mouna is a white mountain of sugar, a forest where wolves pass by.
¤ Anne orada, Pafnucio. Onu arayıp, bulacaksın.
¤ There is the mother, Pafnucio.
Onu nereden bulacaksın?
How would you get it?
Onu bulacaksın!
- You will find it.
Söylediğim gibi, Vahiy kitabında bulacaksın onu.
You will find it in the Book of Revelation, as I told you.
Bence onu orada bulacaksın.
My guess is you're gonna find him there.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]