English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Onunla konuşmalısın

Onunla konuşmalısın translate English

708 parallel translation
Onunla konuşmalısın.
I wish you'd talk to him.
Bununla yüzleşip onunla konuşmalısın.
You've got to face it and talk to her.
Stanley, bu iş daha fazla ciddiye binmeden onunla konuşmalısın.
You've got to talk with him before this goes any farther.
Bence onunla konuşmalısın.
I think I'll have a talk with him.
Şimdi, haydi yukarıya geri dönelim. onunla konuşmalısın çünkü gitmek istiyor.
Now, let's go back upstairs. You've got to talk to him because he wants to leave.
Ne diyebilirim ki? Bence gidip onu görmeli ve onunla konuşmalısın.
I think you should go and see him, talk to him.
Bir randevu ayarlayıp onunla konuşmalısın.
You should fix a formal appointment saying you only want to...
O halde onunla konuşmalısın.
Then you've got to talk to him.
Johnny... Bu çayı ona vereceğim, sonra onunla konuşmalısın.
Johnny, I'll give her this tea, then you've got to talk to her.
Oturup onunla konuşmalısın. Yapması gerekeni düşünmelisiniz.
You've gotta sit down with him, talk to him think together what he should do.
Onunla konuşmalısın.
You've gotta talk to her.
Lev, onunla konuşmalısın.
Lev, maybe we should talk to him.
Önce onunla konuşmalısın.
You must talk to herfirst.
Onunla konuşmalısınız.
I need to talk to her.
Sen gidip onunla konuşmalısın.
You should go and talk to her.
Onunla konuşmalısın.
You've got to talk to him.
Onunla konuşmalısın!
You got to talk him down!
Onunla konuşmalısın.
You must speak to him.
- Ne olmuş yani? Bence onunla konuşmalısın.
I think you should talk to him.
Onunla konuşmalısınız.
You should talk to him.
Onunla konuşmalısınız.
You ought to speak with her.
Okul kapanmadan onunla konuşmalısın, baba.
You gotta talk to him. Dad, before they close the school.
Onunla konuşmalısın.
You gotta talk to him.
Okuldaki ismi neydi? Onunla konuşmalısın.
You ought to talk to him.
- Tekrar kendine gelince, onunla konuşmalısınız.
When he comes to, maybe you should talk to him.
Onunla konuşmalısın.
You should talk to him.
Bana vekaletname vermeyi onunla konuşmalısınız.
If you could ask her to give me the authorisation.
MRI'yı çekeceğiz, sonra da onunla konuşmalısınız.
We'll do the MRI, and then I think you should talk with her.
Onunla konuşmalısın.
You have to talk to her.
Onunla konuşmalısın.
He's a tough old nut, your dad.
Onunla konuşmalısın.
You'll have to talk to him.
Bence onunla konuşmalısın.
Al, I think you better talk to him.
Belki de onunla konuşmalısın.
Maybe you should talk to her.
- Belki onunla konuşmalısın.
Perhaps you should speak with her. I'll do that.
Onunla konuşmalısın.
You gotta say something.
Belki kocası yokken onunla konuşmalısın.
Talk to her when her husband isn't around.
Onunla mutlaka konuşmalısın ve iki-üç ay izin almalısın.
I certainly think you should talk to him and get two or three months off.
Gidip onunla konuşmalısın.
Well, you got to expect that in cattle country.
Bayan Kalomi ile elbette ilgileniyorsun, ama o hâlâ polenin etkisindeyken onunla konuşmalı mısın?
Miss Kalomi is strictly your concern, but should you talk to her while she's still under the influence of the spores?
- Onunla başbaşa konuşmalısın.
You'll have to talk to her alone. How?
Onunla bir konuşmalısın bence.
You ought to have a chat with him.
Belki de onunla kendin konuşmalısın Frank.
Maybe you should tell him yourself, Frank.
Onunla yeniden konuşmalısın.
You've got to speak to him
Rahibe Marta, onunla görüşmem için elinizden ne geliyorsa yapmalısınız. Mutlaka onunla konuşmalıyım.
Sister Marta, please do your best so I can meet him speak to him.
Şimdi onunla kendin konuşmalısın.
You have to be you talking to him.
Bence onunla bir konuşmalısın.
YOU OUGHT TO TALK TO HIM.
Dinle, onunla bilgisayar dilinde konuşmalısın.
Listen, you gotta talk computer to him.
Onunla konuşmalısın Clay. "
Talk to him, Clay.
Onunla hemen konuşmalısınız.
You must speak to her at once.
- Belki konuşmalısın çünkü Bayonne'da onunla konuşan son beş kişiden birisin.
- Maybe you should... because you're one of the last five people in Bayonne that can.
Onunla hakikaten konuşmalısın.
You should really talk to her.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]