English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Onu görüyorum

Onu görüyorum translate English

1,315 parallel translation
Onu görüyorum.
See it.
Ne zaman gözlerimi kapatsam onu görüyorum.
Every time I close my eyes, I see it.
Şimdi de her yerde onu görüyorum.
Now I'm seeing her everywhere.
Onu görüyorum.
Boy : Visual contact.
- Onu görüyorum.
- I see her.
Evet, onu görüyorum Rygel.
Yes, I see her Rygel.
- Dün karşılaştık. Ve camdan da onu görüyorum.
Well, we ran into her yesterday, and I can see her through the window.
Gittiğim her yerde onu görüyorum.
He's alive. Everywhere I go, I see him.
- Ben de onu görüyorum.
- That's what I'm seeing, too.
Evet, onu görüyorum.
Yeah, I can see that.
Onu görüyorum biliyor musun?
I see her, you know?
Onu görüyorum, evlat.
I see it, child.
Ah, evet.Onu görüyorum.
Ah, yes, I see her.
Onu görüyorum ve tekrar başlıyor.
I see him and it starts over.
Evet, onu görüyorum.
Yeah.
- Merkez Kamp, onu görüyorum.
- Base camp, I've got a visual.
- Merkez Kamp, onu görüyorum. - Kararını ver!
Base camp, I've got a visual.
Onu görüyorum.
I see her.
Onu görüyorum. 800.000 kilometre.
I see him. 800,000 kilometres.
Bense, onu aynı anda iki ayağın önünde görüyorum.
But I see him by two posts at the same time.
Onu değiştirdiğini görüyorum.
I see you've changed him
Buraya geldiğinden beri onu düşündüğünü görüyorum.
I've seen the way he looks at you when you come in here.
- Onu hâlâ görüyorum.
- I still see him.
Onu görüyorum.
- I see her!
- Onu görüyorum!
I see her!
Ben onu babamın ortaokul mezuniyetimi kaçırmasındaki bir mazereti olarak görüyorum.
I think of him as my dad's excuse for missing my elementary-school graduation.
Ne açıdan? Onu her gün görüyorum.
Look, I see her every day.
Onu otururken görüyorum, o tembel, miskin, aylak porselen toplumuna hiç katkıda bulunmadan başkalarının kakasıyla besleniyor!
I've seen it sitting in there, lazy, slothful porcelain layabout feeding on other people's doo-doos while contributing nothing to society!
- Onu öyle görüyorum.
' It was attitudinal. I said,'I'm not taking AP Calculus from Henemen.
- Bazen Vons'ta görüyorum onu.
- Sometimes I see him at the Vons.
Mart ayının bitmez tükenmez bir Perşembe öğleden sonrası olarak görüyorum onu ölü yapraklar...
I see it as a perpetual rainy Thursday afternoon in March... dead leaves....
Onu net görüyorum.
I got a good look.
Onu sık sık rüyalarımda görüyorum.
I often dream of it.
Bir içki içtiğinizi görüyorum ama onu bitirince size bir tane daha alabilirim.
I see that you have a drink but I could get you another when you're through with that one.
- Ve onu bu sabaha kadar tanımıyordum..? Mutluluk görüyorum, hayaller çiçekler, ormanlar, avlar görüyorum. - Aynen öyle.
- Didn't know this morning?
Onu sadece haftada bir kez teftiş kurslarında görüyorum, ve artık çemberin dışında gibi de değilim.
I only see him, like, once a week in our survey course, so it's not like I'm in the inner circle anymore.
- Görüyorum onu!
- I see it! - Me too!
çünkü, onu B.B. ile takılırken düşündüğümde, o ışığın daha da söndüğünü görüyorum.
'Cause when I think of him hanging out with B.B., it's like I can watch that light get dimmer and dimmer.
Bazen onu etrafta görüyorum.
I see him around sometimes.
Her pazar toplanıldığında görüyorum onu.
I see him at the meet every Sunday.
Ben uçuyorum çünkü her şeyi görüyorum bacağımın arasından dumanlar yükseliyor, ve ben onu içime çekemiyorum. tama mı - devam mı?
Now I'm freaking out because all I can see is smoke drifting up from between my legs, and I cannot inhale it. Okey-dokey?
Söylediğim, bizim yatak odamızda o etkiyi pek yaratmadığını söyleyebilirim.Onu zor görüyorum.
I was saying, it's not had that effect in our bedroom, I can tell ya. Hardly see her.
ama bu kız beni çıldırttı onu her yerde görüyorum ona bakıyorum yüzü gözümden gitmiyor
"But that girl has driven me crazy" "Everywhere I look, I think I see her..." "it's her face my eyes see all the time"
– Seni her gün görüyorum, ama onu... o çok tatlı.
- I see you everyday... He's so cute...
Onu ilk kez görüyorum.
It's the first time I see it too.
Onu ben de görüyorum. Ama niye defterin arasına koydun?
But why have you kept it in a book?
Şirketi tüm toplum içinde bir bulmacanın parçası olarak görüyorum ki onu kaldırırsan resim eksik kalır.
I see the corporation as part of a jigsaw in society as a whole which if you remove it the picture's incomplete.
Çok net görüyorum, çünkü onu kimin öldürdüğünü de biliyorum.
I see it quite clearly, because I know very well who killed him.
Bazen onu açıyorum ve içinde tüm o görüntülerin dansedişini görüyorum...
Sometimes I open it and I see all these images dancing inside it- -
Onu hep görüyorum.
I see her all the time.
Her gün tanımadığım insanlar görüyorum. Ama Lockwood'u çok görürdüm ve onu tanıma şansım oldu.
Every day I see people I don't know, but I saw a lot of Lockwood, and I did get to know him.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]