Pekâlâ o zaman translate English
779 parallel translation
Pekâlâ o zaman.
All right, then.
Pekâlâ o zaman öyle yapın Bay Allnutt.
Well, do so, Mr. Allnut.
- Pekâlâ o zaman gidip, vakit geçirmeden Ludlow'a kimin gideceğini kararlaştıralım.
- Then be it so... and go we to determine who they shall be... that straight shall post to Ludlow.
- Pekâlâ o zaman.
- All right, then.
- Pekâlâ o zaman 8'de.
- All right, then, 8 : 00.
- Pekâlâ o zaman, iyi.
- All right, fine.
Pekâlâ o zaman.
That's all right.
Pekâlâ o zaman nerede?
Good thinking!
Pekâlâ o zaman.
Alright, then.
Pekâlâ o zaman.
Alright then.
Pekâlâ o zaman, bütün bu iltifatlardan sonra.
Well then, after all those compliments.
Pekâlâ o zaman, Ben 2 tane hamburger büyük boy patates kızartması istiyorum, bira olarak ne var?
Oh, well, I'll have a couple of burgers, large fries and, uh, what kind of beer you got?
Pekâlâ o zaman, maden istiyorsun.
All right, then, if you must.
Pekâlâ o zaman, ona el sallayacağım.
Okay then, I'll wave to her.
Pekâlâ o zaman.
Well, then.
Pekâlâ o zaman.
OK, then.
Pekâlâ o zaman.
Very well, then.
Gerçekten. - Pekâlâ o zaman.
Very well.
Pekâlâ, o zaman sen bir keşişsin.
All right, then, you're a hermit.
Pekâlâ o zaman!
Now, then!
Pekâlâ, öpüşelim o zaman.
All right, I'll kiss you.
Pekâlâ, gideriz o zaman.
All right, we'll go to hell.
Doğru. Pekâlâ, git o zaman.
Well, go ahead.
Pekâlâ, git o zaman, adamlarını topla.
Well, go muster men.
Pekâlâ, o zaman yapmayın.
Well, then don't.
Pekâlâ, o zaman.
All right, then.
Pekâlâ, sen yap o zaman.
All right, then you do it.
Pekâlâ, bu bahsi kapatalım o zaman.
Well, then, let's leave the chapter out.
- Pekâlâ, iyi şanslar o zaman.
- Well, good luck, then.
Pekâlâ, o zaman, onunla şahsen tanışmalıyım.
Very well, in that case, I will have to meet him myself.
Pekâlâ delikanlı, sadede gelelim o zaman.
All right, young man, suppose we get down to brass tacks.
Pekâlâ, bana iğne iplik ver o zaman.
Well, then lend me a needle and thread.
Pekâlâ, o zaman. İşte burada.
All right, then here it is.
Pekâlâ Feval. O zaman Lisiere'in bu gece o tuvaleti giymesini engelle!
All right, Féval, then you stop that Lisiere woman... from wearing that gown tonight!
Pekâlâ, o zaman hiçbir yer olmayan bir yere gidelim.
Okay, then let's go somewhere that's nowhere.
- O zaman gemiyi sağlamlaştır. - Pekâlâ, Kaptan.
Then there's nothing you can do but batten down and weather.
Pekâlâ, madem kararını verdin git o zaman.
Well, if you've made up your mind, go then.
Pekâlâ, yap o zaman.
Alright, go ahead.
Pekâlâ, o zaman.
Very well, then.
Pekâlâ, o zaman biz de yukarı tırmanırız.
Well, we'll just have to climb a bit, that's all.
Pekâlâ, düşündüm ki, eğer Roger Wade gerçek adı değilse, o zaman...
- Why? If Roger Wade isn't his real name, he might be using his real name.
Pekâlâ, oraya girdiğim zaman o ne yapacaktır?
What's he gonna do when I walk in?
Pekâlâ, işte o yine geliyor dostlar o zaman bekleyin, sıkı durun, dayanın ve kemerlerinizi bağlayın.
You think the high heels are too much? Are you guys nuts? - Well, Scooter says that... that... that...
Pekâlâ, benimle çalış o zaman.
Well, then work with me.
Pekâlâ, o zaman Five Bob'da birkaç gün kalman için Miss Augusta'dan gelen bu daveti yırtıp atayım.
Well, I suppose I should... tear up this invitation, then, from Miss Augusta... for you to stay a few days at Five Bob.
Pekâlâ, o zaman turboları deneyelim.
All right, let's try turbo boost.
Pekâlâ, başlayalım o zaman.
Well, that's a start.
Pekâlâ, dinliyorum o zaman.
So I'm listening.
Pekâlâ, o zaman başkasını götür.
Well, then, take someone else.
Pekâlâ, o zaman onun için dövüşmeliyiz.
Well, then we must fight for her.
Pekâlâ, o zaman... — Oturun.
All right, then, I'll...
pekala o zaman 74
pekala öyleyse 32
pekâlâ öyleyse 16
pekala o halde 17
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
pekala öyleyse 32
pekâlâ öyleyse 16
pekala o halde 17
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16