Onu görmeliyim translate English
406 parallel translation
- Onu görmeliyim.
- Please, I need to see her.
Onu görmeliyim.
I must see him.
Gitmeden önce onu görmeliyim.
I must see him before he goes.
- Lütfen, onu görmeliyim.
- Please, I must see him.
Onu görmeliyim.
I've got to see him.
Corny, dinle, onu görmeliyim.
Corny, listen, I've got to see him.
- Onu görmeliyim.
I've got to see him.
Gitmeden onu görmeliyim.
I would like to see her.
- Onu görmeliyim.
- I must see her.
- Onu görmeliyim.
- I've gotta see him.
Hayal görmediğimden emin olmak için gidip onu görmeliyim.
I've got to go find her and make sure I wasn't dreaming.
- Onu görmeliyim.
- I want to see her.
Onu görmeliyim.
Just see him.
- Onu görmeliyim.
- I've got to see him.
Onu görmeliyim.
See him, I have to.
- Onu görmeliyim. - Buradan gitmelisiniz, lütfen.
- You must go away, please.
- Mecburum. - Onu görmeliyim.
- I've gotta see him.
Fakat bir kez daha onu görmeliyim.
But I must see him once again
Onu görmeliyim, Bir an için bile olsa onu görmeliyim.
I must see him, even a glimpse of him
Kardeşimin hastalığı kötüye gidiyor, onu görmeliyim.
My brother's illness is worse, and I must see him.
Onu görmeliyim.
Got to see him.
Quinlan bir iz bulmuş, onu görmeliyim.
Quinlan has a lead. I must meet him.
- Hayır. Onu görmeliyim.
- No, I must see him
Onu görmeliyim.
I must see her.
Onu görmeliyim.
I must see him
Gitmeden bu gece onu görmeliyim.
I've got to see him tonight before I go.
Onu görmeliyim.
It's important.
Özel bir sebepten dolayı onu görmeliyim.
There's a particular reason why I must see him.
Onu görmeliyim. Biraz dinlenmen gerektiğini düşünmüyor musun?
Well, I've got to see her Doctor, uh, don't you think you oughta rest awhile?
Onu görmeliyim.
I'm going to see her.
Belki de gidip onu görmeliyim.
Perhaps I should go up and see her.
Gitmeden önce onu görmeliyim.
Let's have a drink and talk this out. I haven't got time.
Onu görmeliyim.
I'd like to see him.
" Onu tekrar görmeliyim!
" I have to meet her!
- Onu görmeliyim.
Well, let me see her.
Gitmeden önce görmeliyim onu.
I must see him before he goes.
- Penny nerede? Onu görmeliyim.
Where's Penny?
- Onu tekrar görmeliyim.
- I must see her again.
Onu tekrar görmeliyim.
I must see her again.
Onu görmeliyim.
I must see him. Oh, dear.
Onu hemen görmeliyim.
I'm must see him at once.
Ama gitmeden önce onu mutlaka görmeliyim.
But I must see her before I go.
- Onu derhâl görmeliyim.
- I gotta see her right away.
Onu önemli birşey için görmeliyim, sonra gideceğim.
I got something important to see her about, and then I'll clear out.
Onu mutlaka görmeliyim.
It's extremely important that I see him.
Onu bu mektupla ilgili görmeliyim.
I must see him about this letter.
Onu mutlaka görmeliyim.
I must see him.
Onu şahsen görmeliyim.
I must see him personally.
Onu bugün saat üçte görmeliyim.
I want to see him today at three.
Sokağa çıkma yasağından önce onu görmeliyim.
I must see him before curfew.
- Onu mutlaka görmeliyim.
3? Oh, that I gotta see.
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35