Onun suçu değildi translate English
190 parallel translation
Onun suçu değildi!
It wasn't his fault!
Onun suçu değildi.
Wasn't her fault.
- Bu onun suçu değildi efendim.
Wasn't his fault.
- Onun suçu değildi.
- It wasn't her fault.
Onun suçu değildi.
It wasn't his fault.
- Onun suçu değildi!
It wasn't his fault!
- Bu onun suçu değildi..
- Wasn't his fault, though.
Havai fişekleri kimsenin almaması onun suçu değildi.
Not his fault nobody buy the fireworks.
Eşiniz... Şey, bu şekilde ölmesi onun suçu değildi.
Your husband, he was well, it wasn't his fault the way he died.
Bu onun suçu değildi.
It's not his fault.
Onun suçu değildi.
It's not his fault.
Onun suçu değildi.
None of his business.
- Onun suçu değildi.
- Mr. Fischer. - It was not her fault.
Bu onun suçu değildi.
That wasn't his fault.
Bu onun suçu değildi.
It wasn't his fault.
Onun suçu değildi.
It wasn't her fault.
Kaza onun suçu değildi. Benim suçumdu.
I just wanted to say that that accident wasn't his fault.
- Onun suçu değildi!
- But it wasn't his fault!
Onun suçu değildi.
- It was not her fault.
Ama onun suçu değildi.
But it wasn't her fault.
Onun suçu değildi!
It's not his fault!
Joey'nin haline üzülüyorsan, onun suçu değildi, tamam mı?
If you're worried about Joey, it wasn't his fault, okay?
Onun suçu değildi.
No, it wasn't her fault.
Onun suçu değildi.
That wasn't his fault.
Bu onun suçu değildi. Kararım kesindir.
My decision is final.
Kayanın parçalanması nasıl suyun suçu değilse... olanlar da onun suçu değildi.
It was no more her fault than it is the fault of the water... when the rock shatters.
Suçu Mary'nin üzerine attım ama onun suçu değildi.
I blamed it all on Mary and it wasn't even her fault.
Um, Onun suçu değildi, benim fikrimdi.
Um, don't blame him, it was my idea.
Hepsi onun suçu değildi.
It wasn't all his fault.
Başına gelen şey onun suçu değildi.
Something happened to him that wasn't his fault.
Taşınmak zorunda olmamız onun suçu değildi.
It is not his fault that we had to move.
- Sadece onun suçu değildi.
- It wasn't just her.
- Bu onun suçu değildi, benim suçumdu!
- It's not his fault, it's my fault!
- Onun suçu değildi.
- It wasn't his fault.
Cynthia'daki belsoğukluğu tecavüz yüzünden varsa demek ki onun suçu değildi.
If Cynthia got gonorrhea from being raped, then it wasn't her fault.
Onun suçu değildi ama.
Mom, it was not his fault, though.
- Bu onun suçu değildi.
- It wasn't even his fault.
Bu tamamen onun suçu değildi.
It wasn't entirely his fault.
Evan, bu onun suçu değildi.
- Evan, it's not his fault.
Onun suçu değildi.
That wasn't entirely his fault.
Onun suçu değildi.
It's not her fault.
Onun suçu değildi?
- It wasn't her fault?
Bu onun suçu değildi.
It wasn't her fault.
Onun suçu değildi.
It wasn't his fault. He had nothing to do with it.
- Onun suçu değildi.
It wasn't his fault.
Onun suçu değildi, bundan kaçamazdı.
He couldn't get away with it, y'know. It was him.
- Evet, onun suçu değildi.
- Yeah, lt it wasn't his fucking fault.
- Hayır. Arabayı o kullanıyordu ama onun suçu değildi.
No, he was driving the car, but it wasn't his fault.
Olanlar onun suçu değildi.
What happened wasn't his fault.
- Nick, onun suçu değildi.
Nick this wasn't his fault
O beni bu olaya bulaştırdığı için hep kendini suçlardı, ama bu onun suçu değildi.
He always felt so guilty about dragging me into that, but it wasn't his fault.
onun suçu 17
onun suçu değil 25
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun suçu değil 25
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun gibi 58
onun için endişeleniyorum 35
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun gibi 58
onun için endişeleniyorum 35