Orada değil mi translate English
1,541 parallel translation
- Her şey orada değil mi?
- So it's all in there, right?
Orada ciddi Stepford Kadınları vardı, haberin var, değil mi?
there are some serious stepford wives vibes going on there, you know that, right?
Orada ciddi Stepford Kadınları vardı, haberin var, değil mi?
There's some serious Stepford Wives vibes going on there. You know that, right?
Ama orada sakatlanmadın değil mi Doug?
But that's not where you got your injury, is it, Doug?
Daha önce orada bulundun, değil mi?
You had been there before, hadn't you?
Orada bir şey saklamıyorsun değil mi dostum?
You ain't packing iron there, are you, fella?
Benim bellek geri gelene kadar orada asılı gerekiyor sanırım, değil mi?
I guess I have to hang in there till my memory comes back, huh?
Ama beni isteseydi, orada alırdı, değil mi?
But if he really wanted me, he could have taken me right then and there, right?
Orada akrabaların var değil mi?
You have family there, right?
Onu daha önce gönderdiğin, davranışlara çeki düzen veren kamp gibi bir yere. Orada düzelmişti, değil mi?
That placeyou sent him to- - that behavioralmodification camp- - he got counseling there, right?
Ama sen orada olmayacaksın, değil mi?
But you won't be there, will you?
Anne son kez soyluyorum, orada kimsye bira servisi yapilmiyor, sadece sana degil, tamam mi?
Mom, for the last time, they don't serve beer to anyone there. It's not just you, okay?
Aslında biliyorum belli olmuyor ama biliyorum ki orada var ve hiç kadınsı değil, değil mi?
It's not very noticeable, I know, but I know it's there and it's not very ladylike, is it?
- Orada her ne varsa, çamaşırların bitmesine yardımı olmayacak, değil mi?
- Well, whatever it is, it's not going to help get this laundry done, now is it?
Orada bir sürü insan olacak değil mi?
I'll be letting a lot of people down if I did that, wouldn't I?
Orada bir şey olmadı, değil mi, Gregg?
That wasn't really a time, was it, Gregg?
Onu orada buldun değil mi?
That's where you found it, isn't it?
Pekala, bir dazlağın orada dikilmesini istemezsin, değil mi?
Well, you wouldn't want a skinhead standing up there, right?
İşte orada. Daraltamıyoruz değil mi?
We're not narrowing it down, though, are we?
Orada kullanılan, basit bir çokgen, değil mi?
That would assume a simple polygon, wouldn't it?
Peki orada duran adamın aracı değil mi?
Well, that looks like his van there.
Hey, Ryan, Trey orada değildir, değil mi?
Hey, Ryan, you don't think Trey'll be there, do you?
Orada, teröristlere ne yaptıklarını biliyorsun, değil mi?
You know what they do to terrorists, don't you?
Her şey orada yapılacak değil mi?
I mean, that's where this whole thing is happening, isn't it?
- Orada olduğunu biliyordun, değil mi?
- You knew he was there, didn't you?
Halk desteği rica etme bahanesiyle beni orada yüceltikten sonra altımı oymayacaksın değil mi?
Getting me up there under the pretext of soliciting public support and then undermining me?
Wraith ona orada fiziksel olarak zarar veremez değil mi?
The Wraith cannot physically harm him in there, can it?
Bunlardan daha çoğu orada olmalı. Değil mi?
Provided you got more of these laying around there.
Orada bir yerde değil mi?
It's out there, isn't it?
Orada, değil mi?
It's out there, isn't it?
Orada ikinizin de bilgisayarı var, değil mi?
Well, you both have computers right here. That's right, sir.
Sen de orada olacaksın, değil mi?
You'll be there, right?
Gölgen beni orada bekliyor, değil mi?
Your shadow is waiting there, isn't it?
Orada da bir su kabilesi var, değil mi?
What about the North Pole? There's another Water Tribe up there, right?
Kouga'nın varisi de orada olacakmış değil mi...?
huh...
Sen bir kez orada bulunmuştun değil mi, Kurosaki-san?
You ran through it once. Remember?
Sonuçta orada bir tane rahip yoktur, öyle değil mi?
In any case, the local priests are so numerous, aren't they?
Evet ama satılıncaya kadar orada kalabilirim, değil mi?
Okay, but until it is... I can stay there, can't I?
Orada olmadığım için başımın derde girmeyeceğini sanıyordunuz değil mi?
Now you would think that because I wasn't there, I wouldn't be in trouble, right?
Onları orada fena çalıştırıyorlar sanırım, değil mi?
Wow, they really crank them out down there, don't they?
Evet, şu an kendini orada hissettin, değil mi tatlım?
Yeah, you fell right in there, didn't you, sweetheart?
Demek orada bir yerde hâlâ biraz aşk var, değil mi?
This just means that somewhere there is a little love left... Right?
Sence orada olmayışım iyi birşey, değil mi?
It's a good thing I wasn't there, don't you think?
Orada çalıştığını söylemiştin değil mi?
You said you work here, right?
Peki ya orada saldırı köpekleri eğitiyorlarsa? Değil mi?
What if they were actually training attack dogs, right?
Zenciler orada takılıyorlardı, değil mi?
That's where the niggers stay at, right?
Sen orada yoktun, değil mi?
You didn't see where you are, did you?
Orada yalnız değilsin, değil mi?
You're not alone there, are you?
Orada kimse yok değil mi?
There is no one in there, right?
Ruhban sınıfından iyi üye de orada, değil mi?
These two members of the clergy are there too, right?
Orada mutlu yaşardın, değil mi?
Would that leave him / it lively, not?
orada değil 122
orada değildim 51
orada değildin 19
orada değildi 46
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
orada değildim 51
orada değildin 19
orada değildi 46
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17