Orada kal translate English
4,550 parallel translation
Orada kal.
Hold it.
Kış aylarında akşam 17 : 00'den sabah 07 : 00'ye kadar orada kalıyorlardı.
And during the winter, that would be from 5 : 00 at night till 7 : 00 in the morning.
Müdürlerim geldiğinde orada kalırlar.
When my managers are in town, that's where they stay.
- Orada kal.
Stay there.
Orada kalın!
Stay there!
- Orada kal!
- Stay there!
Bir aydır orada kalıyormuş.
He's been staying there a month.
Sen de birkaç gün olmayacağına göre Harrison'la orada kalırız dedim.
I thought we'd go there, since you're on the next few days.
Orada kal.
Stay down.
Orada kalın. Sakin olun.
Okay, stay right there.
Otel bir serseri yatağıymış ve babası da bağımlıymış ve orada kalıyormuş.
Hotel's a flophouse, dad's a tweeker, and he crashes there.
Ve ne yaptığını enine boyuna düşünene kadar orada kal!
And stay there until you've thought about what you've done!
Gidin de birkaç gece orada kalın ve size Fransa'ya götürmeniz için külfetsiz bir tutsak vereceğim.
Go and rest up there for a couple of nights and I'll give you an easy prisoner to take back to France.
Hey, Vishwas. Orada kal.
Vishwasl Stay there.
Orada kal!
Stay there.
Orada kalın.
Stay there.
Miranda orada kalırkenki iki kayıt arasında uyuşmazlıklar var.
During Miranda's stay, there's a discrepancy between the records.
Orada kalın.
stay over there.
- O zaman... Ofisim orada kalıyor.
- Okay, so that's my office there.
Tekneyi alıp, denize açılıp birkaç gece orada kalırız diyordum.
I was thinking we could take the boat, sail it out, stay a couple nights...
Orada kal Cruz.
Stay put, Cruz.
Orada kal. Kımıldama!
Stay there.
Ama orada kalırsa...
But I can't just leave him!
Lübnanlı kızlar hemen üçüncü aşamaya geçer ve orada kalırlar mı?
Lebanese girls sprint to third base and then stay there?
Orada kal.
Stay back. Stay back.
Orada kal.
Stay there!
İki haftadır orada kalıyormuş.
He's been staying there the past couple weeks.
Orada kal ve telefon bekle.
You hole up there and you wait to be contacted.
Leo, güvenli bir yer bul ve orada kal!
Leo, find somewhere safe and you stay there.
Siz orada kalın!
You stay there.
Ama Odin işi yatacaktır. İkinci seçenek, orada kalırsın, hem adamı kendin kurtarırsın hem de Odin'in davasını kurtarmış olursun.
Option number two, you can choose to stay under, save this guy's life yourself, as well as the case against Odin.
Unutmayın beyler, internete koyduğunuz her şey, ömür boyu orada kalır.
Remember, guys, everything you put on the internet stays there forever.
Amerikalı bir general de orada kalıyormuş.
Thing is, there was an American general billeted there.
- Arkama geç. Orada kal!
Stay behind me!
Sen orada kal.
Stay there.
Orada kalın!
Hold it right there!
Doğru olan orada kalıp sorunların çözülmesine yardım etmek.
It's better to stay put and helfix those problems.
Hayır, hayır, kal orada.
No, no, stay there.
Orada grup seks olduğunu söyleyen tek tanık sabıkalı bir suçlu.
The only witness who said that it was an orgy is a convicted felon.
Orada Kızılderili kalıntıları olan şahane bir müze olduğunu biliyorsun değil mi?
You know, you have a terrific little museum there with wonderful Native American artifacts, yes?
Kal orada.
Stay down.
Bekle, kal orada.
Just wait right there, wait right there.
Kal, orada bir yerde onu durdurmaya çalışıyor.
Kal's out there trying to stop him.
Ya bu cinayeti itiraf eder, burada kalırsın ya da seni Lahey'e sınırdışı eder, insanlığa karşı işlenmiş 17 suçtan hüküm giymiş biri olarak orada kendini kurtarmak zorunda kalırsın.
You either confess to this murder, and you're tried here or we deport you back to The Hague, where you have to answer to 17 counts of crimes against humanity for which you've already been indicted.
- Kal orada.
- Stay.
Bir süre kalırım orada.
I'm gonna be awhile.
- Orada kal!
Stay put!
Eğer kapatsaydı kadın günlerce orada öyle kalırdı.
If it wasn't open she could have lay in there for days before being discovered.
Mandlebrot A.Ş. şehir merkezinde bir çatı katı satın almış. - Sence Calvin orada mı kalıyor?
Mandlebrot Incorporated just bought a loft downtown.
Katili onu acımasızca dövmüş ve kalıntıları hala orada.
His killer beat him senseless, and the remnants are still there.
Bana kalırsa Dedektif Marelli orada çok mutlu olur.
I, uh, I believe detective marelli Will be very happy there.
kalk 1843
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17