Onu öldüremezsin translate English
168 parallel translation
O zaman onu öldüremezsin.
Then you can't kill him.
Onu öldüremezsin
You can't kill him.
Onu öldüremezsin.
You can't kill him.
Onu öldüremezsin oğlum.
You'll never kill him, boy.
Onu öldüremezsin!
You can't kill him!
Onu öldüremezsin!
You didn't have the right!
Onu öldüremezsin?
How could you kill her?
Onu öldüremezsin.
And you're not going to kill him.
Onu öldüremezsin, o bana ait!
You can't kill him, he belongs to me!
2inci kardeş yasak aşkımızı bilseydi... onu öldüremezsin
If 2nd Brother knows of our affair... You cannot kill him.
Onu öldüremezsin
You can't kill her
Onu öldüremezsin!
Not her!
Onu öldüremezsin
You can never defeat him
Onu öldüremezsin!
You can't kill her!
- Ama onu öldüremezsin.
- But you can't kill him.
Onu öldüremezsin, Max!
You can't just kill him, Max!
Onu öldüremezsin.
Can't kill him.
- Onu öldüremezsin.
- You can't kill him.
Onu öldüremezsin.
Look, Xena, you can't kill her!
Onu öldüremezsin.
- You can't kill her!
Onu öldüremezsin
- You're not gonna kill her.
Ares'in bilmecesinin bir kısmını çözdün ama onu öldüremezsin, Gabrielle.
You've figured out part of Ares'riddle, but you can't kill her, Gabrielle.
Sanırım onu öldürdük Onu öldüremezsin, hamamböceği gibidir.
- I think we just killed him. - You can't! He's like a cockroach.
Beni öldürmeden onu öldüremezsin.
You did not kill me you will not kill him.
Şimdi onu öldüremezsin de.
And you can't kill him now.
Sen, onu öldüremezsin.
You cannot kill him
Otobüste kimse yok, ayrıca onu öldüremezsin.
There's no one on the bus, and you can't kill it.
- Hayır, onu öldüremezsin.
- No, you can't kill him.
Onu öldüremezsin. Bu yüzden o salakça fikrinden vazgeç ve saçınla oynamayı da bırak.
You can't just kill her, so don't get any silly ideas and stop playing with your hair.
Onu öldüremezsin. - Sınav mı?
You're gonna have to make your bones on somebody else.
Onu öldüremezsin, o zaten ölü.
You can't kill what's already dead.
Sen onu öldüremezsin, Ben öldüreceğim "
You will not kill him, I'II kill him "
- Onu öldüremezsin.
- You can't kill her. - Why not?
Benim gibi sen de onu öldüremezsin.
Like me, you will not be able to kill him
Onu öldüremezsin ve yaralayamazsın.
You can't kill it and you can't hurt it.
Onu bu yüzden öldüremezsin.
You can't shoot him for that.
Onu kendi evinde öldüremezsin.
you can't make the kill at his house.
Onu tek başına kılıçla öldüremezsin.
You can't kill him by sword alone
- Onu bir parça kumaş için öldüremezsin.
You can't kill him for a piece of cloth!
üzgünüm, ama onu sen öldüremezsin hua mu juet hua mu juet
Sorry, you can't kill him Hua Mu Juet Hua Mu Juet
Hayır, onu sende öldüremezsin.
No, you can't kill him either.
Onu tamamen öldüremezsin.
You don't kill it outright.
- Onu sen öldüremezsin.
- You won't kill her.
Bence onu o kadar kolay öldüremezsin.
You can't kill him off so easily.
- Onu sanki bir tür hayvanmış gibi öldüremezsin!
You can't just kill him like he was some sort of animal!
Onu gözünü kırpmadan öldüremezsin!
You can't kill him in cold blood!
Onu öyle öldüremezsin! Tut onu!
You can't finish him that way!
O zaten bizimle değil artık. Öyle öldüremezsin onu.
( He's already no longer with us )
Onu öldüremezsin.
You can't kill me.
Bir emri ya da onu ileten telgrafı... ya da bu işi yaparak maaş alan insanların tümünü... öldüremezsin.
You can't murder an order or the telegraph that transmitted it or those that are content to put food on the table simply by being its instruments.
Öldüremezsin onu, artık ölü olduğu için.
You can't kill what's already dead.
onu özledim 21
onu öptüm 18
onu özlüyorum 59
onu öldür 51
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldürdün 172
onu öldüreceğim 271
onu özlüyor musun 19
onu öptün mü 17
onu öptüm 18
onu özlüyorum 59
onu öldür 51
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldürdün 172
onu öldüreceğim 271
onu özlüyor musun 19
onu öptün mü 17